Yaz aylarının gelmesiyle birlikte trafik yoğunluğu daha da arttı. Özellikle yazın motorsiklet kullanımı fazlalaşıyor. Tabiki bu kullanıcıların içinde bilinçli olanda var olmayan da. Kimisi evinden işine, işinden evine gitmek için kullanıyor, kimisi işyerinde servis için. Bazıları da sadece gezmek için kullanıyor.
Bilinçsiz dediğimiz kitle ise tamamen trafik canavarı gibi davranıyor. Özellikle insanları rahatsız etmek hoşlarına gidiyor. Abartılı egzoz, değişik, uygun olmayan modifiyeler, farklı tiplerde ve şekillerde motorsiklete binmeler. Tabi ki bu sadece motorsikletle de kalmıyor, aynı şekilde arabalarda da son ses müzik dinleyerek, egzozu bağırtarak insanları rahatsız etmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Tabiki trafik denetlemecileri belirli aralıklarda kontrolleri yapıyor ama fayda etmiyor. Bu tür insanlara ehliyet verilmesi bile yanlış ama ehliyet eğiticilerinde de suçu yok. Sürücü belgesi almaya gittiklerinde tamamen uslu çocuk oluyorlar, kurallara uyuyorlar. Her nedense iş o zaman ehliyet cebe girdi mi başlıyorlar taşkınlık yapmaya, tabiri caizse insanlıktan çıkmaya…
Gerekli yaptırımlar uygulanmıyor mu? Gerekli cezalar verilmiyor mu?
Tabiki cezalar uygulanıyor ama yetersiz geliyor bence daha ağır yaptırımlar olmalı. Bir araç hem vatandaşı rahatsız ediyor hem de evraklarında veya araçta eksiklik varsa o aracı derhal trafikten men edilmesi kanaatindeyim.
Bunun yanında birde sinyal kullanmayan şuursuzlar var. Adam direksiyona oturmuş, bir yöne dönecek. Arkası dolu, önü dolu eli bir türlü sinyale gitmiyor. “Sevgili kardeşim o sinyali kullanmak ücretli değil. Bak bilmiyorsan da söyleyeyim : Sağ tarafın sarımsak, sol tarafın soğan. Sağa döneceksen yukarıya, sola döneceksen aşağıya çevireceksin. Yüzyıllardır araçlarda değişmeyen tek şey dört teker ve sinyaldir. Bir şey biliyorlar ki bu sinyali araca koyuyorlar. Senin kullanman için yapılıyor bu! Bir tarafa döneceksin, karşında araç bekliyor. Niye trene bakar gibi bakıyorsun ki? Niye kullanmıyorsun ki, niye bile bile küfür yiyorsun ki? Gel deli etme insanları kullan şu sinyali!”...
Bu bir tek bizim yaşadığımız şehirde mi merak ediyorum. İlçemizde özellikle yurt dışından gelen gurbetçiler ortama canlılık veriyor. Fakat yurtdışında kurallara uydukları gibi Türkiye'de de kurallara uyulmuyor. Bakıyorsunuz yolun ortasına park edilmiş bir araç içinde kimse yok, bakıyorsunuz plaka yabancı sağa sola bakarken marketten çıkan ellerinde poşetlerle gelen birisi araca alel acele biniyor. O zaman diyorum ki bu memleketin havasında bir anormallik var arkadaş…
Önemli olan yaşadığımız ortamda kimseye rahatsızlık vermeden yaşamak değil midir. Dinimiz de bunu emretmez mi?
Toplum olarak kendimize çeki düzen vermeliyiz, çocuklarımıza, çevremizdeki yetişen gençlere her hareketimizle örnek olarak bu kötü ahlaksız ortamdan derhal kurtulmalıyız.
Yoksa çok geç olabilir.