Suriye’de 60 yıllık yönetim 6 günde silindi gitti. Ortalık karıştı, Esat kaçtı, ufak tefek çatışma sesleri haricinde sanki silahsız bir devrim yapıldı gibi. Onlarında büyük çoğunluğu kuru kuruya havaya atılan kurşunların sesi olsa gerek.
Gerçekten bu ülkede ne olduğunu bilen var mı? Bunu bilen var ise nasıl olduğunu izah edebilir mi?
Şöyle geriye bir baktığımızda Irak’da Saddam Hüseyin ilginç bir şekilde yıkıldı. Irak’a giren Amerikan askerleri adeta bir tek mermi atmadan Saddam’ı devirip Irak’ta yönetimi değiştirdi. Garip değil mi? Hani Saddam’ın dillere destan, devasa silahları vardı. Hiç karşılık vereme-yecek kadar aciz miydi? Oysa Kuveyt’i falan işgale kalkmış, oraya buraya saldırmış, bir sürü kargaşanın başrolü olmuştu. Ben bu konuyu oldum olası merak etmişimdir. Neden... Yani kendisi de asker kökenli olan Saddam neden tek bir karşılık vermeden kendisinin sonunu getirecek pasifliğe imza atarak gitti.
Ortadoğu’da huzur sağlandı mı? Elbette ki hayır. Ortadoğu’da kan akmaya devam etti.
Takvimler 2011 yılını gösterdiğinde yine asker kökenli Libya lideri Muammer Kaddafi, arkasında Amerika’nın olduğu kargaşayla devrildi. Libya’da savaşı andıran kayda değer olaylar sergilendi. Ancak yine de olayın bir operasyon olduğu iddiları da bir türlü reddedilemedi.
Yıl 2024'e geldiğinde neredeyse aynı kaderi Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad yaşadı. Uzun zamandır Suriye’de uzun süredir yanlış yönetim sergileyen Esad, halkına huzur veremeyince bir çok insan yurdunu yuvasını terk etmişti. En çok başı ağrıyan ise Türkiye olmuştu.
Suriye’deki Esad’ın durumu da neredeyse Saddam Hüseyin, Muammer Kaddafi gibiydi. Belki de Saddam’a göre biraz daha yumuşak bir diktatör olmasına rağmen ülkesinde huzuru sağlayamadı. Ve zamanı geldiğinde burada da her bir şekilde kendisine karşı bir operasyon başlatıldı. Bana göre Irak’ta olan, Libya’da olan, Suriye’de de oldu. Dış güçlerin istek ve desteğiyle 1963'te başlayan Baas Rejimi tarihin sayfalarına yollandı.
Ortadoğu’nun kaderi sanırım sahip olduğu siyah renkteki petrol gibi kara yazılmış. Yıllar yılı süren kan, gözyaşı ve kargaşa hala da sürmeye devam ediyor. Her şey bir tarafa Ortadoğu’da arkasında Amerika’nın olduğu İsrail hep kavgaya, hep savaşa, hep kavgaya devam edecek. Bu senaryoda Ordadoğu’daki Arap ülkeleri de bir araya gelip küçücük İsrail’i susturarak sağa sola saldırmalarını bitiremeyecekler. Kısacası tarih, eskiden beri süregelen akışıyla devam edip gidecek.
Bir de insanları endişeye sürükleyen 2025 kehanetlerini duydukça kaygılar, korkular da var olmayı sürdürüyor. Önümüzdeki yıl için hiç iyi konuşmayan kahinlerin söylediklerinin yalan çıkmasından başka da maalesef farklı temennide de bulunamıyoruz.
Yaklaşık bir haftadır Suriye’yi izliyoruz. Şimdilik ortalıkta kargaşa ve endişe var. Ama bu karışıklık kısa sürede sükûnete kavuşturulur. Elbette ki temennimiz burada huzur ve barış sağlansın, Suriye halkı kendi ülkesinde yaşamını sürdürsün. Bu arada tabii ki ülkemizde sığınmacı olanlar da aralarında sorunları olan Esad’ın gidişiyle güzel güzel kendi memleketlerine dönsünler.