Ülkemizin gidişatı hayra alamet değil. “Bindik alamete, gidiyoruz kıyamete” Öyle mahyavari, sinirli, stresli bir ülke olduk ki, ne yapacağımızı şaşırır duruma düştük. Öyle olaylar oluyor ki; “pes artık” diyoruz. Yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir ülkede böyle olayların olması nasıl açıklanabilir ki? İnsanlar; Allahın, Kur-an’ın ve peygamberimizin emirlerine bile bile karşı gelerek kendi cehennemlerini hazırlamıyorlar mı? . İş yerlerinde, okullarda, hastanelerde sokaklarda, yollarda, parklarda, marketlerde, trafikte sinir krizi geçiren, panik atak, depresyonlu hastalarla sıkça karşılaşmaya başladık ne yazık ki. Sağlık ocaklarında hastalara deva olmaya çalışan sağlık çalışanlarına, okullarda öğretmenlere, trafikte polislere, işini yapmaya çalışan devlet memurlarına yapılan küfürler, öldürmeye varan saldırıları ne ile ve nasıl açıklanabilir? Adliye koridorlarındaki silahlı çatışmalar, evine ekmek götürmek için direksiyon sallayan şoförler, düğün törenlerinde, asker uğurlamalarında sıkılan kurşunlar... Kısacası hayatın her alanındaki kötü ve korkunç, akıl almaz olaylar. Bunların tümünü yaşayarak görüyor, duyuyoruz. Peki, nereye kadar sürecek bu çekilmez, yaşanmaz hayat? . Son günlerin en çok konuşulan, adı gibi; Narin kızımızın başına gelenler ve olaylarını tüylerimiz diken diken olarak izledik. Aile fertlerinin tavırları, köy halkının tutumu, orta çağda kız çocuklarının diri diri mezara gömülmesinden farksızdı. Keza; göreve yeni başlamış polis kızımızın acımasızca katledilmesi, sokaklarda sıkça gördüğümüz kadın cinayetleri. Öyle cinayetler ki sanki hayvan keser gibi defalarca bıçak darbeleri. Hem de çocuklarının gözü önünde. İşin tuhaf tarafı; bu olayları çevredekiler deve güreşi, ya da horoz döğüşü izler gibi davranıyorlar. İşin acı ve korkunç yönü bu olsa gerek. . Ülkemizde bu buna benzer olaylar o kadar sıklıkla oluyor ki “Aman canım bana ne” diyerek kanıksamaya, normal görmeye başladık. Söylemeye dilim varmıyor ama tüm bu olaylar kıyametin yaklaştığına işarettir. . Bu canlara kıyanlara sormak gerekir, bu insanları siz mi doğurdunuz, siz mi büyütüp beslediniz? Yine sormak gerekir; dinin, hukukun emirlerini yok sayma hakkını nereden alıyorsunuz? Toplum olarak bu olayları yaşadıkça dehşete kapılıyor, depresyona giriyor, hayattan zevk almamaya başlıyoruz. “Bunlar, kıyamet alametleri, Allah sonumuzu hayır etsin demekten kendimizi alamıyoruz. . Bana göre...