Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

BEN DEMİŞTİM

Bu söz çoğu kimsenin genelde kullandığı bir kelimedir. Sanki haklıymışçasına, yaşanan olaylar sonrasında söylenir ve söyleyenin de koltukları kabarır. Oysa yaşananları önceden bilmek kolay bir iş değildir. Hele herkesin dilinde olduğu gibi depremleri önceden bilmek hiç olası değildir. Yakın zamanda yaşadığımız Akhisar ve Elazığ’da meydana gelen depremler sonrası bazı kahinler “biz demiştik” dediler. Dediler de ne oldu. Deprem yaşandı ve can kayıplarımız var. Maddi hasarlarımız var. Öncelikle başsağlığı ve acil şifalar  diliyorum. DEPREMLER bizim ülkemizin gerçeği. Önceki yıllarda bir çok deprem yaşanmasına rağmen bizi en çok üzenlerden biri olan GÖLCÜK depremiyle aklımız, fikrimiz, bakışımız, depremlere odaklandı. Yakın çevremizde yaşadığımız Alaşehir, Gediz, Dinar ve Simav’da yaşanmış olan sarsıntılar bizleri derinden üzmüştür. Bu üzüntüleri bir kenara bırakıp bundan sonra neler yapacağımıza, en az hasarla bu sarsıntıları atlatabileceğimize yönelmeliyiz. Kim ne derse desin, ülkemizdeki yardım kuruluşları, başta KIZILAY olmak üzere; AFAD-UMKE ve özellikle askerlerimiz, yardımlaşma konusunda mükemmele yakın hizmet verdiklerini gözlemekteyiz. Elbette bütün bunları organize eden devletimizin konuyla ilgili yaptıkları takdire şayandır. Tabii ki bazı kurum ve kuruluşların başındaki şahıslar bir anlık gaflete düşüp kendilerine yakışmayacak söylem ve davranışlarda bulunabiliyorlar. Demek ki o koltuğa yakışmayan, o koltuğu doldurabilecek kapasiteye ulaşmamış kişiler olduğunu gösteriyor. Böyle kurum ve kuruluşlara işin ehli ve ileri görüşlü kişilerin getirilmesi daha doğru ve daha isabetli olur. KIZILAY’dan söz etmişken geçmişte yaşadığım bir anıyı sizlerle paylaşmak isterim. Babam Yusuf SARIOĞLU (rahmetle anıyorum) ilçemizin Kızılay başkanlığı görevine getirilmişti. O günlerde de belediye binamızın inşası yeni tamamlanmak üzereydi. Bir akşam üzeri, kapalı kasa bir kamyon geldi. Bir kaç arkadaşımın yardımıyla bu kamyondan koca koca çuvalları belediye binamızın altındaki bir odaya indirdik. Ertesi gün babamın talimatıyla birkaç arkadaş görevlenip bu eşyaları grup grup ayırmamızı, cinslerine göre tasnif etmemizi söyledi. İşe koyulduk ve uzun zaman sonra işi tamamladık. Bu tasnif esnasında, genellikle giysi olan bu çuvalların içinden tam bana göre bir çift spor ayakkabısı çıktı. Amerikan yapısı olduğunu tahmin ettiğim bu spor ayakkabısı benim hayallerimdeki bir şeydi. Onu alıp arkadaşlara çaktırmadan bir köşeye sakladım. Sevinçliydim. Ama sevincim pek uzun sürmedi ve babam geldi. Şöyle bir kolaçan etti ve aferini aldık. Ama nasıl olduysa benim ayakkabıyı sakladığım öbeği şöyle ayağı ile itekledi ve  sakladığımı ayakkabıyı gördü.  Bu ne dedi. Bakıştık. Benim sakladığımı anladı. Ve bana öyle bir baktı ki.. Adeta ezildim.. Sakın ha dedi aklındaki o düşünceleri sil. Bir daha görmeyeyim. O fakir insanlara gönderildi. dedi.. Utandım ve sevincin yerini  ince düşünceler yer aldı. Babama o an kızmış gibi olsam da sonraki zamanlarda ne kadar haklı olduğu kanısına vardım.. Evet şimdi kenetlenme zamanı. Yaşanan bu vahim olayların ardından Tüm vatandaşlar olarak birlikteliğimizi ve yardımseverliğimizi hayata geçirmeliyiz. Yapacaklarımızı da medyatik veya siyasi rantlara dönüştürmemek adına mümkün olduğu kadar sessiz ve derinden yapmalıyız. Bir maçta seyircilerin sahaya