Sizleri bilemem ama benim aklım fazla ermiyor. Sanırım sizlerin bu konulardaki düşünceleri farklıdır. Ülkemiz son yıllarda çok fazla depreme maruz kaldı. Çok eski yıllara göre aşırı bir sallantı içindeyiz. Suyumuzdan mı yoksa toprağımızdan mı bilinmez sallandıkça sallanıyoruz ve birkaç yerde değil ülkemizin her karışında bu depremler aşırı olmaya başladı.
Bunun nedenlerini pek fazla irdeleyemeyeceğim. Bu duruma elbette uzmanlar doğru ve inandırıcı cevaplar verebilirler. Tarihe baktığımızda büyük hasarlar veren depremleri anımsarız ama ülkenin hemen hemen her yerinde olan sarsıntıları bu yıllarda neden fazlaca gördüğümüzün izahını yapamıyoruz.
Doğal Afetler Sigorta Kurumu, DASK... Adını 1999 Gölcük depreminden sonra fazlaca duyduğumuz bir kurum. Kurulduğu günlerde bize ZORUNLU DEPREM SİGORTASI olarak lanse ettiler. Zorunlu olduğu özellikle belirtilmiş olmasına rağmen bugün için bu sigortayı yaptırmayan binlerce konut olduğunu düşünmekteyim.
Özellikle “zorunlu” olduğu belirtilmiş olmasına rağmen bugün için bu sigortayı yaptırmayan binlerce konut olduğunu düşünmekteyim. Bizde ancak bir konut alım satımı yapıldığında yaptırılmak zorunda kalan bir sigorta sistemi. İnsanlarımız alım satım işi bittikten sonra da bu sigortayı yaptırmıyorlar. Nedenleri üzerinde durulacak olursa DASK, yaşanılan doğal afetler ya da depremler sonrasında yaptığı ödemelerde hiç gerçekçi değil. Şöyle düşünün en yakın süreçte yani 30 Ekim 2020'de İzmir’de yaşanan deprem sonucunda binlerce ev yıkıldı ya da ağır hasara uğradı. DASK’ın bu konutlar için 125 ile 200 bin arasında bir ödeme yaptığını öğrendim. Oysa o konutların reel değerleri 700-800 binler civarında görünmektedir. İnsanlar burada hem evlerinden oldular hem de yeniden borçlanmak zorunda kaldılar. Oysa değeri 100 binler civarında bir aracınız kazaya uğrayıp pert olduğunda ya da çalındığında sigorta size aracın fiyatına yakın bir rakam ödemektedir.
DASK’ı yeniden ele alıp rakamları gerçeğe dönüştür-mek gerekmektedir. Bir de ZORUNLU kelimesini gerçeğe dönüştürmek en akılcı yol olsa gerek. Hele şu günlerde yurdumuzun sallanmayan yeri kalmamışken bunu cazip hale getirip her konutun sigortalı olmasını sağlamanın yollarını bulmalıyız. Bir çok kayıpların yaşandığı Elazığ, Malatya ve İzmir’deki depremler sonrası devletimiz bir yıla yakın bir sürede konutları bitirme gayretinde olmuştur. Bu durum gayet sevindiricidir. Gerçi ufak tefek sorunlar olsa da insanlarımızın manevi kayıpları yerine gelmese de maddi kayıpları kısa sürede telafi edilerek bir nebze su serpilmiştir.
Elbette deprem öncesi durumlara dönüş olmayacaktır. Ancak TOKİ tarafından yapılan konutların yaşanabilir mekanlara dönüştürüldüğünü de görmekteyiz. Küçültülmüş ama hiç olmaya sıcak bir yuvaya yeniden kavuşacak olan insanlarımıza da yeniden geçmiş olsun diyerek yeni mekanlarında huzur içinde bir yaşam sürmelerini dileriz.
Bu arada deprem riski taşıyan binlerce binayı görmekten de mutlu olmadığımızı bilmelisiniz. Katsayıları ile ilgili belirsizlik sürdüğünden binalarını yıkmak istemeyen bir çok konut sahibi bulunmaktadır. İlgililerin bu duruma kısa sürede çözüm bulmaları, binaların yenilenmesi sürecini de hızlandıracaktır. Her zaman belirttiğimiz gibi deprem dedemiz rahmetli Ahmet Mete IŞIKARA’nın da dilinden düşürmediği “deprem değil çürük yapılar öldürür” sözünü insanlarımıza bir kez daha anımsatmak isterim.
DASK yaptırılırken rakamlar gerçeğe dönüştürülecek bir duruma getirilmelidir. Bir de sadece binalar değil içerisindeki eşya ve müştemilatlarda sigorta kapsamına alınmalıdır. Depremlerde canını kurtaran insanlar bir bakıma; “cana geleceğine mala gelsin” deseler de ilerleyen günlerde evlerine yeniden eşya alırken umulmadık zorluklarla karşılaşmaktadırlar. “Mal canın yongasıdır” sözü boşa söylenmemiştir sanırım.
Şu konu da benim aklımı karıştırmaktadır. Şöyle ki; siz bir ev satın aldınız ve yıllarca DASK’ı ödediniz. Ama her nasılsa bir ara unuttunuz ve sigortayı yenilemediniz. Ve depreme yakalanarak eviniz ağır hasarlı gördü ve yıkılması gerekti. Ama DASK size ödeme yapmıyor. Buna bir çözüm bulunmalı. Madem ki zorunlu diyoruz. Mülk sahibi her yıl uyarılmalı nasıl ki vergiler için sürekli uyarı yapılıyor. DASK için de malikler mutlaka uyarılıp sigorta yapılması sağlanmalıdır. Ya da o yıl unutulmuş veya ödenememiş olursa olsun ilerleyen yıllarda bu ödenmelidir. Araç muayenenizi zamanında yaptıramıyorsunuz ama çok sonra gitseniz bile yapılamayan süreler sizden tahsil ediliyor. DASK için de aynı durum yapılmalı ve sigortasız konut kalmamalıdır. Madem ki ZORUNLU..
Ve tabii ki kendimizi sadece bu durumlara değil yaşanacak iklim farklılıklarına, susuzluğa, kıtlığa ve son günlerin ZAM fırtınasına karşı tedbirli olmaya çağırıyoruz. Duyarlı olmak gerek. Bunlara ilaveten de henüz yakamızdan düşmeyen COVİD 19 belasına karşı AŞI olmaya olmayanları uyarmaya devam ediyoruz.
Sağlığınız yerinde ve huzurlu bir yaşam için HAYDİ.. Bunların hepsi de ZORUNLU. Yapılmazsa sorunluyuz.