Malum, yaz aylarındayız. Yaz sıcakları yetmiyormuş gibi orman yangınlarıyla da başımız dertte. En güzel tarihi ve turistik yörelerimiz risk altında. Ormanlarımız, insanlarımız, hayvanlarımız, servetimiz, geleceğimiz yanıyor ama; elimizden bir şey gelmiyor. Ormanları yaktıranlar ise avuçlarını ovuşturmakta, sinsi sinsi gülmektedirler. En çok da içimizi bunlar acıtıyor. İlgililer ise ormana girmeyi, ateş yakmayı, piknik yapmayı yasaklamakla meşguller. Ormanı; eğitim ve sevginin koruyacağını bir türlü idrak edemedik. Canımızı sıkan diğer bir sorun da koronavirüsün tekrar artma eğilimde olmasıdır.
Okuyucularım; bu konuları zaten yaşayıp görüyorlar. Canlarını sıkmak istemem. Ben, yöremiz öykülerinden birkaçını anlatarak yüreklerini serinletmek amacındayım. Bunlardan biri; Banaz ve Uşak çevresinde daha halen sürdürülen “Ardı Sıralık” geleneğidir. Ardı sıralık; evlendirilen kızlara verilen mal verme geleneğidir. Kız tarafı, sağılır bir ineği kızlarının peşi sıra oğlan tarafının ahırına bağlarlar. Hatta; düğüne gelenler duysun diye anons da yaptırırlar.
Gelin hanım, ineği her sağdığında kocasına “Adam bak, içtiğin bu süt benim ineğin sütü, yediğin yoğurt, peynir, tereyağı benim ineğin ürünleridir” der dururmuş. Hiçbir zaman “bizim inek”demezmiş. Damat, gelin hanıma bir şey söylemezmiş ama içini de bir kurt kemirirmiş. Artık dayanamaz olmuş. Gece, herkes uyuduktan sonra ineğin yanına gider. Boğazını iple sıkarak ineği öldürür. Sabahleyin, ineği sağmaya inen gelin hanım, ineğin öldüğünü fark eder. Feryatla, kocasına bağırır “Yetiş adam yetiş, bizim inek ölmüş” der. Gelin hanımın ağzından ilk defa “Bizim inek” sözünü duyan kocası “Ah hanım ah, senin inek öldükten sonra mı bizim inek olabildi” der. Ben o ineği öldürünceye kadar az uğraşmadım diyerek ineği bu yüzden öldürdüğünü itiraf etmiş.
Banaz ve Uşak yöresinde çok söylenen bir söz vardır: “Kızım, sana söylüyorum; gelinim sen işit” Bu söz; kaynananın gelinini darıltmamak için, biraz da onu dolaylı yoldan uyarmak amacıyla söylenmiş, zamanla deyim haline gelmiş bir sözdür.
Ulupınar, Banaz ilçemizin Bulkaz Dağı eteklerinde kurulmuş; havası, suyu, yaylalarıyla sakin, şirin güzel bir köyümüzdür. Köy halkı oldukça sağlıklı ve güzel insanlardan oluşur. Bu güzellikler bir dörtlükte şöyle dile getirilmiştir:
Ulupınar derler,
Ne güzel yerler
Seksen yaşındaki nineye
Neslihan Gelin derler…
Necati ERTUĞRUL