50 tonluk bir kamyonu tek eliyle kim durdurabilir, diye sorarlardı çocukluğumuzda.. Biz de uzun uzadıya düşünür cevap arardık. Bilemezdik.. Cevabını öğrenince ince bir tebessüm belirirdi gözlerimizde. Trafik polisi.. Şimdilerde de dünyayı küçücük bir virüs durdurmuş durumda. Amerika’sı, Çin’i, Fransa’sı, İtalya’sı küçücük bir virüse teslim olmuş durumda. Korana Virüsü öyle bir geldi ki her yer tarumar oldu. Turizm durdu, sanayi durdu, spor aktiviteleri durdu. Yani sözün özü bu gözle görülmeyen, elle tutulmayan minik şeytan dünyayı bir hamleyle teslim aldı.
Kimin yaptığı veya yaptırdığı bellidir ama biz bilemiyoruz. Birkaç ay önce Çin’in VUVAN kentinde beliren Korana Virüsü gün geçtikçe yayıldı ve ölümlere sebep oldu. İlk zamanlarda pek kaale alınmayan bu zamane şeytanı virüsün pek şakası olmadığı anlaşılınca tüm dünya önlemler almaya çalıştı. Henüz aşısı bulunmayan bu menfur düşman için neler yapılabileceği konuşuldu. Dünya sağlık örgütü PANDEMİ ilan etti. Sınırlar kapatıldı, uçuşlar durduruldu, alışverişlere kısıtlamalar getirildi. Anlaşıldı ki bu işin şakası yok. Öyleyse elden gelen ne varsa yapılacaktı.
Her gün haberler onunla başladı onunla bitti. Gün geçtikçe endişeler çoğaldı.
Alınacak önlemler TIP adamlarınca masaya yatırıldı. Şöyle bir baktık ki, dünyanın önemli bir bölümü kırmızıya boyanmış, çok şükür ki TÜRKİYEMİZDE böyle bir durum yok diye sevinirken bir-iki belirmeye başlamıştı ki.. Bizde de önlemler alınmaya başladı. Önce okullar tatil edildi. Ve ilk kez bu tatilin ardından okullarımızda çağın eğitimi başlayacak. İnternet ve televizyon kanallarıyla çocuklarımıza uzaktan eğitim verilebilecek. Ki bu daha sonraki günlerde belki daha da yaygınlaşır.
Sonra süper ligdeki spor müsabakalarının SEYİRCİSİZ oynanmasına karar verildi. Alışveriş merkezlerinde gerekli önlemler alındı. Toplu ulaşım araçları dezenfekte edildi, yani biz de gerekli önlemleri almaya başladık. Ama gördüğüm o ki hala, bizim insanımız işin tehlikesini kavrayamamış ve dalga geçercesine yaşamını sürdürmekte. Oysa geçtiğimiz yıllarda bir AIDS belası karabasan gibi üstümüze çökmüştü ve yine bizim insanımız bununla dalga geçmiş “BİZ TÜRKÜZ!” diyerek karşı durmuştu. Ne yazık ki o günlerde de bir çok yaşam yok olup gitmişti. Şimdilik can kaybımız yok şükürler olsun.
Bir de Çernobil patlayınca, zamanın bakanları eline çay alıp içmişti.. korkmayın diye. Ne çare ki o gün, bulaşan mikroplar sonraki yıllarda kanseri bölgeye yayıvermişti. Diyeceğim o ki, görünmeyen düşman görünenden daha tehlikelidir. Ciddiye almak, mücadeleyi bırakmamak gerek.
Böyle olaylar su yüzüne çıkınca bazı kehanette bulunanların da düşünceleri gün yüzüne çıkıyor. Baba Vanga, Nostra Damus gibi kahinlerin yıllar öncesi söyledikleri hatırlatılıyor. Şöyle olacak böyle olacak diye. İnanıp inanmamak sizin inisiyatifinizde ama bunların söylenmesi bile zaman zaman benim de kafamı karıştırmıyor değil. Bakalım Putin’e suikast yapılacak mı?.. (bu kehanetler içinde vardı)
Bütün bunların ışığı altında, neler yapılması gerekiyorsa hepsine harfiyyen uymak gerek. Başta HİJYEN. Korana virüsünün en önleyici durumu el ve yüz temizliği. Her temas sonrasında ellerimizi mutlaka sabunla yıkamalı ve dezenfekte etmeliyiz. Sonra bol bol SU içmeliyiz. Zira nefes ve tükürükcükler yoluyla ağzımıza giren korona virüsleri suyla mideye yönlendirilirse, mide asidi onları kısa sürede yok edebiliyormuş. Bir de toplu ulaşımlar sırasında fazla temas etmemeye özen göstermeliyiz. Sonra da “Tedbir bizden takdir Allahtan” diyebilmeliyiz.
Evet bu virüs bir çok aktiviteyi de öteletti. Konferanslar, toplantılar, buluşmalar ertelendi. Uçaklar durdu. TURİZM büyük bir yara aldı. Eğer uzun sürecek olursa EKONOMİ büyük zararları da beraberinde getirecek. Elbette bunun zorluklarını da bizler çekeceğiz.. Çilesi bize düşecek..
Okulların tatili, maçların seyircisiz oynanması güzel bir önlem ama bunların zarar vermemesi için belki maçları tamamen ertelemek, okulları yaza uzatmak, önleyici tedbirleri artırmak gerekebilir. Daha da önemlisi işi ciddiye almak gerekir. Bu arada sosyal medyada dönen yanlış ve yalan bilgilere de asla ihtimal vermeyin, inanmayın. Bu kere sayın sağlık bakanının da her aşamada halkımızı bilgilendirmesinden de oldukça memnunuz. Teşekkürlerimizi de sunmayı unutmuyoruz. Sağolun sayın bakanımız.
Korana virüsü peyda olunca ilk başta yararlı olacağı umulan maskeleri fahiş fiyatla satanları, dezenfekte ilaçlarını ve kolonyaların fiyatların artıranları da şiddetle kınıyorum. Allah sizi ıslah etsin. Umarım bu virüs önce size bulaşır diye dua ediyorum.
Değerli okurlarımız; bu kadar hengame içerisinde Banazımıza her alanda büyük katkılar sağlamış, saygıdeğer iş insanı Hüsnü ÇAKIN’ı kaybetmiş olmanın üzüntüsü içindeyim. SEMİTAŞ’ın katkılarını asla unutmayız. Banazsporumuza ilk formayı yaptıran kuruluşu unutmayız. Rahmetler olsun. sevenlerinin başı sağolsun..
Sağlıklı bir yaşam dilerim..