Hukukçu olmanın en güzel yanlarından biri ülkenin ve dünyanın birçok ülkesi ile bağınızın oluşması. Avukatlığımın ilk yıllarında yaklaşık 30 yıl önce tanıştığım hukukçu arkadaşlarımın çocuklarının düğünleri vesilesi ile arkadaşlarımı, ailesini, elimizde sevdiğimiz çocuklarının düğünleri vesilesi ile eylül ve ekim ayında İstanbul ve Gaziantep’e seyahatlerimiz oldu. Her iki düğün sahibini ve çiftleri bu güzel düğünleri bizlere yaşattıkları ve davetleri için teşekkür ediyoruz, buradan tekrar kutluyoruz, ömür boyu mutluluklar diliyoruz.           Bu yazımızda Gaziantep’teki düğün vesilesi ile Gaziantep, Kahramanmaraş ve Hatay’a olan Cumartesi, Pazar ve Pazartesi işimizi aksatmayacak şekilde 3 günlük seyahatimizi ve gastronomi turumuzu fiyatlara ilişkin detaylarını da içerecek şekilde yol arkadaşım ve adres bulmada uzman, gittiğimiz her yerde bize sempati duyulmasını ilk bakışta sağlayan sevgili kızım Gülşah ile birlikte sizlere aktaracağız. Aslında bu yazımız benzer bir tur yapmayı planlayanların işini çok kolaylaştıracak. En başta belirtmek istiyoruz ki her üç şehrin halkının yakın ilgisi, yüksek kültürü, sempatik ve samimi yaklaşımları, çevrenin genel olarak temizliği, (sadece Vakıflar Otopark girişindeki ve Gaziantep-Nurdağı arasındaki 1100 rakımdaki AKYOKUŞ geçidindeki çöpler bizi rahatsız etti) akıl almaz olumlu enerji bizleri çok etkiledi. Bu çöp sorunu Uşak’ta da özellikle günde on binlerce kişinin geçtiği Afyon girişinde ve tüm yol kenarlarında devam eden bir sorun, ama bazı yerler vardır ki orası temiz olmalı, mesela Afyon girişindeki köprünün sağında ve solundaki cepteki çöpler, Kula dönüşünde ve çok sayıda çeşmelerin çevresindeki çöpler kabul edilemez nitelikte, vatandaşın dikkat etmesi gerektiği kadar uzun süre çöplerin ve atıkların toplanmaması, uyarı yazılmaması da ilgili idareler adına ayrı bir eleştiri konusu. Bu konuda mail ile rahatsızlığımı ilettiğim Gaziantep Belediyesi'nin birkaç gün içinde geri dönüşü de beni memnun etti, inşallah olumlu sonuç alınır.           Öncelikle zaman zaman yurtdışı gezilerine gittiğimizden bu tür gezilerle ilgili notları ünlü bir gezginimizin söylediği gibi birkaç hafta içinde yazmak gerekiyor, zira bu süre içinde birçok anı araya giren işler, yaşam telaşı içinde karışabiliyor. Biz de bu sebeple dönüşten 2 gün sonra hemen yazmaya koyulduk.          Düğünümüz Gaziantep‘te olunca kız evi olan arkadaşımıza 3 gün için otel ayırmasına ve ağırlık olmamıza imkan vermeden düğüne geleceğimizi de haber vermeden planlamamız gereği öncelikle Uşak THY bürosu yetkilisi yıllardır güvenle yardım aldığımız Vatan Seyahat Ramazan bey’den iki hafta öncesinden Uçak biletimizi Sun Express Havayolları’ndan ayırttık, iki kişi için gidiş-dönüş bilet ücreti iki hafta öncesinden ayırtmamıza rağmen 3.900.00 TL. ödedik. Ardından Divan Otel adlı Gaziantep’in merkezi ve bilinen otelinden 3.700 TL’ye Uşak Aşigo Tur kanalıyla ETS Turizm’den yer aldık. Yine ardından AVİS şirketinden Renault Megane araç kiraladık, onun da maliyeti 3 gün için 2550 TL.          