Kul hakkı nedir ?
Kul hakkının tanımı tek ve net şekilde açıklanmış. Ancak bazı durumlarda herkes kendine göre bir tarif uydurmuş. Birilerinin maddi olarak değerli bir eşya ya da parasını çalmak mı? Yoksa daha da ince düşünerek cevaplayalım. Bankada, hastanede, markette, trafikte sıra beklerken önünüzdeki kişinin yerini almakta mı giriyor kul hakkına? Biz müslümanlar olarak bu konular bu kadar hassasken neden bu kadar vurdumduymaz şekilde devam ediyoruz hayatımıza...
Mesela bir farklı konu ise ; Genelde kamuda ya da özel sektörde çalışanlar arasında geçer. Birisinin toplum içindeki adıyla yukarılarda dayısı varsa en iyi yerde en güzel konumda çalışmayı hedefler. Bu da her nedense istediğini de yaptırır. Fakat bu dayı kim ise hiç düşünmez benim istediğim kişinin yerinde daha önce çalışanı hatta kim olduğunu bile...
Tabi bu dava siyasi de olabilir.
Bu kişiyi yerinden etmek için önce iş konusunda eksikleri aranır. Normalinden fazla iş yüklenir ve bir şekilde tabiriyse dayının yeğeni o kişinin yerine geçer. Tabi bu kişi verimli mi çalışacağı konu hakkında yeterli mi? Onun hiçbir önemi yoktur. Başta yazdığımız gibi kul hakkı dediğimizde ise kimse yaptığını bu konulara bağlamak istemez. Ama şu unutul-mamalıdır ki; birde “İlahi Adalet” vardır.
Kendini ne kadar güçlüde görsen, bazen işler istediğin gibi gitmez. Herşey eline ayağına dolaşır ve sahneye “İlahi Adalet” girer. Senin işinden ettiğin kişi hakkını aradığında yargıda haklı çıkar yeniden görevine döner.
Sen güçlüymüşsün, akıllıymışsın, cambazmışsın hiç farketmez. Bu gibi ufak tefek hesapların yüzünden toplumda karizmanda çizilir. Aslında itibarın gider. Onun için kul hakkını sadece birinin parasını çalmak olmadığı bilincine varmak lazım. Tabi bu anlattığımız bu kadar hesap kitabı yapan kişi bu konuları bilmeyecek kadarda cahil değildir herhalde.
Hayat kısa!... Kimseyi üzmeyecek, darıltmayacak, kimsenin ekmeğiyle oynamayacaksın, bu tarafın bir de öbür tarafı var.