attıkları kaşkol ve bereler büyük ses getirmiş olsa da şov yapmak olarak nitelendiriliyor. Ya da bazı kuruluşlar kamyonlara yükledikleri yardımları gönderirken adeta gösteri yapıyorlar. Bildiğim kadarıyla, dinimizde “sağ elin verdiğini sol el görmemeli” diyor.. Gereğini yapmalıyız. Gölcük depremi sonrasında ağabeyim maddi yardım, kayın biraderimde kalıcı konut almıştı. Yıllarca aldığı parayı uygun taksitlerle geri ödedi. Ve o yıllardan sonra binalar için DASK gündeme geldi. Yaptığım araştırmalar sonrasında bu fonda da bir hayli para birikmiş durumda. Elbette yetkililer buradaki paraları halkımızın yararına ve afet anında meydana gelen eksiklere harcamışlardır. Aksini düşünmek bile istemem. Ancak bir çok ev sahibinin DASK’ları ödemediğini görmekten de tedirginim. Zira dask sadece satış anında uygulanmakta. Zorunlu deprem sigortası adını taşımasına rağmen uygulama doğru manada hayata geçirilemiyor gibime geldi. En çok gururlandığım konular arasında yardım kuruluşlarımızın anında olay mahalline intikal etmiş olmalarıdır. Gece gündüz demeden, her türlü olumsuzluklara rağmen cansiperane çalışmaları ve sayıları az bile olsa göçük altından insanlarımızı kurtarmaları takdire şayandır. Askerlerimizin yardıma katkıları yadsınamaz. Onlar da beklenenin üzerinde bir özveriyle çalışmalarıyla takdiri hak etmektedirler. Bu deprem ilk değil ama son da olmayacak. Gelecekte can kayıplarımızı maddi hasarlarımızı en aza indirecek tedbir ve önlemleri zaman geçmeden almalı, gözyaşlarımızı dindirmeliyiz. Deprem öldürmez çürük binalar öldürür sözünü aklımızdan çıkarmamalı ve üzerimize düşenleri yapmalıyız. Kaybettiklerimize Allahtan rahmet yararlılara acil şifalar diliyor ülkemizin başı sağolsun diyorum.
Ekleme Tarihi: 28 Ocak 2020 - Salı

BEN DEMİŞTİM

Bu söz çoğu kimsenin genelde kullandığı bir kelimedir. Sanki haklıymışçasına, yaşanan olaylar sonrasında söylenir ve söyleyenin de koltukları kabarır. Oysa yaşananları önceden bilmek kolay bir iş değildir. Hele herkesin dilinde olduğu gibi depremleri önceden bilmek hiç olası değildir. Yakın zamanda yaşadığımız Akhisar ve Elazığ’da meydana gelen depremler sonrası bazı kahinler “biz demiştik” dediler. Dediler de ne oldu. Deprem yaşandı ve can kayıplarımız var. Maddi hasarlarımız var. Öncelikle başsağlığı ve acil şifalar  diliyorum.
DEPREMLER bizim ülkemizin gerçeği. Önceki yıllarda bir çok deprem yaşanmasına rağmen bizi en çok üzenlerden biri olan GÖLCÜK depremiyle aklımız, fikrimiz, bakışımız, depremlere odaklandı. Yakın çevremizde yaşadığımız Alaşehir, Gediz, Dinar ve Simav’da yaşanmış olan sarsıntılar bizleri derinden üzmüştür.
Bu üzüntüleri bir kenara bırakıp bundan sonra neler yapacağımıza, en az hasarla bu sarsıntıları atlatabileceğimize yönelmeliyiz.
Kim ne derse desin, ülkemizdeki yardım kuruluşları, başta KIZILAY olmak üzere; AFAD-UMKE ve özellikle askerlerimiz, yardımlaşma konusunda mükemmele yakın hizmet verdiklerini gözlemekteyiz. Elbette bütün bunları organize eden devletimizin konuyla ilgili yaptıkları takdire şayandır. Tabii ki bazı kurum ve kuruluşların başındaki şahıslar bir anlık gaflete düşüp kendilerine yakışmayacak söylem ve davranışlarda bulunabiliyorlar. Demek ki o koltuğa yakışmayan, o koltuğu doldurabilecek kapasiteye ulaşmamış kişiler olduğunu gösteriyor. Böyle kurum ve kuruluşlara işin ehli ve ileri görüşlü kişilerin getirilmesi daha doğru ve daha isabetli olur.