Uçak İzmir’den 08.10.2022 Cumartesi sabahı 06.30’da kalkışla, yaklaşık 1 saat 20 dakikalık uçuşla Gaziantep’e ulaşacaktık. Uçuş İzmir Adnan Menderes Havalimanından olunca gece 02 sularında Uşak’tan çıkmak, havaalanına gitmek, otoparka aracı bırakma ve check in işlemleri için malum 2 saat önce havaalanında olmak gerekiyor. Bu konuda İzmir’de oturanlar şanslı, daha az yoruluyorlar. Biraz yorucu gibi görünse de insanın bazen vücut saatini değiştirmesi işe yarar. Gece yolculuğunu, sesin kırılmaması nedeniyle araçta berrak bir sesle müzik dinlemeyi, geçtiğimiz yerlerde kabristan önünden geçerken Fatiha okumayı, düşünmeyi ve gecenin gizemini severim. İzmir Adnan Menderes Havalimanı’na gittiğimizde aracımız için birkaç hafta önce Fransa ve Belçika’ya giden hekim arkadaşımızın uyarısı ile 4 günlük abonman bileti aldık, zira aksi halde malum olduğu üzere Havaalanları otoparkları pahalı olduğundan günlük yaklaşık 80 TL’den 320 TL ödeyeceğimiz Otopark için 130 TL.ödedik. Check in işlemlerinin ardından 06.30’da başlayan THY-Sun Express’in güleryüzlü personeli eşliğindeki güzel bir yolculukla Gaziantep’e saat 08 sularında indik.  Ardından hemen AVİS Şirketinde Ökkeş ve Melik bey’in güleryüzlü karşılaması ile aracımızı aldık. Aracı teslim alırken (ve teslim ederken) ileride sorun yaşamamak için aracın çevresini tamamen fotoğraflayın derim. Araç kiralama sisteminde aracın deposunu tam dolu veriyorlar, dönüşte havaalanına en yakın birkaç istasyondan tam doldurmanızı istiyorlar, biz toplamda yaklaşık 900.00 TL’lik yakıt tüketmişiz.          Gitmeden önce kuzenim İngilizce Öğretmeni sevgili Giray ağabeyim ve Gaziantep’te bir süre Subay olarak görev almış olan değerli damadı Murat beyin tavsiyeleri ile gezilecek noktaları en ince ayrıntısına kadar not etmiştik, bunun üzerine şehre 22 Km. yakınlıktaki havaalanından çıktık, kahvaltıdan sonra şehri araçla turladık, genel bir bilgi edinmeden sonra otele öğleyin giderek birkaç saat dinlendik. Planımıza göre Cumartesi akşamı düğün saat 20’de olduğundan 80 km. mesafedeki KAHRAMANMARAŞ’ı görmek üzere aracımıza bindik, yaklaşık 1 saatlik yolculuktan sonra Kahramanmaraş’a ulaştık. Bu arada kiraladığımız araç Renault Megane 2022 modeldi, açıkçası ben direksiyonu bu kadar yumuşak ve konforlu bir araç olduğunu hiç tahmin etmiyordum, yol tutuştan, benzinli olmasına rağmen yakıtına ve performansına kadar son derece iyi bir araç olduğunu gördük. Kahramanmaraş Cumartesi günü olması sebebiyle de olsa gerek çok kalabalıktı. Kapalı çarşısı, Mutfak Müzesi, demirciler ve ahşap el sanatları çarşısı, Yaşar Pastanesi (MADO’nun merkezi), Küçük Ev adlı ünlü kelle paçacıdaki kelle paça ve ayak paça, kalbe deva diye yazılarak çok satılan alıç, acı ve tatlı toz biber, sumak, isot, cevizli üzüm sucukları, çarşılardaki sokak sanatçıları-mahalli sanatçılar ve sıcak esnafları bizde güzel anılar bıraktı. Hele hele demir soba ve piknik malzemeleri, el sanatı ahşap ürünleri çok etkileyiciydi. Alışveriş yaptığımız esnaf hemen çayımızı ikram edip Uşak ile olan bağlantılarını anlatıyordu, biz de kartımızı verdik Uşak’a beklediğimizi ilettik. Kahramanmaraş’taki en etkilendiğim lezzet KÜÇÜK EV adlı işletmedeki Kelle paça ve Ayak paçaydı, bu işyeri sadece çorbacı ve 3 çeşit çorba satıyor, gece saat 24’e kadar tabir caizse işletmede oturacak yer yok, lezzet muhteşem, çorba fiyatları yaklaşık 40.00. TL.             