Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

GÖZÜMÜZÜ YAŞARTAN SOĞAN

Dillerde dolaşan bir türküyü severek dinlerdik. “Tarlaya ektim soğan, bitmedi yedi doğan. Hep mi güzel oluyor, senin anandan doğan”. Ya da “Soğan ekmek yiyelim döngel Zeynebim” türküsü dinlerdik. Bir soğan soyulurken bile gözlerimiz yaşarırdı.. Şimdilerde soğan yeniden herkesin dilinde. Yemeğimizin, aşımızın baş konuğu soğanı görme imkanımız kısıtlandı. Kilosu bilmem nerelere çıkınca çuvalıyla aldığımız soğanı önce kilo ile sonra da tane tane almaya başladık. Vallahi bu kadar aranır olacağını ve soframıza törenle geleceğini asla akıl hiç edemezdim. Sonunda yiğit muhtaç oldu kuru soğana... Bazen mecbur kalınca tost falan yerdim de, hani doğrusu hamburgeri pek fazla yediğimi anımsamıyorum. Bir gün çarşıda gezerken torunun karnı acıkmış. “Dede bir şeyler yiyelim, çok acıktım” dedi. Bir fast-food mekanına gittik. Doğrusu ucuzca bir şeyler yeriz diye düşünmüştüm. Tabi torun hemen “hamburger” dedi.. Ben de tereddüt ettim ama “hadi ben de” yiyeyim dedim. O gün için fiyat 18 TL. idi. İki hamburgere 36 TL. öderim dedim. Az sonra siparişleri hazırlayan kızımız “soğan olsun mu” dedi. Ben toruna baktım o bana baktı.. “Olsun” dedik. Biz başka yerlerde ekmek arası gibi bir şeyler yerken de soruyorlardı “soğan olsun mu” diye.. Öyle sanmıştım. Ta ki hesap ödemeye gidince kazın ayağı başka çıktı. Hani hesap 36 diye düşünüyordum ya.. Ben 50 TL. hazırladım. Kasiyer şakırt şukurt etti ve fişi çıkarttı. “56 TL.” dedi. Şaşırdım. “Bir yanlışlık olmasın” dedim. “Hayır efendim, 2 hamburger ve iki soğan halkası.. Bu kadar ediyor”... Hesabı ödedim ve paketlere sarılı soğanı merak etmiştim.. Torun anlattı.. “Dedem bunlar soğan halkası. Sen hiç yemedin galiba” dedi. İnan hiç yememiştim. Neyse yumulduk hamburgere ve de patatesle birlikte soğan halkasına.. Soğanları yuvarlamışlar halka haline getirip unlamışlar ve bizlere sundular.. Ve biz de yedik.. En azından büyük bir tecrübe kazanmış olduk. Birkaç lira fazla ödeyerek. Yıllarca öğretmenli yaptığım Çorum’un bir ilçesinin köyünde çalışıyorum. Köye ilk kez gelenlerin burunlarına birkaç kilometre öteden buram buram kokan soğan kokusu geliyor. Hele köy içine girdiğinizde her evin yanında büyük öbekler halinde soğan yığınları. Köyün en belirgin geçim kaynaklarından biri soğan.. Herkes soğanları istif etmiş gelecek müşterileri yani toptancıları bekliyorlar. Ama o beklenenler bir türlü gelmiyor. Ve o gün için fiyatlar 50 kuruşu bulmuyor. Kahvede oturuyoruz, sohbet koyulaşıyor. Köylünün biri “hocam sizin oralarda soğan kaç para?”.. Ben de ilçemizin en tanınmış manavlarından rahmetli Hasan Yavaş amcamdan öğrendiğim kadarıyla 1,5-2 lira falan dedim.. Hemen üstüme atladılar. Yahu sen buradan bir kamyon soğan götürsen köşeyi dönersin. Hadi aldın elli kuruşa, kilo başına 25 kuruş nakliye versen eder 75 kuruş, bir buçuğa satsan.. Haydaaa bak sen kazanca. Zengin olursun vallahi”... diye aklımı çelmeye çalışıyorlar. Ben ise gönülsüzüm.. “Ben anlamam, yapamam, edemem” gibi bahanelerle konuyu değiştirmek istiyorum. Sonra düşünüyorum.. Acaba gerçekten yapsam olur mu diye.. Ve hafta sonu Banaz’a geliyorum. Hasan amcaya uğrayıp konuyu ona açıyorum. Gülüyor.. - “Oğlum sen ne iş yapıyorsun?”