Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

PARANIN NE ÖNEMİ VAR

Napolyon bağırmış; “para para para!” diye. Demek ki önemli bir şey. Önemli olmasa bağırmazdı zaten. Evet para çok önemli. Olmasa hiçbir şey yapamıyoruz ama çok olsa bile de hiçbir işe yaramadığı dönemlerde oluyor. Son zamanlarda hiç akla hayale gelmeyen sahte dolar veya döviz kriziyle karşılaştık. Dünyanın her şeyden sorumlu ülkesi olan Amerika bile bu sahtecilik işine karışmış iken “vay halimize!” demeden edemeyeceğim. Dolarlar sahteymiş, onların kılı kıpırdamıyor ama bizde her şey allak bullak. Ne yapacağımızı bilemedik. Bir zamanlar yabancı para taşımanın suç olduğu günlerden şimdilerde her şeyin dolarla euro ile alınıp satıldığı günlere geldik ve başımıza da bu sahtecilik dolandı. Enflasyonun ayyuka çıktığı, asgari ücret ve emeklilerin maaşlarına zam beklendiği günlere geldik. Meclisimiz bütçeyi görüşüyor ve tamamlamak üzere ama bu bütçeye asgari ücret dahil olmayacak mı. Memura, emekliye ne verilecek?.. Bütçede yer almayacak mı? Tabi biz bunları düşünmeyelim. Esas konu GEÇİM ise aklımızı oraya verelim. Efsane Kasım ayından neler elde ettiniz. Hangi ürünü kaça aldınız. Dört alıp üç mü ödediniz. Yoksa ilkine parayı saydınız da ikincisini yüzde kaç indirimli aldınız biz onlara bakalım. İğneden ipliğe zam gelirken oranlara bakıyorum. Sağolsun devlet baba da hepsine yüzde elliler civarında Allah ne verdiyse yükleniyor. Eee tabi işçiye memura verecek ama önce gelir elde etmesi lazım gelmez mi?. Çoğu kere demişliğim var. Gelin bütün fiyatları dondurun, ne maaşımız artsın ne de fiyatlar desek de itibar görmüyor. Hatta zam yaparak idare etme işini bizim rahmetli GAMALI bile yapabilir demiştim bir zamanlar. Önemli olan hem az zam yapmak hem de insanları mutlu etmektir. Yetkililer bağırıyor “işçiyi, memuru enflasyona ezdirmeyeceğiz”. Yahu bu insanlar zaten yeteri kadar ezilmiş, bundan sonra ezdirilse ne olacak. Enflasyona ezilmeyen spor kulüplerinin teknik direktörleri! Maşallah onlar büyük paralara imza atıyorlar, üç beş maç sonra başarısız oluyorlar ve ardından kovuluyorlar, sonra al paranı git. Ne güzel iş. Keşke ben de bu mesleği seçseymişim diyorum içimden. Ama düşünüyorum da “bu hak etmediğim parayı alırsam sonuç ne olur. Göğsümü gere gere yiyebilir miyim” diye. Bakıyorum da birileri bu paraları alıp toplum içinde gezebiliyorlar. Hem de bir değil iki değil. Birini hatırlıyorum iki büyük kulüpten iyi para götürmüştü diyorlar. Tabi bu arada futbol federasyonu da buna bir çözüm bulmalı, ya kulüplere sınırlama gelmeli ya da teknik direktörlere. Kulüplere yılda iki hoca ile çalışma hakkı verilmeli. Hocalara da yalnız iki takıma gitme hakkı. Sporcular bile yılda anca iki kulüp değiştiriyorlar. Diğerlerinin ne ayrıcalığı var. Ha para demişken hem sporcuların hem de hocaların aldığı rakamlar ülke gerçekleriyle tamı tamına tezat taşımakta. Buna da bir kıstas gelmeli. Ne o milyon dolarlar. Azizim bu ülkede asgari ücret şimdilik 17 bin 2 lira, unutmayın. Bu hafta Avrupa liginde maçlar oynandı. Takımlarımız ellerinden gelen gayreti göstererek mücadele ettiler. Beşiktaş kendi evinde oynayacağı maçı Macaristan’da oynadı. “Niye” diye sordum. İsrail takımı can güvenliği yok diye maçı oraya aldırmış. Aklıma şu sorular takıldı. UEFA bir Avrupa Futbol Organizasyonu. Haritaları bilirim, İsrail ise Avrupa sınırında bile değil. Niçin bu takımı o organizasyona alıyorsunuz. Ya