Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

ÇOK SİNİRLİYİZ!

Alın size bir garip ama gerçek olay daha. Türkiye dünyanın en sinirli ülkeleri arasında 2. sırada yer almış. Bu olay aslında garip falan değil ama maalesef gerçek!.. Bu istatistiği kim, nasıl yapmış bilmiyorum. Hatta bazı çevrelere göre 2. değil, 6. olduğu falan iddia ediliyor ama bana göre ikinciliğin gerçek olduğu çok aşikar. Hatta ortamı bilenler, akşam haberlerini izleyenler neden birinci olmadığımızı bile sorgulayabilirler. Dünyanın en sinirli ülkeleri sıralaması belli oldu. 2024 yılının en sinirli 10 ülkesi, Gallup’un Global Emotions tarafından yayımlanan 2024 Küresel Duygular Raporu sonrasında belirlenmiş. Raporda, ülkelerin ekonomik dalgalanmaları ve günlük yaşam koşullarındaki zorluklar ve halkın genel duygu durumundan faydalanılmış. Rapora göre Türkiye'nin sıralamadaki yeri 2. olarak belirtildi. Dünyanın en sinirli birinci ülkesinin Lübnan olduğu yer alan raporda diğer 9 ülke sırasıyla Türkiye, Ermenistan, Irak, Afganistan, Ürdün, Mali, Sierra Leone, Ekvador Ginesi, Nijerya olarak sıralanmış. Ben kendi adıma “acaba neden bu kadar sinirliyiz” diye bir soru sormayacağım. Çünkü her şey çok açık ortada. Sinirli olmamızdaki birinci unsur hepimizin belini büken EKONOMİ! Ülkemizdeki ekonomik koşullar ne kadar aksi iddia edilse de hiç de hoş değil. Mesela çok çalışan bir insanın 15-20 bin lira aldığı bu ülkede hiç çalışmadan masa başında başka bir insanın 100 bin lira aldığı bir çağda yaşıyoruz. Örneğin milletvekilleri! kim nasıl yorum yapar bilemiyorum ama bana göre zaten oldukça varlıklı insanlar milletvekili olabiliyor. Onun üzerine de hemen hemen en yüksek maaşı onlar alıyorlar. Cumhuriyetin ilan edildiği zamanlarda Atatürk’ün “Milletvekili maaşları öğretmen maaşlarını geçmesin” dediği söylenir. Oysa biz bu işlerin tam tersini yaparak imam maaşlarını bile öğretmen maaşlarının üzerine çıkarmış durumdayız. Bu mantıktan gidersek sinirimizin daha da çok artması, sıralamada 2. değil, 1. olmamız da gerçekten olası bir durumdur. Bu yaşta benim bir türlü anlayamadığım sorulardan birisi de sayın yetkililer asgari ücreti ve emekli maaşlarını belirlerken ortalama üç ay boyunca toplanıyorlar, dağılıyorlar ve bu işi tekrar tekrar aylarca yapıyorlar ve bu maaşları ancak belirliyorlar. Ancak emekli maaşları ve harç, vergi, akaryakıt, trafik cezaları, yol köprü geçiş ücretleri ve daha onlarca ücreti artırırken hiç toplanma dağılma gereği duymuyorlar. Alın size yine çok önemli bir sinir olma sebebi!... Oysa sizin vereceğiniz maaşları belirleyeceğiniz zaman her kesimden bir komisyon oluşturuluyor da diğerlerinde böyle bir şey neden olmuyor. Madem ki onların fiyat artışına da bir memur, asgari ücretli bir işçi, bir emekli, bir iş adamı, bir muhasebeciden oluşan komisyon huzurunda yapın. Onların fikirlerini de dikkate alın, maaşları öyle belirleyin. Neden bu toplumu bu kadar SİNİR ediyorsunuz. Bakın ondan sonra da dünyanın en sinirli ülkelerinin zirvesine çıkıyoruz. Yani sözlerin bazıları şaka olsa da bazıları da bir mesaj olarak algılanır diye umuyorum. Ve