Ankara’da havaalanına adı isim olarak verilen Esenboğa’nin kimliği ve bu sözcüğün nasıl yazılması gerektiği henüz çözülmemiş bir sorun olarak durmaktadır.
Bu konudaki görüşler özetle şöyledir: Esenboğa, Ankara savaşına katılmış Timur’un komutanlarından İsen Boğa’dır. İkinci görüş, Çağatay Hanlarından Üveys Han’ın oğlu İsen Buğa’dır. Üçüncüsü, sözcük anlamıyla, ‘Sultan’a ait boğaların beslendiği yer, yürüyen boğa veya mutlu öküz’ gibi görüşler ileri sürülmüştür. Ayrıca bu isim havaalanına bu ad, ne zaman ve kim tarafından verilmiştir? Kimi yayınlarda, 1951’de Demokrat Parti iktidara gelince, bu ismi koyduğunu ileri sürülmüştür. Ancak bütün bu açıklamalar, Ankara’da en önemli havaalanına böyle bir ismin ne amaçla verildiğini ve siyasi anlamını açıklamaya yetmez. Öncelikle sözcüğün yazılışı üzerinde duralım: merhum Prof. Reşit Rahmeti Arat (1900-1964) ve Varis Abdurrahman gibi Uygur Türkçesini bilen âlimler, bu sözcüğün İsen olarak değil, Esen olarak yazarlar. İsen –Esen yazılışı sanırım Türk lehçeleri arasındaki farktan kaynaklanıyor. Eski Türk şahıs adları arasında, Esen Kaya, Esen Tutak, Esen Tegin ve Esen Temür gibi isimler vardır. Boğa mı, yoksa Buka veya Buğa mı meselesine gelince; Türkistan Türkçesindeki Buka, Türkiye Türkçesinde Boğa’ya dönüşmüş gibi görünüyor. Anlam olarak bir farklılık sanırım yoktur.
Varis Abdurrahman, Turfan ve Hotan’da bulunan vesikalarda, bu sözcüğün ‘Esen Buka’ olarak yazıldığını ifade ediyor. Diğer bir sorun, eğer bu isim Çağatay Hanların izafeten verilmişse, bu Esenboğa, Çağatay Hanlarından hangi Esenboğa’dır. Zira Çağatay Hanları listesinde iki tane Esenboğa ismi geçer. Birinci Esen Buka, 1309-1318 veya 20 yılları arasında hanlık yapmıştır ve Tuğluk Timur’un babasıdır. İkinci Çağatay Hanı Esenbuka ise 1446-1461 yılları arasında hanlık yapmıştır. Bunun babası, Üveys Han’dır. Bu durumda, bu ismi havaalanına öneren zat her kimse, hangi Çağatay Hanını kastediyor? Timur’un komutanlarından olduğu söylenen İsen Buğa’ya izafeten verilme ihtimali çok azdır, zira bunun bir mantığı ve referansı yoktur. Kaldı ki, ünlü Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan, Ankara Savaşının geçtiği yerle ilgili olarak Ankara’da saha araştırması yaparken, Hatıralar’ında böyle bir ismi zikretmez. Prof. Mükrimin Halil Yinanç (1900-1961) Bey’in de Türkistan tarihi uzmanı olmadığını belirtmek gerekir. Bununla beraber, Togan, Afganistan’da bulunduğu esnada, ‘Bisut Moğol Hazereleri’nin kendilerine Türk dediklerini, bunları Cengiz’in oğlu Çağatay Hanın Afganistan’a getirdiğini, bir dönem Türkçe konuştuklarını; kendi kollarından birinin de İsentimur adını taşıdığını yazar (s. 418). 1873’te Kaşgar Keşif heyetine katılan İngiliz askeri tabip Henry Walter Bellew (1834-1892), Kebek’in ağabeyi olan I. Çağatay Hanı Esen Buka hakkında, 1873 yılında önemli bilgiler vermiştir:’ Esenboğa’nın veya İşanboğa’nın (Eshán Boghá) babaları sırasıyla, Duva, Barak, Kara Bisü, Mengü, Çağatay ve Cengiz’dir. Oğlunun ismi de Tuğluk Timur Han’dır. Esenboğa’nın pek çok karısı vardı. Baş hatunu Satılmış Hatun’du ama o kısırdı. Esenboğa, Maveraünnehir’e bir sefere çıktı ve karılarının sorumluluğunu ona bıraktı. Ülkenin eski geleneklerine göre, baş hatun, kocasının yokluğunda, diğer karıları üzerinde en yüksek kontrole ve onları dilediği gibi kullanma yetkisine sahipti. Satılmış Hatun, Esenboğa’nın karılarından Minilik Hatun’un hamile olduğunu öğrendi ve onu kıskanarak, Şaraol Duhtoy ismindeki bir soyluyla evlendirdi. Esenboğa eve döndüğünde bunu öğrenince çok üzüldü ve kısa süre sonra öldü ve geride devlet için halef bırakmadı. Sonuç olarak Moğol aşiretleri, kısa sürede anarşi ve anlaşmazlık nedeniyle bölündü, ta ki Emir Bolci, Dogut, devletin gerçek varisi ortaya çıkarana kadar. Esenboğa, Moğol kabileleri arasında dolaşması, Şaraol Duhtoy'un kampını keşfetmesi ve Minilik Hatun’un bir oğul doğurup doğurmadığını öğrenmesi için, Taş Timur'u bir koyun sürüsüyle birlikte o tarafa gönderdi. Bunun görevi, eğer Minilik Hatun bir erkek çocuk doğurduysa, onu çalıp götürmekti. Taş Timur uzun bir yolculuktan sonra Şaraol’un kampına ulaştı ve üç yüz kişilik sürüsünden yalnızca bir mavi keçi (blue goat) kaldı. Minilik'in iki oğlu olduğunu tespit etti: Esen Boğa’dan olan Tuğluk Timur, Şaraol’un diğer oğlunun adı ise İncü Melik’ti (A Report of a Mission to Yarkand in 1873, s. 147). Üveys Han’ın oğlu II. Esenboğa olduğuna dair herhangi bir kanıt yoktur.
Tüm bu bilgilerden çıkan sonuç şudur: Bu sözcük, Türkistan özellikle Doğu Türkistan tarihinden (14-15.yüzyıllar) alınmadır. Dolayısıyla Türkiye’de Moğol ve Türk (Uygur) tarihinin hatırasını yaşatmak istenmiş gibi görünüyor. Eğer bu ismi Demokrat Parti verdiyse, Cengiz Han’dan gelen Çağatay sülalesinden Esenboğa’nın Maveraünnehir’de İslamiyet ile tanışması ve oğlu Tuğluk Temür’ün İslamiyet’i benimsemesinden dolayı bu ismi vermiş olmalıdır. Nasıl ki, Atatürk döneminde “Ulus” gibi Moğolca sözcükler yer adı ve gazete adı olarak verildiyse, bu geleneğin bir devamı olarak, “Esenboğa” sözcüğü de havaalanına verilmiş gibi görünüyor. Son olarak bu sözcüğün, Anadolu’daki Moğol ve Tatar kalıntılarıyla ilgili olduğunu düşünmüyorum.