almayın ya da statü değiştirin. Sonra Avrupa şampiyonasında Rusya, Ukrayna savaşı var diye Rusya’yı almıyorsunuz ama İsrail-Filistin savaşı sürerken onları bu kupaya dahil ediyorsunuz. Vaktiniz varsa bunu bir açıkla UEFA. Doğrusunu söylemek gerekirse yurdumuzdaki maçlarda takımlar sürekli hakemlerden şikâyetçi. İnanın Avrupa maçlarındaki hakemler ise bizimkilerden daha berbat. İyice izleyin bakın. Ve artık faydasına inanmadığım bu VAR işi kalkmalı. Hem oyunun ahengini bozuyor hem sporcuları demoralize ediyor. Buna bir çeki düzen verilmeli. Amacına hizmet etmiyor. Kimi zaman işin içine giriyor kimi zaman da girmesi gerektiğinde oralı olmuyor. Kafamı yoran bir diğer soru da şöyle. Maç izliyoruz; bir futbolcu diğerini sakatlıyor. Dakikalarca saha içinde tedavi görüyor sonrasında hakem oyuncuyu dışarı çıkarıyor. Böylece onu kısa süreliğine de olsa cezalandırmış olmuyor mu. Tedavi çok şiddetli değilse dışarıda yapılabilir. Diyelim ki sadece kalecilere imtiyaz var. Diğerleri zamanı boşa geçirmemeliler. Diğer sporcular soğuyor ve maç kontrolünü kaybediyorlar. Sarı ve kırmızı kartlarda gözden geçirilmeli. Hentboldaki gibi dakika cezaları verilmeli. Hey yetkililer bunu bir düşünün derim. Ve büyük takımlarda futbol oynamış oyuncular bir Anadolu takımına gidince önceki takımlarına kıyak yapıyorlar diye suçlanıyorlar. Bunun önüne geçecek önlemler federasyon tarafından alınmalı. Şaibelere, dedikodulara meydan verilmemeli. Nereden nereye geldik. PARA, sen nelere kadirsin Ahhh!. Bu paranın gözü kör olsun. Paran varsa dostun çok. Paran yoksa dostun yok. Para senin köpeğin olsun. İlle de PARA. Herhalde 2025 de çok PARALANACAĞIZ.
Ekleme Tarihi: 03 Aralık 2024 - Salı

PARANIN NE ÖNEMİ VAR

Napolyon bağırmış; “para para para!” diye. Demek ki önemli bir şey. Önemli olmasa bağırmazdı zaten. Evet para çok önemli. Olmasa hiçbir şey yapamıyoruz ama çok olsa bile de hiçbir işe yaramadığı dönemlerde oluyor.
Son zamanlarda hiç akla hayale gelmeyen sahte dolar veya döviz kriziyle karşılaştık. Dünyanın her şeyden sorumlu ülkesi olan Amerika bile bu sahtecilik işine karışmış iken “vay halimize!” demeden edemeyeceğim. Dolarlar sahteymiş, onların kılı kıpırdamıyor ama bizde her şey allak bullak. Ne yapacağımızı bilemedik. Bir zamanlar yabancı para taşımanın suç olduğu günlerden şimdilerde her şeyin dolarla euro ile alınıp satıldığı günlere geldik ve başımıza da bu sahtecilik dolandı.
Enflasyonun ayyuka çıktığı, asgari ücret ve emeklilerin maaşlarına zam beklendiği günlere geldik. Meclisimiz bütçeyi görüşüyor ve tamamlamak üzere ama bu bütçeye asgari ücret dahil olmayacak mı. Memura, emekliye ne verilecek?..
Bütçede yer almayacak mı? Tabi biz bunları düşünmeyelim. Esas konu GEÇİM ise aklımızı oraya verelim. Efsane Kasım ayından neler elde ettiniz. Hangi ürünü kaça aldınız. Dört alıp üç mü ödediniz. Yoksa ilkine parayı saydınız da ikincisini yüzde kaç indirimli aldınız biz onlara bakalım.
İğneden ipliğe zam gelirken oranlara bakıyorum. Sağolsun devlet baba da hepsine yüzde elliler civarında Allah ne verdiyse yükleniyor. Eee tabi işçiye memura verecek ama önce gelir elde etmesi lazım gelmez mi?. Çoğu kere demişliğim var. Gelin bütün fiyatları dondurun, ne maaşımız artsın ne de fiyatlar desek de itibar görmüyor. Hatta zam yaparak idare etme işini bizim rahmetli GAMALI bile yapabilir demiştim bir zamanlar. Önemli olan hem az zam yapmak hem de insanları mutlu etmektir.