Akşam olunca Gaziantep’e dönüp değerli arkadaşımın düğününe iştirak ettik, gelin-damat gelmeden oyun havaları ile davetlilerin çoğunun katıldığı hareketli mahalli oyunlar ve halaylar çok etkileyiciydi, herkes samimi şekilde düğünde oynadı, gelin damat geldikten sonraki seremoni ve ardından tekrar hareketli oyunlar muhteşemdi, çok güzel bir düğün oldu.            Ertesi gün pazardı, biraz dinlendik, kahvaltıdan sonra saat 10.30 sularında 185 Km. uzaklıktaki Hatay’a yola çıktık, yollar duble, otoban da var ama Nurdağı, İslahiye ve Kırıkhan üzerinden yol çok daha işlek ve kısa. Yol üzerinde Nurdağı’ndaki kahvehane bahçesinde tanıştığımız çok sayıda kişinin, Kırıkhan’da tanıştığımız Veteriner Ömer bey’in yakın ilgileri ile mutlu bir yolculukla Hatay’a saat 13.30 sularında ulaştık.            Kırıkhan’da listemizde bulunan ve Ömer bey’in tavsiye ettiği Konak Restaurant’ta acı biber, salça ve baharatlardan oluşan, içinde asla tavuk veya kırmızı et ve peynir olmayan bir pide üstü yedik ki acısı muhteşem ve çok lezzetliydi.            Yöreye özgü diğer yemekler de etkileyiciydi, ardından yine Ömer bey’in tavsiye ettiği künefeci Yusuf Usta’da közde künefe de lezzetliydi. Hatay’da künefe porsiyon 35-40 TL arası, kebaplar 125 TL ile 250 TL arasında, pideler 45-70 TL arası, salatalar 45-65 TL, ayran 20 TL. Hatay’da Kapalıçarşı’ da gezmek, alışveriş yapmak, Kömbe adlı pastayı yemek, müzeyi görmek, çarşılarında gezmek 1 günde ancak yapılabilecek şeylerden. Kısıtlı zamanımızda zaten Kapalıçarşı’dan çıkmak zor oldu, bizleri ağırlayan Hatay’ın esnafına teşekkür ediyoruz. Hatay’da bir gün önce gittiğimiz Kahramanmaraş gibi kalabalık ve yoğun yerli-yabacı turist ilgisi dikkatimizi çekti. Bu ilgi tabii ki fiyatları yukarı çekmiş. Hatay’da Ulucami yanında Künefeciler sokağı yapılmış, göz önünde künefeler iştah açıcı şekilde yapılıyor, kahve ve tatlı satışı dükkanlar da bir köşede fincanı 10 TL.’ye Türk Kahvesi satıyor, dükkan önündeki masa ve taburelerde oturup dinleniyorsunuz. Akşama tekrar aynı yoldan Gaziantep’e dönmek için yola çıktık, dönüşte veteriner Ömer bey’in tavsiye ettiği EMMOĞLU adlı Hatay çıkışındaki restorana uğradık. Kebap, Künefe, Baklavanın her çeşitli ve çay satışı yapan 2 katlı, çok modern bu işletmede sadece sütlü simit almamıza ve yarım saatten fazla dinlenmemize, çok temiz lavabolarını kullanmamıza rağmen içtiğimiz çaydan ısrarla para almamalarından çok etkilendik, teşekkür ediyoruz tekrar.            Gece 23 sularında döndüğümüz Gaziantep’te aslında yorgun olmamızı beklememize rağmen abartı olmadığını söylemek istiyorum ilk defa kullandığımız Renault Megane’nin yumuşak direksiyonu ve iyi yol tutuşu ve frenleri sayesinde yorgun değildik, hemen şehir içine girdik, şehrin gece ışıklandırılmış halini, Kalealtı mevkiini, ciğerci Mustafa’nın bulunduğu bölgeyi ve gece geç saatlerdeki şamatayı, her yerden gelen kebap kokularını Bakırcılar Çarşısı ve Almacı Pazarı bölgesini, eski Gaziantep şehir merkezini ve camilerinin çok güzel ışılandırılmış halini görmek bizleri büyüledi. Namaz kılmak nasip olmasa da camilerin avlusunda yakın zamanda kaybettiğimiz çok sevdiğimiz ve vefatına çok üzüldüğümüz, teyzemizin damadı sevgili Nedim Kulalıgil için de defalarca Fatiha okuduk. