Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

NARİN NARİN

Haftalardır Diyarbakır’da yaşanmış bir olaya kilitlendik. NARİN kızımız bir cinayete kurban gitti. Hemen hemen herkes konuyla ilgilendi. En yukarıdan en aşağıya kadar. Ama sonuç olarak hala daha bu güzel kızımız nasıl oldu da yaşama veda etti cevaplarını bulabilmiş değiliz. Bildiğimiz tek şey var, o da artık NARİN yok!.. Yani Türkiye’de bu ismi taşıyan 4170 kişi varken bu sayı şimdilik 4169'a düştü. Üzgünüz, endişeliyiz. Ülkemizde çocuk ve kadın ölümleri öyle hızla çoğaldı ki akıl almaz bir duruma geldik. Söyleyeceğimiz tek şey kaldı, “ARTIK YETER!”. Dursun bu cinayetler serisi.. NARİN kızımızı kim, neden ve nasıl öldürdü. 19 gün boyunca kamuoyunu meşgul etti. Önce naaşına ulaşılamadı, sonrasında bir dere içinde çuvala tıkılmış, üzeri taş ve çalılarla örtülmüş olarak bulundu. Kimlerin yaptığı kolluk kuvvetlerince, adli makamlarca uzun uzadıya araştırılmakta, katil ya da katillerin kim olduğu ortaya çıkarılmak üzere hummalı bir çalışma yapılmaktadır.  Tez zamanda sonuca ulaşmayı beklesek de bunun birkaç ay sürmesi olağandır. Zira “adli tıp kurumu konuyla ilgili kapsamlı bir araştırma için belli süreye ihtiyaç bulunmaktadır” dedi. Bekleyeceğiz. Ama yüreğimiz hala hüzünlü ve her kafa kendine göre bir senaryo üretmekte ve bunu toplumla paylaşmaktadır. Televizyonlar bu olaya ilk günden beri aşırı bir duyarlılık göstermişler, odaklanmışlar ve yayın saatlerinin önemli bir bölümünü bu olaya ayırmışlardır. Doğru mu yanlış mı karar veremediğimiz ama sonuç olarak zorunlu hissedip inanmak zorunda kaldığımız bir çok haber kulağımıza gelmekteydi bu süreçte. Son demlerinde de birbirini suçlayan, yalanlayan haberlere de tanık olmaktayız. Televizyonları izleyen herkes izlediği kanalın yayın politikasına göre bazı durumları yorumlayıp kafalarında bir kanaat oluşturduğunuzu anlar gibiyim. Yanlı yansız, taraflı tarafsız kim hangi yaparsa yapsın ortadaki tek gerçek NARİN kızımız artık yaşamda değil. Onu bu duruma getiren sebepleri, yapanları sonraki günlerde öğrenme olanağı bulabileceğiz. Bizim istediğimiz gerçeklerin yalansız, hilafsız, en doğrusunun bilinmesi ve suçluların cezalandırılmasıdır. Bu olayın yaşamımıza girmesinden sonra dillendirilen “İDAM geri gelsin” tartışmaları da yapılmaya başlandı. Herkes kendince bu durumu yorumlar getirdi. Gelsin mi gelmesin mi.. Bu konu tartışılabilir. Ben kendi adıma gelmesini asla düşünmüyorum. Ama cezaların da suçun karşılığına denk gelmesini istemekteyim. Tahkikatların en doğru şekliyle yapılarak gerçek ceza verilmesi, verilen cezaların yıllar sonra affa uğraması toplumun belli kesimlerinde yürek yaralarına yol açmaktadır. Adam işlediği bir suç sonrasında “birkaç yıl yatıp çıkar” denmemeli. Yaşamını yitiren yakınlarını kaybedenlerin yürekleri yaralanmamalıdır. Suç işleyen elini kolunu sallayıp gezmemeli. Elbette bunlara çözüm bulunur. Bulunur ama çözümü bulmak için en adil, en doğru yasaları hayata geçirmek gerekir. NARİN olayında gözümüze takılan bir çok farklı durumlar oluştu. Öncelikle söylemeliyim ki güvenlik güçlerinin, polisin, jandarmanın, arama kurtarma ekiplerinin ve adli makamların çalışmalarını takdir etmek gerekir. Hataları ve yanlışları olmuşsa bile onlar kendi kurumlarınca çözümlenir. Ama burada en dikkat çekici konu yöre insanının konuyla ilgili hiç konuşmaması. Telefonlarını kapatmaları, yayın kuruluşlarını tehdit etmeleri akılları başka yönlere yöneltiyor. “Herkes bir şeyler biliyor ama konuşmuyorlar” deniyor. Nedir mesele. Bu olayı buralara getiren asıl mesele nedir gerçekten. Bize göre asıl mesele bu muammayı çözebilmektedir. Geniş bir ailesi olan bu güzel kızımızın gözlerden uzak kalması da düşündürücüdür. Bana kalırsa bu olay basit gibi görünse de içinde gizemli birkaç konuyu barındırmaktadır. Artık NARİN kızımızı toprağa verdik. Bundan sonrasını hiç acele etmeden ve en ufak detayı gözden kaçırmadan konuyu ilmek ilmek işleyip gerçekleri ortaya çıkarmak gerekir. Bir çok olayda olduğu gibi bu olay da elbette kısa süre sonra unutulur ve geriye doğru kimse bakmaz. Ama bizim isteğimiz bu ve benzeri olayların olmaması için her kesimin önlem alması ve bu olayları bir daha yaşamamak için tedbirlerin alınması adınadır. Sözleri Artvin’li gazeteci arkadaşım Sami ÖZÇELİK’in yazdığı şiirle noktalayayım.   NASIL ANLATAYIM NARİN’İ SİZE . Tiksindim iğrendim yıkıldım dostlar Nasıl anlatayım vahşeti size Derenin içine atıldım dostlar Nasıl anlatayım Narin’i size... . Bir minicik beden yaşadı dehşet İnanılır gibi değil bu vahşet Asrın kötülüğü oldu bu manşet Nasıl anlatayım Narin’i size... . Ana baba kardeş bütün sülale Nasıl geldi bunlar nasıl bu hale Şu masun meleğe bir bakın hele Nasıl anlatayım Narin’i size. . Sekiz yaşındaydı güzel mi güzel Kaşı, gözü, saçı her hali özel Dostlar ilkbaharda düşer mi gazel Nasıl anlatayım Narin’i size. . Artvin’liyim İsyaniye’ye dönüştüm Acıyı da sevgiyi de bölüştüm Bu yavruyu vicdan ile konuştum Nasıl anlatayım Narin’i size...
Ekleme Tarihi: 17 Eylül 2024 - Salı

