Ortadoğu yüzyıllardan beri kan gölü, bataklık, savaş meydanı. Bu da oranın kötü bir kadere sahip olduğunu tastikliyor.
İsrail aylardan beri Filistin'de, Gazze'de kan dökerken, katliam yaparken, tek taraflı olarak “kedinin fareyle oynadığı gibi” oynarken dünya seyrediyor; dünya bir gram sesini çıkarmıyor. Ne acıdır ki en küçük bir olayda müslümanlara karşı dünya birleşiyor, İslam alemi hep seyrediyor, yine seyrediyor.
Hatırlıyor musunuz bilemiyorum, bu İsrail'in Filistin’e saldırısının hemen öncesinde ilk fitili aşırı dinci bir örgüt ateşlemişti. Cumartesi akşamı İran'ın İsrail'e yaptığı dron ve füze saldırısının içerisinde de yine aynı örgütün izleri olduğu belirtiliyor. Aslında bunun ayrıntılı bir şekilde tahlil edilmesi gerekiyor.
Bunu bir kenara bırakacak ve Ortadoğu'ya dönecek olursak burada dikkati çeken en önemli unsur İsrail. Belli ki bu ülke burada ABD'nin kasıtlı olarak oluşturduğu ve karakol olarak kullandığı bir yer olduğu çok aşikâr.
Filistinlilerin zaman içerisinde topraklarını parayla İsrail'e sattıklarını biliyoruz. Bunun yanlışlığını her seferinde söyledik. Çünkü ilkinde sarı öküzün verilmesinden sonra bu işin bitmeyeceğini, İsrail'in sürekli yayılma ve işgal politikasını sürdüreceğini de bilmekteydik.
Ancak bu konularda en önemli bilinmesi gereken konu, İsrail'in arkasında başta Amerika ve bir sürü batılı ülkenin olmasıdır.
Bu bağlamda bu ülkelerin hem dünyanın merkezi sayılabilecek bu geniş coğrafyayı kontrol etmek, hem de buraların zengin yer altı kaynaklarına sahip olabilmek için kurdukları İsrail karakolunu yaşatmak ve büyütmek amacını gütmektedirler. Ayrıca dünyaya karşı "güç gösterisi" için bunu kendilerine görev kabul etmektedirler. Aylardır katliam yapan İsrail'e ses çıkarmazken, İran'ın İsrail'e göstermelik (!) yaptığı saldırıya karşı tek hareketle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni acilen toplayabilmeleri bunu göstermiyor mu?..
Bütün bunlar olurken Araplar nerede? Başta İslamiyetin merkezindeki ülkeler olmak üzere bütün Arap ülkeleri çöldeki kış uykusunda. Siz hiç duyup gördünüz mü İsrail'e sert bir tepki gösteren Arap ülkesi, ya da güçlü bir Müslüman ülke? Ben ne duydum, ne de gördüm.
Gelelim İran olayına!..
İran uzun zamanlardan beri yine başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin çok fazla dikkatini çekmektedir. Yani İran'ın kendi halinde kapalı bir kutu olmasına rağmen özellikle askeri güç ve silah konusunda çok başarılı işler yaptıklarını hepsi de biliyor. İlerde başlarını ağrıtacak en önemli güç olduğunu da kabul ediyorlar. Bu sebeple İsrail aracılığı ile sürekli kışkırttıklarını da hepimiz görebiliyoruz. İran bu işlere karışsın ki onlar da bir şekilde oranın da yakından gelsinler. Görünen o ki bu plan da gecikmeli olsa da bir şekilde uygulanacak. Yani Ortadoğu dünyanın savaş merkezi olarak görevini sürdürecek.
Artık bir ilkokul öğrencisi bile Irak'la başlayan Amerikan kargaşalarının Suriye ile devam ettiğini, Gazze'de ısınma hareketleri yaptıklarını, sıranın İran'a geldiğini, ondan sonraki sıranın Türkiye'de olduğunu bilmiyor mu?
Bu durumlara karşı güçlü olmanın birlik ve beraberlikten geçtiğini, başımıza büyük dert olan şu sığınmacı istifasının durdurulup, kendilerini savaşın bittiği Suriye'ye, Irak'a ve devamında diğerlerinin acilen ülkelerine gönderilmeleri gerektiğini net bir şekilde kabullenmemiz ve uygulamamız gerekmektedir. Ben diyorum ki, gelin onlardan gelecek her türlü faydadan geçelim, ülkemizin bütünlüğü, geleceği için bu önemli kararı alalım ve uygulayalım. Aksi taktirde bir şekilde başımızın daha da çok ağrıyacağını ve sırayı savamayacağımızı asla unutmamalıyız.
BAYRAMIN BEDELİ BU MU OLMALI?
.
Evet, bayram sonrası yine konuştuğumuz en önemli konu TRAFİK KAZALARI!..
Çoğumuz için 9 gün olarak uygulanan bayram tatilinde meydana gelen kazalar yine çok sayıda canımızı aldı, yine dünya kadar maddi hasarlara yol açtı. Edindiğimiz en son bilgilere göre bayram tatilinin 8 gününde meydana gelen 4 bin 998 trafik kazasında 66 kişinin yaşamını yitirdiği ve 8 bin 352 vatandaşın da yaralandığı bilgisi verildi. Kazalardaki maddi kaybın ise milyonlarla ifade edildiği belirtiliyor.
Peki niye dikkat etmiyoruz bunlara? Neden trafikte sükûnetimizi muhafaza etmiyoruz. Sakinliğimizi koruyup sevdiklerimizi düşünmüyoruz. Gideceğimiz yere yarım saat sonra ulaşmak varken niye azraille ya da yollarda azraile dönüşen trafik canavarlarıyla boğuşuyoruz ki?
Yapmayın, etmeyin, herşey sizin elinizde. Bu bayram gününde trafiğe çıkıp saçma sapan araç kullanan kendini bilmezlere bulaşmamak için gerekirse sağa çekip mola verin, belanın sizden uzaklaşmasını sağlayın. Ben böyle yaptım. Sinyalsiz araç sollayanlarla, arkadan azrail gibi hızla gelip selektör yapa yapa yol isteyen artislerle, 50, 60 km. kaplumbağa hızıyla; ısrarla ve inatla soldan gitme hastalığına bulaşmış salaklarla uğraşmamak için ancak böyle bir çözüm bulabilirsiniz.
Bu bayram da yırttık, bir daha ki sefere Allah korusun artık!...