.. - “Öğretmenim”. - “Çalıştığım köy de böyle bir teklif almıştım.. Bana : -“İşine bak, git çocuklarını okut!”.. diyor. “Sen o kadar soğanı buraya getirsen kime satacaksın. Depon var mı.. Ben almam.. alırsam da 50 kuruşa alırım. Diyelim ki sen soğanı getirdin. Başladın bir liraya satmaya. Ben otomatikman 75 kuruşa indiririm. Sana sattırmam. Sen de elindeki soğanı çürütürsün.. Amma bir şey diyeyim.. Eğer böyle bir işi sürekli yapacaksan o zaman korkma. Birinde kâr edemezsen diğerinde kazanırsın.. Ama bir kamyon satıp keseyi dolduracaksın. Yok öyle yağma” dedi.. Düşündüm taşındım ve hakikaten bilmediğin işi yapma dedim kendime.. Daha önce çıkan soğan krizinde 30 lirayı bulan soğan, bugün için de 20 liraya yaklaşmış.. İnanılır gibi değil. Spekülatörler mi, stokçular mı ne yapıyorlar bilemiyorum. Soğan bir anda azalıyor, fiyatlar tavan yapıyor.. Şu gerçek ki ülke tarımında bir dizi yanlışlıklar var. Çiftçimize rehberlik yapılmıyor. O da geçen yıl hangi ürün az ise onun üzerine yoğunlaşıyor. Bir bakıyorsun her yer soğan. Bir bakıyorsun soğan yok. Mumla arıyorsun. Diğer bir çok üründe de aynı sorunlar yaşanıyor. Halbuki Tarım Bakanlığı ve ziraat odaları çiftçimize rehber olsa bu yıl ekilecek ürünleri planlasa ve her yıl değişik tarım yapılmasına imkan sağlasa daha güzel olmaz mı.. Böylece, hem soframızdan soğan eksik olmaz ve hem de yiğitler soğana muhtaç olmaz.. Soğanın, patatesin, ekmeğin bol ve ucuz olduğu günlere tez zamanda kavuşmak dileğiyle..
Ekleme Tarihi: 31 Ocak 2025 - Cuma

GÖZÜMÜZÜ YAŞARTAN SOĞAN

Dillerde dolaşan bir türküyü severek dinlerdik. “Tarlaya ektim soğan, bitmedi yedi doğan. Hep mi güzel oluyor, senin anandan doğan”. Ya da “Soğan ekmek yiyelim döngel Zeynebim” türküsü dinlerdik. Bir soğan soyulurken bile gözlerimiz yaşarırdı..
Şimdilerde soğan yeniden herkesin dilinde. Yemeğimizin, aşımızın baş konuğu soğanı görme imkanımız kısıtlandı. Kilosu bilmem nerelere çıkınca çuvalıyla aldığımız soğanı önce kilo ile sonra da tane tane almaya başladık. Vallahi bu kadar aranır olacağını ve soframıza törenle geleceğini asla akıl hiç edemezdim. Sonunda yiğit muhtaç oldu kuru soğana...
Bazen mecbur kalınca tost falan yerdim de, hani doğrusu hamburgeri pek fazla yediğimi anımsamıyorum. Bir gün çarşıda gezerken torunun karnı acıkmış.
“Dede bir şeyler yiyelim, çok acıktım” dedi. Bir fast-food mekanına gittik. Doğrusu ucuzca bir şeyler yeriz diye düşünmüştüm. Tabi torun hemen “hamburger” dedi.. Ben de tereddüt ettim ama “hadi ben de” yiyeyim dedim. O gün için fiyat 18 TL. idi. İki hamburgere 36 TL. öderim dedim. Az sonra siparişleri hazırlayan kızımız “soğan olsun mu” dedi. Ben toruna baktım o bana baktı.. “Olsun” dedik.