bu fıkrayı sinirleri yatıştırmak düşüncesiyle ve hoşgörünüze sığınarak buraya ekliyorum. Yolda trafik kontrolü yapan iki kafadar trafik polisi karşıdan bir eşek üstünde ihtiyar bir köylünün geldiğini görürler, şununla biraz kafa bulalım eğlenelim derler. İhtiyar yanlarına gelince: - Dur bakalım amca, adam çaresiz durur - Ehliyetin var mı? adam gayet sakin ve ciddi - Ne ehliyeti memur bey oğlum bu eşek! - Olmaz amca artık eşek sürmek içinde ehliyet alman lazım peki ruhsatın var mı? - Yapmayın evladım, eşeğin ruhsatı olur mu? - Olmaz mı amca, artık eşeklerin ruhsatsız tarlaya dahi gitmesi yasak! Bir taraftan da hissettirmeden kıkır kıkır gülüp eğlenmektedirler, memurun birisi eşeğin arkasına bakar: - Bunun plakası da yok! - Etmeyin oğlum hiç eşeğe plaka olur mu? - Olmaz mı amca, yeni çıkan yasaya göre şart cezası da çok ağır. Allah bilir sende zincir takoz çekme halatı stepne kriko falanda yoktur. Adam dalga geçildiğini anlar ama hiç bozuntuya vermez. - Yok, der, - Amca kusura bakma ama ceza yazmak zorundayız. Adam çaresiz : - Yaz oğlum yaz, der. - Amca sana yazarsak 10 lira, eşeğe yazarsak 5 lira ceza yazacağız hanginize yazalım? Adam biraz düşünür - Bana yazın, der. - Yapma be amca, bak eşeğe yazarsak 5 lira kârın oluyor. - Yok siz gene de bana yazın, der. - Neden eşeğe yazdırmıyorsun amca, deyince adam cevabı yapıştırır : - Onun sicili bozulmasın, büyüyünce trafik polisi olacak!...
Ekleme Tarihi: 03 Aralık 2024 - Salı

ÇOK SİNİRLİYİZ!

Alın size bir garip ama gerçek olay daha. Türkiye dünyanın en sinirli ülkeleri arasında 2. sırada yer almış. Bu olay aslında garip falan değil ama maalesef gerçek!..
Bu istatistiği kim, nasıl yapmış bilmiyorum. Hatta bazı çevrelere göre 2. değil, 6. olduğu falan iddia ediliyor ama bana göre ikinciliğin gerçek olduğu çok aşikar. Hatta ortamı bilenler, akşam haberlerini izleyenler neden birinci olmadığımızı bile sorgulayabilirler.
Dünyanın en sinirli ülkeleri sıralaması belli oldu. 2024 yılının en sinirli 10 ülkesi, Gallup’un Global Emotions tarafından yayımlanan 2024 Küresel Duygular Raporu sonrasında belirlenmiş. Raporda, ülkelerin ekonomik dalgalanmaları ve günlük yaşam koşullarındaki zorluklar ve halkın genel duygu durumundan faydalanılmış. Rapora göre Türkiye'nin sıralamadaki yeri 2. olarak belirtildi.
Dünyanın en sinirli birinci ülkesinin Lübnan olduğu yer alan raporda diğer 9 ülke sırasıyla Türkiye, Ermenistan, Irak, Afganistan, Ürdün, Mali, Sierra Leone, Ekvador Ginesi, Nijerya olarak sıralanmış.
Ben kendi adıma “acaba neden bu kadar sinirliyiz” diye bir soru sormayacağım. Çünkü her şey çok açık ortada. Sinirli olmamızdaki birinci unsur hepimizin belini büken EKONOMİ!
Ülkemizdeki ekonomik koşullar ne kadar aksi iddia edilse de hiç de hoş değil. Mesela çok çalışan bir insanın 15-20 bin lira aldığı bu ülkede hiç çalışmadan masa başında başka bir insanın 100 bin lira aldığı bir çağda yaşıyoruz. Örneğin milletvekilleri! kim nasıl yorum yapar bilemiyorum ama bana göre zaten oldukça varlıklı insanlar milletvekili olabiliyor. Onun üzerine de hemen hemen en yüksek maaşı onlar alıyorlar.