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.             Otelimize yaklaşık 1 saatlik şehir içi gece turundan sonra döndük, ertesi günü aslında 150 Km. mesafedeki Şanlıurfa’ya da gitmeyi hedefliyorduk, öğleye kadar Gaziantep Almacı pazarı ile Bakırcılar çarşısı, Hamam müzesi, Zeugma müzesini gezelim öğleden sonra da Şanlıurfa’ya gitme planımız var ise de Gaziantep’teki çarşıların büyüklüğü, hacmi, gezilecek yerlerin çok fazla ve nitelikli olması da etken olmakla Şanlıurfa’ya gitmedik ve akşam saat 19’a kadar çarşıda gerek siparişlerin alımı, gerek genel kültür gezileri sebebiyle dolaştık. Bakırcılar çarşısında, Almacı pazarında gezmek, toz biberden kuru meyvelere, çarşılardaki çay ocaklarına, gömlek, kemer, demir ve alüminyum, bakır ürünlerine kebapçılara, baklavacılara, kızım Gülgün için yakında yapılacak olan düğün ve kına gecesi malzemelerine kadar alışverişin dozunu öyle kaçırdık ki 2 valizle gittik, 5 valizimiz-büyük çantamız oldu. Bu arada belirteyim “Almacı pazarı” nereden geliyor iyice araştırmak lazım, Elmadan geldiği söyleniyor, ama Mal alma anlamı olduğunu da bir işyeri sahibi söyledi.          Akşam saat 20 sularında biraz da Gaziantep Forum’daki alıverişimizin uzaması nedeniyle geç kalma telaşı ile havaalanına biraz stresli de olsa yetiştik, aracımızı teslim ettik, değerli Melik bey bizi ve eşyalarımızı giden yolcu bölümüne bıraktı, Uçuş için gerekli kontrollerden sonra bagajlarımızı teslim ettik, Fly Cafe’de hiç hoşlanmadığım karton bardak çayımızı 20 TL ödeyip içerek kalkış saatini beklemeye başladık. (Bu arada belirteyim genel olarak gezdiğimiz Almacı pazarı ve Bakırcılar Çarşısı ve sair yerlerde çay ocaklarında genel olarak çay 3 TL), ama uçuş yaklaşık 1 saat gecikme olmakla saat 01’de İzmir Adnan Menderes havalimanına indik. Bu arada belirtmek istiyorum Sun Express Check in görevlisi Tunahan beyin güleryüzlü ve sempatik karşılaması ve bizle olan kısa sohbeti bizi çok memnun etti, dinlendirdi, teşekkür ediyoruz. Biraz da Gaziantep havalimanındaki atmosferden bahsetmek istiyoruz. Dikkatimizi çeken husus, Gaziantep’te bir anlamda gurme turizmi oluşmuş. Sırf Gaziantep lezzetleri için gelen o kadar çok kişi var ki görmelisiniz. Ayrıca Kahramanmaraş, Hatay ve Gaziantep’te ülkemizin dört bir yanından gelen tur otobüsleri için Avrupa’daki gibi bekleme alanları yapılmış, yani o kadar çok yerli turist otobüsü var. Turizmin bu üç şehre olan ekonomik katkısını ben bu kadar hayal edemiyordum açıkçası. Örneğin Kahramanmaraş’taki Yaşar Pastanesinde ve Gaziantep’teki İmam Çağdaş adlı kebap-baklavacı hem kargoyla mal satmaya, hem servise, hem de satışa, dolayısı ile para almaya dahi yetişemiyorlar, şaşırdık kaldık, bu arada aşırı talepten müşteriye olan güleryüzün eksildiğini de