Devlet yönetimi çok teferruatlı, iyi organizeli ve hata kabul etmeyen sistemdir. Aynı zamanda her birimizin sahip olduğu aile ve o ailenin evi de küçücük, minyatür bir devlet yönetimi gibidir.
Bu yönetimde en önemli iki unsur “İÇ İŞLERİ ve DIŞ İŞLERİ” bakanlarıdır. Bu yönetimde dışarıdaki işlerin sorumluluğu evin reisinde olduğu için kendileri sayın dış işleri bakanıdır. Haliyle içerideki işleri, evin içindeki problemlerle ilgilenen annelerimiz, eşlerimiz de değerli iç işleri bakanımızdır.
Buradaki en ince ayrıntı ise, her iki insan da evdeki ve dışarıdaki işlerden birbirlerini sürekli bilgilendirirler. Dolayısıyla her türlü gelişmelerden aile bireyleri de yani “HALK” da bu gelişmeler konusunda bilgilendirilirler.
Şimdi konunun özüne gelecek olursak bir çok olağan ve olağandışı gelişmelerden sayın bakanlarımız halkı neden bilgilendirmiyor?
Bu konuyla alakalı da sorulması gereken en önemli soru; dışarıda ve KIBRIS’TA NELER OLUYOR?
Bildiğiniz gibi ülkemizde yalnız bir kaç televizyon kanalında yer alan haberlere göre Türk Cumhuriyetleri bazı olaylarda konuşuluyor.
Evet, Kıbrıs konusunda bir şeyler oluyor. Ama bu şeylerin tam olarak ne olduğu, neyin amaçlandığı ve ne anlama geldiğini bilmek istiyoruz. Ancak nedense ne açıklanıyor ne de bir bilgi ediniliyor.
Bilindiği gibi Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan Kıbrıs Cumhuriyeti'ne elçi atadı. Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan liderleri de zirvede yer aldı. Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan, Avrupa Birliği (AB) ile 4 Nisan'da gerçekleştirdikleri zirvede, yalnızca Türkiye'nin tanıdığı "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti"nin kurulmasını kınayan ve devletlere tanımama çağrısı yapan BM Güvenlik Konseyi'nin 541 ve 550 sayılı kararlarına da bağlı kalacaklarını açıkladılar.
Bu ne demektir onu biliyoruz elbette. Bu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığını kabul etmemek, yok saymaktır.
Nereden çıktı şimdi bu!
Neredeyse 60 yıldır mücadele ettiğimiz Kıbrıs mücadelemizi hem de dostumuz dediğimiz, kan kardeşle-rimizin yanlışlarına mı heba edeceğiz.
Peki diğer taraftan hani nerede bizim çok etkili olan DIŞ İŞLERİ’miz. Çevremizde, Ortadoğu’da kuş uçurtmayan, her şeyden haberi olan güçlü dış işleri, iç işleri bakanlarımız nerede?. Neden gerekli girişimlerde bulunmadı/bulunmuyor. Bu konuda daha önceden gereken önlemler alınmadı.
İşin gerçeği Kıbrıs’ta bu iş “KIBRIS SATILIYOR” diye konuşuluyor. Merhum Rauf Denktaş’ın oğlu Serdar Denktaş, bazı Türk Cumhuriyetlerinin Güney Kıbrıs’ta büyükelçilik açmaları konusunda, “Bize ‘tanınma yolu açıldı’ diyerek umut verdiler, kandırıldık” dedi.
Bizim; komşularımızdaki Irak’ta, Suriye’de toprak bütünlüğümüzün korunması konusunda söz sahibi olduğumuz, çok güçlü bir lobi sağladığımız konuşulurken canla kanla aldığımız Kıbrıs’ı kendi ellerimizle yalnız bırakmamız nasıl açıklanabilir ki!...