NARİN NARİN

Haftalardır Diyarbakır’da yaşanmış bir olaya kilitlendik. NARİN kızımız bir cinayete kurban gitti. Hemen hemen herkes konuyla ilgilendi. En yukarıdan en aşağıya kadar. Ama sonuç olarak hala daha bu güzel kızımız nasıl oldu da yaşama veda etti cevaplarını bulabilmiş değiliz. Bildiğimiz tek şey var, o da artık NARİN yok!.. Yani Türkiye’de bu ismi taşıyan 4170 kişi varken bu sayı şimdilik 4169'a düştü.
Üzgünüz, endişeliyiz. Ülkemizde çocuk ve kadın ölümleri öyle hızla çoğaldı ki akıl almaz bir duruma geldik. Söyleyeceğimiz tek şey kaldı, “ARTIK YETER!”. Dursun bu cinayetler serisi..
NARİN kızımızı kim, neden ve nasıl öldürdü. 19 gün boyunca kamuoyunu meşgul etti. Önce naaşına ulaşılamadı, sonrasında bir dere içinde çuvala tıkılmış, üzeri taş ve çalılarla örtülmüş olarak bulundu. Kimlerin yaptığı kolluk kuvvetlerince, adli makamlarca uzun uzadıya araştırılmakta, katil ya da katillerin kim olduğu ortaya çıkarılmak üzere hummalı bir çalışma yapılmaktadır. 
Tez zamanda sonuca ulaşmayı beklesek de bunun birkaç ay sürmesi olağandır. Zira “adli tıp kurumu konuyla ilgili kapsamlı bir araştırma için belli süreye ihtiyaç bulunmaktadır” dedi. Bekleyeceğiz. Ama yüreğimiz hala hüzünlü ve her kafa kendine göre bir senaryo üretmekte ve bunu toplumla paylaşmaktadır.
Televizyonlar bu olaya ilk günden beri aşırı bir duyarlılık göstermişler, odaklanmışlar ve yayın saatlerinin önemli bir bölümünü bu olaya ayırmışlardır. Doğru mu yanlış mı karar veremediğimiz ama sonuç olarak zorunlu hissedip inanmak zorunda kaldığımız bir çok haber kulağımıza gelmekteydi bu süreçte. Son demlerinde de birbirini suçlayan, yalanlayan haberlere de tanık olmaktayız.
Televizyonları izleyen herkes izlediği kanalın yayın politikasına göre bazı durumları yorumlayıp kafalarında bir kanaat oluşturduğunuzu anlar gibiyim. Yanlı yansız, taraflı tarafsız kim hangi yaparsa yapsın ortadaki tek gerçek NARİN kızımız artık yaşamda değil. Onu bu duruma getiren sebepleri, yapanları sonraki günlerde öğrenme olanağı bulabileceğiz. Bizim istediğimiz gerçeklerin yalansız, hilafsız, en doğrusunun bilinmesi ve suçluların cezalandırılmasıdır.
Bu olayın yaşamımıza girmesinden sonra dillendirilen “İDAM geri gelsin” tartışmaları da yapılmaya başlandı. Herkes kendince bu durumu yorumlar getirdi. Gelsin mi gelmesin mi..
