Kaynayan kazan Ortadoğu’da çok büyük bir soru işareti de kendini göstermeye başladı. Herkesin bu soru işaretiyle sorduğu soru, ŞİMDİ NE OLACAK?
Gerçekten de büyük bir muamma bölgenin geleceği. Kimin, ne hesapları varsa gizliden gizliye gerçekleştirmek için yoğun bir çaba içerisindeler. Tabii ki bizim aklımız ermez. Hatta bir iki önemli kelime telaffuz etsen, SİZİN AKLINIZ ERMEZ de diyeceklerdir. Ancak Ortadoğu çok kötü olaylara gebe gibi görünüyor. Zira Suriye’de bir şeyler oldu ama ne olduğunu, bunu kimin yaptığını, bundan sonra nasıl bir şekil alacağını ne kimse bilebiliyor ne de bu konuda bir şey söyleyebiliyor. Söylenen şey sadece Esad’ın devrildiği ve kaçıp gittiği. Ayrıca da her gün Suriye’de hayat normale dönüyor haberleri boşlukları dolduruyor.
Sizce Suriye’de önemli ve kayda değer bir kargaşa oldu mu? Bir savaş, bir vuruşma gerçekleşti mi? De hayat normale dönsün. Yani zaten her şey normal değil miydi? Suriye’nin yıllardır süren Esadcılar ve karşısındakilerin sürtüşmesi yok muydu?
Bu konulardaki ilgi çekici açıklamalar ve özellikle Trump’un Türkiye ve yönetimi ile ilgili açıklamaları dikkatleri çekiyor. Trum, Suriye’deki rejim değişikliğinin arkasında Türkiye olduğunu belirtirken, 53 yıldır devam eden Esad ailesinin Suriye'deki iktidarının devrilmesinin arkasında Türkiye'nin olduğunu belirten Trump, "Erdoğan çok zeki biri. Bunu binlerce yıldır istiyordu ve başardı. Kimse gerçekten kazananın kim olduğunu bilmiyor ama bence Türkiye kazandı," ifadelerini kullandı.
Ayrıca; "Erdoğan çok zeki ve sert bir adam. Türkiye çok fazla can kaybı olmadan dostane olmayan bir şekilde kontrolü ele geçirdi. Esad bir kasaptı. Çocuklara neler yaptığını gördük," diye devam etti.
Çılgın, hatta deli dolu denilen Trump’un bu sözleri öylesine söylediğini sizler de düşünmüyorsunuzdur sanırım. Donald Trump’un iltifatlarının altında neler yatıyor dersiniz?
Bizler bu sözlerle oyalanırken İsrail bir kenardan Suriye’de ilerlemeye devam ediyor. İlk etapta bu kargaşada yıllardır gerilimi süren Golan tepelerini alacağını belirten İsrail, dur durak bilmiyor. Durmadan ilerliyor, ilerlerken top, tüfek, bomba önüne gelen yeri dümdüz ediyor. Bunlara dur diyecek uluslar arası bir kuruluşta mı yok!...
Şimdi asıl meselemize gelelim.
Bu işler olup biterken İran sessizliğini tamamen korudu. Hiç bir şeyin sorumlusu olmamak için olan biteni dışarıdan seyretti. Aslında doğrusunu yaptı ancak her koşulda emperyalist ülkeler İran ismini telaffuz etmeye başladı. Yani İran bir çok ülke gibi burnunu bu işlere sokmasa da ilk sırada ve hedefteki bir ülke olduğunu düşünüyorum. Tabii ki Ortadoğu’yu dizayn etme sözlerinin sahibi ABD’nin de bu düşüncede olduğunu görüyoruz.
Her Ortadoğu haberi ve konusu geçtiğinde dünyaca ünlü kahinlerin orası için söylediği kötü kehanetler aklıma geliyor. Filistin’de, Ürdün’de Lübnan’da, Irak’ta ve Suriye’de bu gelişmelerin gerçekleşmesi onlara yetmiyor. Geçmişten bugüne “bataklık” olduğu belirtilen bu bölgenin yüzünün yakın zamana kadar gülmeyeceği çok açık görülüyor. Ancak asıl önemli mesele, bu işlere İran’da dahil olduktan sonra sıranın kime geleceği endişesi, önemini muhafaza ediyor.
Bu arada Büyük Ortadoğu Projesi için çalışanlar ve düşünenler haricinde herkesin de kaygılı olduğunu söylemek gerektiğini düşünüyorum.