KIZILAY’dan söz etmişken geçmişte yaşadığım bir anıyı sizlerle paylaşmak isterim. Babam Yusuf SARIOĞLU (rahmetle anıyorum) ilçemizin Kızılay başkanlığı görevine getirilmişti. O günlerde de belediye binamızın inşası yeni tamamlanmak üzereydi. Bir akşam üzeri, kapalı kasa bir kamyon geldi. Bir kaç arkadaşımın yardımıyla bu kamyondan koca koca çuvalları belediye binamızın altındaki bir odaya indirdik. Ertesi gün babamın talimatıyla birkaç arkadaş görevlenip bu eşyaları grup grup ayırmamızı, cinslerine göre tasnif etmemizi söyledi. İşe koyulduk ve uzun zaman sonra işi tamamladık. Bu tasnif esnasında, genellikle giysi olan bu çuvalların içinden tam bana göre bir çift spor ayakkabısı çıktı. Amerikan yapısı olduğunu tahmin ettiğim bu spor ayakkabısı benim hayallerimdeki bir şeydi. Onu alıp arkadaşlara çaktırmadan bir köşeye sakladım. Sevinçliydim. Ama sevincim pek uzun sürmedi ve babam geldi. Şöyle bir kolaçan etti ve aferini aldık. Ama nasıl olduysa benim ayakkabıyı sakladığım öbeği şöyle ayağı ile itekledi ve  sakladığımı ayakkabıyı gördü. 
Bu ne dedi. Bakıştık. Benim sakladığımı anladı. Ve bana öyle bir baktı ki.. Adeta ezildim.. Sakın ha dedi aklındaki o düşünceleri sil. Bir daha görmeyeyim. O fakir insanlara gönderildi. dedi.. Utandım ve sevincin yerini  ince düşünceler yer aldı. Babama o an kızmış gibi olsam da sonraki zamanlarda ne kadar haklı olduğu kanısına vardım..
Evet şimdi kenetlenme zamanı. Yaşanan bu vahim olayların ardından Tüm vatandaşlar olarak birlikteliğimizi ve yardımseverliğimizi hayata geçirmeliyiz. Yapacaklarımızı da medyatik veya siyasi rantlara dönüştürmemek adına mümkün olduğu kadar sessiz ve derinden yapmalıyız. Bir maçta seyircilerin sahaya attıkları kaşkol ve bereler büyük ses getirmiş olsa da şov yapmak olarak nitelendiriliyor. Ya da bazı kuruluşlar kamyonlara yükledikleri yardımları gönderirken adeta gösteri yapıyorlar. Bildiğim kadarıyla, dinimizde “sağ elin verdiğini sol el görmemeli” diyor.. Gereğini yapmalıyız.
Gölcük depremi sonrasında ağabeyim maddi yardım, kayın biraderimde kalıcı konut almıştı. Yıllarca aldığı parayı uygun taksitlerle geri ödedi. Ve o yıllardan sonra binalar için DASK gündeme geldi. Yaptığım araştırmalar sonrasında bu fonda da bir hayli para birikmiş durumda. Elbette yetkililer buradaki paraları halkımızın yararına ve afet anında meydana gelen eksiklere harcamışlardır. Aksini düşünmek bile istemem. Ancak bir çok ev sahibinin DASK’ları ödemediğini görmekten de tedirginim. Zira dask sadece satış anında uygulanmakta. Zorunlu deprem sigortası adını taşımasına rağmen uygulama doğru manada hayata geçirilemiyor gibime geldi.
En çok gururlandığım konular arasında yardım kuruluşlarımızın anında olay mahalline intikal etmiş olmalarıdır. Gece gündüz demeden, her türlü olumsuzluklara rağmen cansiperane çalışmaları ve sayıları az bile olsa göçük altından insanlarımızı kurtarmaları takdire şayandır. Askerlerimizin yardıma katkıları yadsınamaz. Onlar da beklenenin üzerinde bir özveriyle çalışmalarıyla takdiri hak etmektedirler.
Bu deprem ilk değil ama son da olmayacak. Gelecekte can kayıplarımızı maddi hasarlarımızı en aza indirecek tedbir ve önlemleri zaman geçmeden almalı, gözyaşlarımızı dindirmeliyiz.
Deprem öldürmez çürük binalar öldürür sözünü aklımızdan çıkarmamalı ve üzerimize düşenleri yapmalıyız.
Kaybettiklerimize Allahtan rahmet yararlılara acil şifalar diliyor ülkemizin başı sağolsun diyorum.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.