Bu konu tartışılabilir. Ben kendi adıma gelmesini asla düşünmüyorum. Ama cezaların da suçun karşılığına denk gelmesini istemekteyim. Tahkikatların en doğru şekliyle yapılarak gerçek ceza verilmesi, verilen cezaların yıllar sonra affa uğraması toplumun belli kesimlerinde yürek yaralarına yol açmaktadır. Adam işlediği bir suç sonrasında “birkaç yıl yatıp çıkar” denmemeli. Yaşamını yitiren yakınlarını kaybedenlerin yürekleri yaralanmamalıdır. Suç işleyen elini kolunu sallayıp gezmemeli. Elbette bunlara çözüm bulunur. Bulunur ama çözümü bulmak için en adil, en doğru yasaları hayata geçirmek gerekir.
NARİN olayında gözümüze takılan bir çok farklı durumlar oluştu. Öncelikle söylemeliyim ki güvenlik güçlerinin, polisin, jandarmanın, arama kurtarma ekiplerinin ve adli makamların çalışmalarını takdir etmek gerekir. Hataları ve yanlışları olmuşsa bile onlar kendi kurumlarınca çözümlenir. Ama burada en dikkat çekici konu yöre insanının konuyla ilgili hiç konuşmaması. Telefonlarını kapatmaları, yayın kuruluşlarını tehdit etmeleri akılları başka yönlere yöneltiyor. “Herkes bir şeyler biliyor ama konuşmuyorlar” deniyor. Nedir mesele. Bu olayı buralara getiren asıl mesele nedir gerçekten. Bize göre asıl mesele bu muammayı çözebilmektedir.
Geniş bir ailesi olan bu güzel kızımızın gözlerden uzak kalması da düşündürücüdür. Bana kalırsa bu olay basit gibi görünse de içinde gizemli birkaç konuyu barındırmaktadır. Artık NARİN kızımızı toprağa verdik. Bundan sonrasını hiç acele etmeden ve en ufak detayı gözden kaçırmadan konuyu ilmek ilmek işleyip gerçekleri ortaya çıkarmak gerekir. Bir çok olayda olduğu gibi bu olay da elbette kısa süre sonra unutulur ve geriye doğru kimse bakmaz. Ama bizim isteğimiz bu ve benzeri olayların olmaması için her kesimin önlem alması ve bu olayları bir daha yaşamamak için tedbirlerin alınması adınadır.
Sözleri Artvin’li gazeteci arkadaşım Sami ÖZÇELİK’in yazdığı şiirle noktalayayım.
 
NASIL ANLATAYIM NARİN’İ SİZE
.
Tiksindim iğrendim yıkıldım dostlar
Nasıl anlatayım vahşeti size
Derenin içine atıldım dostlar
Nasıl anlatayım Narin’i size...
.
Bir minicik beden yaşadı dehşet
İnanılır gibi değil bu vahşet
Asrın kötülüğü oldu bu manşet
Nasıl anlatayım Narin’i size...
.
Ana baba kardeş bütün sülale
Nasıl geldi bunlar nasıl bu hale
Şu masun meleğe bir bakın hele
Nasıl anlatayım Narin’i size.
.
Sekiz yaşındaydı güzel mi güzel
Kaşı, gözü, saçı her hali özel
Dostlar ilkbaharda düşer mi gazel
Nasıl anlatayım Narin’i size.
.
Artvin’liyim İsyaniye’ye dönüştüm
Acıyı da sevgiyi de bölüştüm
Bu yavruyu vicdan ile konuştum
Nasıl anlatayım Narin’i size...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Şaban KURULTAY.
(17.09.2024 10:26 - #575)
Bakalım bu masumun ölmesine neden olanların cezası ne olacak göreceğiz. Ama iyiki Allahın Adaleti varda. Asıl suçlular cezasız kalmıyacaklar.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.