Spor bizim için vazgeçilmez bir aktivite. Ben başta futbol olmak üzere tüm spor dallarını severim. Fırsat buldukça da izlerim. Belki gözden kaçırdım ve belki de yazın bu tavan yapan sıcaklarından kadın voleybol takımımızın final maçını izleyememiştim. Kendi kendime hayıflandım. Bu maç kaçmazdı. Ve ben bu maçı izleyemediğim için üzgünüm. Ama sevincim arş-u alaya ulaştı. Zira ülkemizde KADINLARI hor gören, onların her zaman geride kalmasını isteyen garip bir gurup var ya, işte onlara inat kadınlarımızın bu başarısını ve belki bir daha zor yaşanacak dünya şampiyonluğunu takdirle karşılıyor ve onları kutluyorum.
Sessiz sedasız Türkiye Futbol Federasyonu başkanlığı seçimleri yapıldı. Aynı başkan ile devamına karar vermişler. Ben Sayın Büyükekşi’yi pek anımsamıyorum.. Futbolu iyi bilir ya da bilmez ama yöneticilik farklı bir şeydir. Yalnız görünen o ki TÜRK FUTBOLU son yıllarda sürekli irtifa kaybetti. Milli takımımız 3.cü kümelere kadar indi. Futbolu bizden öğrenenlerle aynı guruplarda mücadele etmeye başladık.
Gerçi geçmişte Avrupa’daki maçlarda açık ara sonuçlar almaktaydık ama son yıllardaki çıkışlarımız saman alevi gibi olsa da neredeyse aynı seviyelere gelmek üzereyken bir de baktık ki inişe geçmişiz. Galatasaray’ın Avrupa’daki ayak sesleri artık duyulmaz oldu. Afrika’nın en ücra köşelerinde isimleri anılan takımlarımızın sesi çıkmaz oldu. Neden bu hale geldiğimizi oturup sorgulayan yok. Milyarları peşinden sürükleyen bu bacasız sanayi yanlışlar sonunda yerlerde sürünmeye başladı. Futbol bir temaşa işidir. Naklen yayınlar yokken tıklım tıklım dolan stadlar artık sinek avlar hale geldi. Maçlara giriş ücretleri afâki ölçüde arttı. Naklen yayın fiyatları oldukça kabarık. Ve işin en önemli yanı da futbolda geçtiğimiz yıllarda yaşanan ŞİKE-TEŞVİK olayları insanlarımızın maçlara ilgisini oldukça azalttı. Sporcu kalitesi de istenilen düzeye çıkarılamadı.
Bakın Avrupa son zamanlarda en akılcı transferleri yapıyor. Arda GÜLER kardeşimizi tüm imkanlarını kullanarak transfer ettik. Biz ne yapıyoruz. Avrupa’da misyonunu tamamlamış, emekliliğine ramak kalmış, 30'unu aşmış genç delikanlıları transfer ediyoruz. İçimizden çıkması olası gençlerimizi de günlük neticeler uğruna geri plana atıyoruz. Şu an bile 17-18 yaşındaki büyük yetenekler Avrupa’dan gelen yaşlı gençlere kurban ediliyor. TFF yabancı kuralını istediği biçimde oynuyor. Kâh düşürüyor kâh çıkarıyor. Yabancı serbest diyorsan en az 3-5 genci oynatmalısın diye kural koyamıyor. Ondan sonra milli takımlardaki oyuncu kalitesi de haliyle düşüyor. Çünkü yerli sporcularımıza arzu edilen imkanlar yaratılmıyor, şans verilmiyor... Son maçlarında milli takımı izlerken neredeyse sporcuların büyük bölümü Avrupa’dan gelmişlerdi. Ve baktığımızda teknik heyetimizde ALMAN idi.
Futbol gelişiyor, hızlı oynanıyor ve kurallar sık sık değiştiriliyor. Hataları en aza indirmek adına sisteme dahil olan bir VAR sistemi getirildi. Ne çare ki o da çare olmak yerine sorunlar yaratmaya devam ediyor. Teknoloji elbette güzel ve arzulanan bir sistem ama sorun yarattığı sürece bence gereksiz. Hakemler saniyeler içinde karar vermeleri gerektiğinin bilincindeler. Oynat bakalım ileri geri demeden bir karara varmaları gerekiyor. Oysa elindeki “var” gibi tüm teknik imkanlara rağmen dakikalarca sonuca gidemiyor. VAR kararları açıklanmazmış. Niçin açıklanmıyor. Her şeyde şeffaflık oluyor da bunda niye olmuyor.
Bakınız sezonun başlamasına çok az bir süre kaldı. Bu işleri doğru dürüst yapacaksanız bir an önce tedbirleriniz alınız. Kuralları bir daha gözden geçirmelisiniz.
Taçları, kornerleri, faul atışlarını yerinden kullanmayan sporcuları ikaz etmenize gerek olmamalı. Atışı karşı tarafa hemen vereceksiniz. Penaltı atış dakikaları buluyor. Kaleciye kuralları anlat, sporcuları 18 dışına çıkar her keresinde tekrar ediliyor. Sporcu bunları bilmeli zaman kaybedilmemeli Hata yapan her kim olursa cezası anında verilmeli. Korner çizgisinde topu bir santim öteye koymak için uyanıklık yapanlara prim verilmemeli. Sakatlık olaylarında kaleci haricindeki sporcular anında dışarı alınmalı ve süre kaybı önlenmeli. Bu yıl ofsaytta değişiklikler yapılacak. Yok eli geçti, yok burnu göründü olmamalı.
Evet, takımlarımız AVRUPA kupa maçlarına başla-dılar. Yani maçlar başladı ama hala transferler bitirilemedi. Transfer yapılmayıp elenince hayıflanıyoruz. FUTBOL bir planlama işidir. Niye zamanı iyi kullanmıyoruz. Ligler başlamak üzere ama merakım hala giderilmiş değil. Hatayspor ve Gaziantepspor yeni sezona nasıl başlayacaklar. Nerede oynayacaklar.. Ki alt liglerdeki geçen yıl çekilenlerin durumu ne olacak bilemiyorum... Ve mesela bizim UŞAKSPOR’umuzun durumu ne olacak. Satılmış bir takımın ayağa nasıl kalkacağı konusunda tüm AŞİGOLARIN endişesi var.. İlgililer üzerimizden ağır bir yük kalktı diye rahatlamış görünüyorlar. Takımın yetkilileri de bir yerlerden bir şeyler bekliyor kanısındayım. Bu iş ötelemeye gelmez. Bakın gül gibi basketbol takımızı hiç ettik, şimdi yeniden çıkmanın yollarını arıyoruz. Futbol takımızı da kaybedersek bir daha zor buluruz. Örnekleri oldukça fazla..
Şimdi yeni sezonda yeni umutlar yeşersin, takımlarımız arzulanan başarılara ulaşsın diye dilekte bulunmaktayım.. Herkese başarılar dilerim.