Ülkemizdeki bu çağda yaşanan bayramlar zenginler için tatil, çocuklar için sevinç, asgari ücretliler ve dar gelirliler için külfet, emekliler içinse zulümdür.
Sanıyorum bunların çok fazla ayrıntılarına girmeye gerek yok. Ancak gene de şöyle özetleyecek olursak; zenginlerde zaten para pul derdi yok! “Bayram gelse de fırsattan istifade dokuz gün tatil yapsak. Ancak neredeyse gitmediğimiz yer yok, bu bayram olsun farklı bir yerlere mi gitsek. Yok yok, uğraşmayalım. Bu bayram da yurt dışına gidelim” derdindeler.
Haklılar canım, hangimizin parası olsa aynı şeyleri yapmayız ki!... O halde eleştirmeye de kimsenin hakkı yok.
Asgari ücretliler de hadi neyse! Yani zorlansalar da bir maaşla küçükbaş bir kurbanlık alabilme ihtimalleri var. Var ama zaten bu parayla ay sonuna zar zor ulaşıyorlar. Yani bir sürü masraf var. Kurban kesmek, kurban bayramını yaşamak büyük bir külfet!. Nasıl olacak bu iş...
Onların işi zor. Ancak yapılacak bir şey yok. Hayat sıkıntılı, ekonomi ağır, şartlar zor. Yani bu şartlarda çoğunluğun işi zor.
Emekliler...
Emekliler bitik. Bakmayın siz öyle 2 bin lira falan bayram ikramiyesi aldıklarına. Gerçekten bitikler. Bu yazıyı okuyan değerli okurlarımız iki dakikalığına bir empati yapsın. Siz 30 yıl asgari ücretle çalışıyorsunuz, ya da küçük esnaf olarak onca sene prim yaptırıyorsunuz. Gün geliyor sevine sevine emekli oluyorsunuz ve elinize ayda 10 bin lira emekli maaşı veriyorlar. Allah aşkına şöyle kendi kendinize yapabilirseniz. 10 bin lirayla bir ay boyunca geçinebileceğiniz bir bütçe yapsanıza!.. Büyük şehirleri geçin, ilçemizde 8-10 bin liralara dayanan ev kiralarıyla, elektriğinizi, suyunuzu, odun-kömür ya da doğal gazınızı, pazar, market masrafınızı bir düşünün... Hele hele öğrenim gören bir tek çocuğunuz var.... İnanın bittiniz!...
Marketteki, pazardaki fiyatları anlatmama gerek yok, çoğunuz biliyorsunuz. Ülkede durmayan akaryakıt fiyatları zaten her bir şeyi etkiliyor. Çaya zam, şekere zam, ekmeğe zam, gel de çık işin içinden. İnanın bu maaşa mahkûm emeklilerin çoğu kümeste yaşayan tavuk gibi yaşıyor. Elbette o meşhur 4-5 yerden maaş alanlar böyle gerçeklerden anlamazlar.
Bir emekli olarak 10 bin lira maaş al, imkansız şartlarda her ay bir lira ayır. Ancak 15-17 ay sonrasında ufak tefek bir kurban alabilme şansına sahip olacaksın. Ki zaten 12 ay sonra da yeni bir bayram girecek. Yazın bu süreç içerisinde kışa hazırlanacaksın, kışın da ekstradan okul masrafları, elektrik, odun-kömür ya da doğalgaz masrafları artacak.
Olasıya iş mi?...
Ne güzel değil mi, bayramda 3 bin lira ikramiye ver herşeyi hallet. Bu emeklilerin günahı, vebali inanın ağır olur.
Bizler, bazılarımız bu ortamda, bu yaşımıza rağmen halâ çalışıyoruz, çalışmak zorundayız. Bazen artık işi bırakıp şöyle çalışmadığımı, 10 bin lira ile gül gibi geçinip gideyim diye hayal ediyorum, yaşama sevincim gidiyor. Elin emekli Avrupalısı bir emekli maaşıyla ülkemize gelip 10 gün gerine gerine tatil yapabiliyor, bizler bir ayı çıkarmanın hesaplarını yapıyoruz. Bizim günahımız ne Allahım, biz nerde hata yapıyoruz.
Ne kadar yazarsak yazalım en sonunda hayatın gerçekleri tokat gibi yüzümüze vuruyor işte. Bu bayram yaşanacak, kurban kesilse de kesilmese de. O halde ne diyebiliriz ki!...
Bayramınız sağlıklı, huzurlu geçsin de gerisini şimdilik es geçelim...
“Bayramınız Şen Ola!”...