Biz başka yerlerde ekmek arası gibi bir şeyler yerken de soruyorlardı “soğan olsun mu” diye.. Öyle sanmıştım. Ta ki hesap ödemeye gidince kazın ayağı başka çıktı. Hani hesap 36 diye düşünüyordum ya.. Ben 50 TL. hazırladım. Kasiyer şakırt şukurt etti ve fişi çıkarttı. “56 TL.” dedi. Şaşırdım. “Bir yanlışlık olmasın” dedim. “Hayır efendim, 2 hamburger ve iki soğan halkası.. Bu kadar ediyor”... Hesabı ödedim ve paketlere sarılı soğanı merak etmiştim.. Torun anlattı.. “Dedem bunlar soğan halkası. Sen hiç yemedin galiba” dedi. İnan hiç yememiştim. Neyse yumulduk hamburgere ve de patatesle birlikte soğan halkasına.. Soğanları yuvarlamışlar halka haline getirip unlamışlar ve bizlere sundular.. Ve biz de yedik.. En azından büyük bir tecrübe kazanmış olduk. Birkaç lira fazla ödeyerek.
Yıllarca öğretmenli yaptığım Çorum’un bir ilçesinin köyünde çalışıyorum. Köye ilk kez gelenlerin burunlarına birkaç kilometre öteden buram buram kokan soğan kokusu geliyor. Hele köy içine girdiğinizde her evin yanında büyük öbekler halinde soğan yığınları. Köyün en belirgin geçim kaynaklarından biri soğan.. Herkes soğanları istif etmiş gelecek müşterileri yani toptancıları bekliyorlar. Ama o beklenenler bir türlü gelmiyor. Ve o gün için fiyatlar 50 kuruşu bulmuyor. Kahvede oturuyoruz, sohbet koyulaşıyor. Köylünün biri “hocam sizin oralarda soğan kaç para?”.. Ben de ilçemizin en tanınmış manavlarından rahmetli Hasan Yavaş amcamdan öğrendiğim kadarıyla 1,5-2 lira falan dedim.. Hemen üstüme atladılar. Yahu sen buradan bir kamyon soğan götürsen köşeyi dönersin. Hadi aldın elli kuruşa, kilo başına 25 kuruş nakliye versen eder 75 kuruş, bir buçuğa satsan.. Haydaaa bak sen kazanca. Zengin olursun vallahi”... diye aklımı çelmeye çalışıyorlar. Ben ise gönülsüzüm.. “Ben anlamam, yapamam, edemem” gibi bahanelerle konuyu değiştirmek istiyorum. Sonra düşünüyorum.. Acaba gerçekten yapsam olur mu diye..
Ve hafta sonu Banaz’a geliyorum. Hasan amcaya uğrayıp konuyu ona açıyorum. Gülüyor..
- “Oğlum sen ne iş yapıyorsun?”..
- “Öğretmenim”.
- “Çalıştığım köy de böyle bir teklif almıştım..
Bana :
-“İşine bak, git çocuklarını okut!”.. diyor. “Sen o kadar soğanı buraya getirsen kime satacaksın. Depon var mı.. Ben almam.. alırsam da 50 kuruşa alırım. Diyelim ki sen soğanı getirdin. Başladın bir liraya satmaya. Ben otomatikman 75 kuruşa indiririm. Sana sattırmam. Sen de elindeki soğanı çürütürsün.. Amma bir şey diyeyim.. Eğer böyle bir işi sürekli yapacaksan o zaman korkma. Birinde kâr edemezsen diğerinde kazanırsın.. Ama bir kamyon satıp keseyi dolduracaksın. Yok öyle yağma” dedi..
Düşündüm taşındım ve hakikaten bilmediğin işi yapma dedim kendime..
Daha önce çıkan soğan krizinde 30 lirayı bulan soğan, bugün için de 20 liraya yaklaşmış.. İnanılır gibi değil. Spekülatörler mi, stokçular mı ne yapıyorlar bilemiyorum. Soğan bir anda azalıyor, fiyatlar tavan yapıyor..
Şu gerçek ki ülke tarımında bir dizi yanlışlıklar var. Çiftçimize rehberlik yapılmıyor. O da geçen yıl hangi ürün az ise onun üzerine yoğunlaşıyor. Bir bakıyorsun her yer soğan. Bir bakıyorsun soğan yok. Mumla arıyorsun. Diğer bir çok üründe de aynı sorunlar yaşanıyor. Halbuki Tarım Bakanlığı ve ziraat odaları çiftçimize rehber olsa bu yıl ekilecek ürünleri planlasa ve her yıl değişik tarım yapılmasına imkan sağlasa daha güzel olmaz mı.. Böylece, hem soframızdan soğan eksik olmaz ve hem de yiğitler soğana muhtaç olmaz..
Soğanın, patatesin, ekmeğin bol ve ucuz olduğu günlere tez zamanda kavuşmak dileğiyle..
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.