Cumhuriyetin ilan edildiği zamanlarda Atatürk’ün “Milletvekili maaşları öğretmen maaşlarını geçmesin” dediği söylenir. Oysa biz bu işlerin tam tersini yaparak imam maaşlarını bile öğretmen maaşlarının üzerine çıkarmış durumdayız. Bu mantıktan gidersek sinirimizin daha da çok artması, sıralamada 2. değil, 1. olmamız da gerçekten olası bir durumdur.
Bu yaşta benim bir türlü anlayamadığım sorulardan birisi de sayın yetkililer asgari ücreti ve emekli maaşlarını belirlerken ortalama üç ay boyunca toplanıyorlar, dağılıyorlar ve bu işi tekrar tekrar aylarca yapıyorlar ve bu maaşları ancak belirliyorlar. Ancak emekli maaşları ve harç, vergi, akaryakıt, trafik cezaları, yol köprü geçiş ücretleri ve daha onlarca ücreti artırırken hiç toplanma dağılma gereği duymuyorlar. Alın size yine çok önemli bir sinir olma sebebi!...
Oysa sizin vereceğiniz maaşları belirleyeceğiniz zaman her kesimden bir komisyon oluşturuluyor da diğerlerinde böyle bir şey neden olmuyor. Madem ki onların fiyat artışına da bir memur, asgari ücretli bir işçi, bir emekli, bir iş adamı, bir muhasebeciden oluşan komisyon huzurunda yapın. Onların fikirlerini de dikkate alın, maaşları öyle belirleyin. Neden bu toplumu bu kadar SİNİR ediyorsunuz. Bakın ondan sonra da dünyanın en sinirli ülkelerinin zirvesine çıkıyoruz.
Yani sözlerin bazıları şaka olsa da bazıları da bir mesaj olarak algılanır diye umuyorum. Ve bu fıkrayı sinirleri yatıştırmak düşüncesiyle ve hoşgörünüze sığınarak buraya ekliyorum.
Yolda trafik kontrolü yapan iki kafadar trafik polisi karşıdan bir eşek üstünde ihtiyar bir köylünün geldiğini görürler, şununla biraz kafa bulalım eğlenelim derler. İhtiyar yanlarına gelince:
- Dur bakalım amca,
adam çaresiz durur
- Ehliyetin var mı?
adam gayet sakin ve ciddi
- Ne ehliyeti memur bey oğlum bu eşek!
- Olmaz amca artık eşek sürmek içinde ehliyet alman lazım peki ruhsatın var mı?
- Yapmayın evladım, eşeğin ruhsatı olur mu?
- Olmaz mı amca, artık eşeklerin ruhsatsız tarlaya dahi gitmesi yasak!
Bir taraftan da hissettirmeden kıkır kıkır gülüp eğlenmektedirler, memurun birisi eşeğin arkasına bakar:
- Bunun plakası da yok!
- Etmeyin oğlum hiç eşeğe plaka olur mu?
- Olmaz mı amca, yeni çıkan yasaya göre şart cezası da çok ağır. Allah bilir sende zincir takoz çekme halatı stepne kriko falanda yoktur.
Adam dalga geçildiğini anlar ama hiç bozuntuya vermez.
- Yok, der,
- Amca kusura bakma ama ceza yazmak zorundayız.
Adam çaresiz :
- Yaz oğlum yaz, der.
- Amca sana yazarsak 10 lira, eşeğe yazarsak 5 lira ceza yazacağız hanginize yazalım?
Adam biraz düşünür
- Bana yazın, der.
- Yapma be amca, bak eşeğe yazarsak 5 lira kârın oluyor.
- Yok siz gene de bana yazın, der.
- Neden eşeğe yazdırmıyorsun amca, deyince adam cevabı yapıştırır :
- Onun sicili bozulmasın, büyüyünce trafik polisi olacak!...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.