üzülerek izledik. Bu arada İmam Çağdaş’ta yediğimiz Gaziantep Lahmacunu, kebap ve baklava gerçekten muhteşem, fiyatlar kaliteye göre normal. Ama bana Baklava pahalı geldi, 300 ila 480 TL arasında değişen 1 Kg. tereyağlı fıstıklı baklava damak tadı yüksek ama pahalı gibi. Tanıştığımız esnaflar tabii ki adı ve reklamı yapılmayan başkaca salaş ama lezzetli ve kaliteli kebapçılardan da bahsettiler ama kısa zaman içinde ünlü ve reklamı çok yapılan kebapçıları ziyaret etmek merakı da gideriyor.             Gaziantep’teki hanlar ve mağaralar içindeki fasılcıların akşama doğru müzik ziyafeti de kahveler eşliğinde ayrı bir güzeldi.             Esasen bunca yapılan reklamlara rağmen yemekler, tatlılar güzel de çok çok da abartılı olmadığını söylemek zorundayım.          Ancak belirtmek istiyorum ki benim damak tadıma göre rahmetli babam Soydan Dalkılıç’ın bir numaraya koyduğu (Annem Gülsen Dalkılıç’ın ve herkesin kendi annesinin yemekleri tabii ki en güzel yemeklerdir) Denizli’deki Kebapçı Enver’in Denizli kebabı, yine babamın çok sevdiği Afyon İkbal Restaurant’ın kuzu kızartması, Isparta Ferah Kebap’ın Isparta kebabı, Nazilli Obam’daki kuzu çevirme ve zeytinyağlı mezeleri, Aydın bölgesindeki Kuyu Tandırlar, Uşak’taki Altıntaş lokantasındaki, Banaz’da Boğaziçi Lokantasındaki, Salihli’deki, Kütahya Sadettin Lokantasındaki, Edremit Cumhuriyet Lokantasındaki İşkembe ve Kelle Paça çorbaları, Gediz’deki güveçler, Konya Hacı Şükrü Furun kebabı, Çeşme'deki Tokmak Hasan'daki tüm yemekler ve sakız tatlısı, vs. de farklı bir lezzette ve güzellikte, hepsi birbiri ile yarışır halde. Aslında ülkemizin her yeri gastronomi konusunda çok farklı zenginlikler taşıyor, ne mutlu vatanımıza… Hatta espri olsun diye sık sık söylerim “ne kadar şanslıyız bakın Amerika’lılar işkembenin-kelle paçanın tadını bilmiyor” diye…            Gaziantep Havalimanında Fly Cafe’deki çay ile dinlenmemizin ardından hareketimiz yaklaşık 1 saat gecikmeyle olmakla 23.30 sularında başlayan uçuşumuz bir saat 20 dakika sürmekle saat 01’de İzmir Adnan Menderes Havalimanına indik. İzmir Adnan Menderes Havalimanı ile Uşak arası yaklaşık 2,5 saat, gece 03.10 sularında çok şükür evimize döndük. Meraklıları için de Uşak-Gaziantep arası 913 km. ve özel araç ile yolculuk yaklaşık 11 saat sürüyor. Yazdığım bu 3 şehri gezmek için Ekim ayı gibi havanın ne sıcak ne de soğuk olduğu bir dönemin tercih edilmesinin de geziden keyif almada önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum.           Sonuç olarak gerek otobüslü turlara göre biraz daha yüksek bedelle Uçak ile, gerek otobüs ile düzenlenen ve kişi başı maliyeti otel, ulaşım, rehberlik dahil otobüsle 3 ila 4 bin TL olan yurtiçi benzer turlara gidilmesi ile dönüşte işinizde çok daha verimli olunduğunu tekrar tecrübe ettik. Daha berrak zihin için illaki deniz tatiline ihtiyaç olmadığını da buradan tekrar belirtiyoruz, kısa birkaç günlük gezilerin hem genel kültüre, hem sağlığa olumlu etkilerine aslında herkes tanıktır, bu hususa daha da önem verelim diyoruz. Saygı ve sevgilerimizle…13.10.2022   Av.H.Vadi Dalkılıç-Serra Gülşah Dalkılıç