Yaz aylarının büyük kabusu yangınlar yine yüzünü göstermeye başladı. İlçemizin yanıbaşındaki yangında yılların birikimi ve eseri çam ağaçları kül oldu. Cuma günü akşam üzeri Uşak’tan ilçeye doğru yaklaştığımda Banaz’ın üzerindeki kara dumanları görünce “eyvah!” dedim. Eyvah yine yangın var. İlk olarak sanki Derbent köyünde gibi görünen dumanların yaklaştığımda Kızılcaören köyünden çıktığı anlaşılıyordu. Ancak yaklaştıkça da yangının büyüklüğü ve aşırı rüzgar kaygılarımı artırdı. Çok büyük çabalarla ertesi günün sabahına doğru yangının kontrol altına alındığını öğrendik. Ancak sevinsek mi, üzülsek mi bilemedik. Zira mahalle arasında yolda gördüğüm bir kadın kenara oturmuş ağlıyordu. “Noldu teyze, bir şey mi var” dediğimde; “Daha ne olsun, yandı işte!” dedi. Ben de teselli etmek amacıyla, “İyi de artık söndürüldü, birçok ağaç yandı ama buna da şükür” dedim. “Oğlum o ormanlarda, ağaçların içinde ne kadar canlı hayvan yaşıyor biliyor musun? Onların hepsi cayır cayır yandı, yok oldu” diyerek gözyaşlarını koyuverdi. Ne yazık ki o kadarını ben de hiç düşünmemiştim. Hadi dedim, kurtlar kuşlar kaçtı da alevlerin arasında çaresiz diri diri yanan onca hayvanın kıyametini hangimiz yaşadı ki!... Üzüldüm, içime bir hüzün çöktü, oturdu. İnanın benim de gözlerim doldu... Bu yangınları kim çıkarıyor. Bu ormanları göz göre göre kimler yakıyor.  Bunu böyle sordum ama ben gerçekten de yangınların durduk yere kendi kendine çıktığını düşünmüyorum. Çünkü, dikkat ederseniz istisnalar dışında bir yerde yangın çıktı mı yaklaşık 20-30 km. yakınlarında da başka yangınlar çıkıyor. Zira olayda da hem Kızılcaören hem Kayaağıl, hem de Erice tarafında yangın çıktı. Ben yetkililerin bu konuda ciddi bir araştırma, soruşturma yapmasını istiyorum. Eğer kasıt da varsa, ihmal de varsa suçlular kesinlikle en ağır tarafından cezalandırılmalıdır. Yangınlar kendiliğinden çıkmıyorsa da neden yakılıyor. Yollarda çok kez gördüm. Araçtan atılan sigaralar ortalıkta kıvılcımlar çıkararak havalara yükseliyor. Hele hele gece ise sanki meşale gibi her tarafa dağılıyor. İşte bu sorumsuz, ihmalkâr, vatan sevgisi olmayan insanlara da gerekli cezalar verilmelidir. Aracından yanan sigara atan insan müsvettesine haddini bildirmek gerekir. Bu zat attığı sigaranın kenarlardaki barut gibi kurumuş otlarla yangın çıkacağını düşünemeyecek kadar DANGALAK mı?. Bence değil, bunlar ancak basit, duyarsız, kişiliksiz, sevgisiz ve psikolojik dengesizlikleri olan sorunlu insanlardır. Çünkü hiçbir insan büyük yangın çıkabileceğini bile bile sigarayı camdan atan, ormanlık alanda ateş yakan, piknik alanında yaktığı ateşi söndürmeyecek kadar ALÇAK olamazlar. İnsan olan insan tarlada kalan ekin kalıntılarını yok etmek için tarlada bulunan onca canlıyı diri diri yakmaz. Kendisine tarla açmak için ormanlara sınırı olan yerlerde bilerek yangın çıkarmaz. Tekrar yazıyorum, ormanlık alanlarda sigarasını rastgele atmaz, piknik ateşini son demine kadar tamamen söndürmeden oradan asla ayrılmaz. Ama insan olan insandan bahsediyoruz. Galiba onu da son zamanlarda iyice yitirdik!...   TEBRİKLER YALIM!   Bu kara günlerin içerisinde yıllarca düzenlenmesini arzuladığımız bir TARHANA FESTİVALİ özlemini hayata geçiren Uşak Belediye Başkanı Özkan Yalım’ı tebrik ediyor ayrıca da bu festivalde ulaşılması zor bir rekora imza atarak bizlere yaşattığı sevinç için kendisine teşekkür ediyoruz. Konuyla ilgili yazımızı önümüzdeki sayılarımızda yayınlayacağız.