Yetkililer bağırıyor “işçiyi, memuru enflasyona ezdirmeyeceğiz”. Yahu bu insanlar zaten yeteri kadar ezilmiş, bundan sonra ezdirilse ne olacak. Enflasyona ezilmeyen spor kulüplerinin teknik direktörleri! Maşallah onlar büyük paralara imza atıyorlar, üç beş maç sonra başarısız oluyorlar ve ardından kovuluyorlar, sonra al paranı git. Ne güzel iş. Keşke ben de bu mesleği seçseymişim diyorum içimden. Ama düşünüyorum da “bu hak etmediğim parayı alırsam sonuç ne olur. Göğsümü gere gere yiyebilir miyim” diye. Bakıyorum da birileri bu paraları alıp toplum içinde gezebiliyorlar. Hem de bir değil iki değil.
Birini hatırlıyorum iki büyük kulüpten iyi para götürmüştü diyorlar. Tabi bu arada futbol federasyonu da buna bir çözüm bulmalı, ya kulüplere sınırlama gelmeli ya da teknik direktörlere. Kulüplere yılda iki hoca ile çalışma hakkı verilmeli. Hocalara da yalnız iki takıma gitme hakkı. Sporcular bile yılda anca iki kulüp değiştiriyorlar. Diğerlerinin ne ayrıcalığı var.
Ha para demişken hem sporcuların hem de hocaların aldığı rakamlar ülke gerçekleriyle tamı tamına tezat taşımakta. Buna da bir kıstas gelmeli. Ne o milyon dolarlar. Azizim bu ülkede asgari ücret şimdilik 17 bin 2 lira, unutmayın.
Bu hafta Avrupa liginde maçlar oynandı. Takımlarımız ellerinden gelen gayreti göstererek mücadele ettiler. Beşiktaş kendi evinde oynayacağı maçı Macaristan’da oynadı. “Niye” diye sordum. İsrail takımı can güvenliği yok diye maçı oraya aldırmış. Aklıma şu sorular takıldı. UEFA bir Avrupa Futbol Organizasyonu. Haritaları bilirim, İsrail ise Avrupa sınırında bile değil. Niçin bu takımı o organizasyona alıyorsunuz. Ya almayın ya da statü değiştirin. Sonra Avrupa şampiyonasında Rusya, Ukrayna savaşı var diye Rusya’yı almıyorsunuz ama İsrail-Filistin savaşı sürerken onları bu kupaya dahil ediyorsunuz. Vaktiniz varsa bunu bir açıkla UEFA.
Doğrusunu söylemek gerekirse yurdumuzdaki maçlarda takımlar sürekli hakemlerden şikâyetçi. İnanın Avrupa maçlarındaki hakemler ise bizimkilerden daha berbat. İyice izleyin bakın. Ve artık faydasına inanmadığım bu VAR işi kalkmalı. Hem oyunun ahengini bozuyor hem sporcuları demoralize ediyor. Buna bir çeki düzen verilmeli. Amacına hizmet etmiyor. Kimi zaman işin içine giriyor kimi zaman da girmesi gerektiğinde oralı olmuyor. Kafamı yoran bir diğer soru da şöyle. Maç izliyoruz; bir futbolcu diğerini sakatlıyor. Dakikalarca saha içinde tedavi görüyor sonrasında hakem oyuncuyu dışarı çıkarıyor. Böylece onu kısa süreliğine de olsa cezalandırmış olmuyor mu. Tedavi çok şiddetli değilse dışarıda yapılabilir. Diyelim ki sadece kalecilere imtiyaz var. Diğerleri zamanı boşa geçirmemeliler. Diğer sporcular soğuyor ve maç kontrolünü kaybediyorlar. Sarı ve kırmızı kartlarda gözden geçirilmeli. Hentboldaki gibi dakika cezaları verilmeli. Hey yetkililer bunu bir düşünün derim.
Ve büyük takımlarda futbol oynamış oyuncular bir Anadolu takımına gidince önceki takımlarına kıyak yapıyorlar diye suçlanıyorlar. Bunun önüne geçecek önlemler federasyon tarafından alınmalı. Şaibelere, dedikodulara meydan verilmemeli.
Nereden nereye geldik. PARA, sen nelere kadirsin Ahhh!. Bu paranın gözü kör olsun. Paran varsa dostun çok. Paran yoksa dostun yok. Para senin köpeğin olsun. İlle de PARA. Herhalde 2025 de çok PARALANACAĞIZ.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.