Siyasetçilerin birbirlerine ettiği sözler yüzünden vallahi soğudum. Bu kadar olmaz.. Kim ne yaparsa yapsın da hiç olmaya birbirlerini bu kadar acımasızca eleştirmesinler. Hallolacak onlarca sorun varken ve hepsinin ağzında “BİRLİK-BERABERLİK” kelimeleri dillenip dururken söylenen bu sözleri hiç birisine yakıştıramadım.
Baharı karşıladık. Nisan bereket ayıdır, bollukların müjdecisidir. Ama yapılanlara bakılırsa her şeyin bedi bereketi kalkıyor. Yıla TERÖR ile başlamıştık. İçimiz yandı dedik. Bir çok ocaklar söndü dedik, anneler evlatlarını, evlatlar da çocuklarını acıyla bırakıp gittiler. Bir çok masum insan TERÖR yüzünden yaşamlarını yitirdiler.. Biraz daha sakin, biraz daha serin kanlı olmalıyız. Heyecanlara kapılıp birbirimizi incittikçe dışarıdan birileri tırnak sürtüyorlar. Onlara bu fırsatı vermeyelim.
Şimdi öncelik ANAYASA’da mı?.. Her şey bitti de yeni ANAYASA yapılması mı gündemin ilk sırasında.. Yoksa DOKUNULMAZLIKLAR MI?.. Yani onlar kalkınca bir çok şey hallolacak mı?.. Bana göre bunlar zamanla yapılacak ve birlikte yapılacak işler. Şimdi ilk yapılması gereken bence TERÖR belasının durdurulmasıdır. Zira bahar da sağlıkla ve mutlulukla yaşanacaksa bundan kurtulmalıyız.
Kim ne yapacaksa, ya da kime ne görev düşüyorsa, herkes onu yapsın. Taşın altına eller konsun. Terör bitsin. Biter mi, bitmez mi diye soru sormanın hiç gerekçesi yok. B İ T M E L İ . . .
Bu hafta KANSER haftasıydı. Çağın vebası bu hastalık için en önemli olgu MORAL olmalıdır… Ve bundan kolay kurtulmanın en güzel yolu da “ERKEN TEŞHİS”tir. Bunun için kendimize gereken önemi vererek ve sağlığımızın kıymetini hiçe saymadan önlem almaya gayret etmeliyiz. Son pişmanlık fayda getirmiyor. Kanserden korkma geç kalkmaktan kork..
Nisan ayı bir çok haftanın kutlanması için yaratılmış gibi.. Bir yanda AVUKATLAR… Yıllar yılı babam dava vekilliği (yani avukatlık deseniz de olur) yaptı, hiç gün kutlanmadı. Daha doğrusu bizler bilmiyor olabiliriz ya da çok yaygın değildi. Ama bu yıl o da gerçekleşti. Bir çok avukat arkadaşımızın günlerini kutladık. Hatta Uşak Belediye başkanı Nurullah CAHAN gazetecilere 2.yıllık icraatını anlatmak için çağırdığında gazeteci arkadaşlarımız, CAHAN’a sürpriz yaparak pasta kestiler, günlerini kutladılar.
Ve POLİS Haftası da kutlandı.. Burukta olsa.. Zira son günlerin yaşanan terör olaylarında bir çok polisimiz vatan uğruna can vermişler şehitlik mertebesine ulaşmışlardı. Onların acıları üstüne görkemli törenler yapılamazdı. Mütevazi bir şekilde Polis Teşkilatı’nın 171.yılı da kutlandı.
İlimiz emniyet teşkilatı da geçen yılı değerlendirdiği toplantıda bir çok alanda olumlu gelişmeler yaşandığını ve sakin bir il olduğumuzu rakamlarla anlattılar.
Dünya Sağlık Haftası da kutlanan haftalar arasında. Tüm dünya salgın hastalıklara birlikte karşı koyabilmek için el ele, gönül gönüle çalışıyor. Salgın hastalıklara karşı fikir alışverişinde bulunuyor, çalıştaylar, konferanslar düzenliyor aşı üretimleri yapılıyor. Bu kadar olumlu çalışmalar yapılmasına rağmen henüz adı yeni bilinen hasatlıklar yaşanabiliyor dünyamızda.
Biraz da spordan söz etmek istiyorum. Sporda her şey şampiyonluklara bağlıymış gibi bir hava yaratılmış durumda. Yani şampiyon olunmazsa dünyanın sonu galiba.. Futbol, geçen haftayı bu dedikodularla geçirdi.. Önce Beşiktaş Kasımpaşa ile oynadı. Takımın hocası eski bir BJK’li Rıza ÇALIMBAY idi.. Yok yatacak, yok satacak teraneleri hafta boyu herkesin ağzında sakız oldu. Bu çabalar aşırı motivasyon yarattı ve BJK Kasımpaşaya yenildi.. Sonrasında FENERBAHÇE KONYA ile oynayacaktı. Ne tesadüf ki onun hocasıda eski fenerli Aykut KOCAMAN idi. Onun için de ağız dolusu dedikodular yaratıldı, anlatıldı, söylendi. Ve Konya da Fenerbahçeyi yendi.. Anlayacağınız şampiyonluğa oynayan iki takım birbirlerini aratmadılar, her ikisi de ellerine geçirdikleri fırsatları elinin tersiyle ittiler. Şimdi gözler terör nedeniyle ertelenen GALATASARAY-FENERBAHÇE maçında.. Çarşamba günü oynanacak maç için senaryolar yapılmaya başlandı bile.. En sevmediğim de güya Galatasaraylılar Feneri hiç sevmezlermiş de onlar olacağına Beşiktaş olsun diye feneri yenivereceklermiş. Olacak iş mi?.. Zaten onlarca sorunla baş edemeyen bu anlı-şanlı Galatasaray kendi başını dermekle meşgul. Yaşadığı sorunları bir türlü aşamayan bu dev bakalım ne yapacak..
İşin en doğrusu bu olayları fazlaca abartmadan güzellikler, şaka dostluk çerçevesinde yaşamak gerek. Biliyoruz ki bu üç takım ligin renkleri biri olmasa diğeri hiç para etmez. Bu rekabeti tatlandırmak gerek. Birlikte maç izleyebilmek, şaka ve sohbet içinde maçların tadına varabilmek gerek. Bitime 6 hafta varken erkenden şampiyon ilan etmekte yanlış.
Birkaç cümle de UŞAK takımlarına. Başta MURATBEY UŞAKSPORTİF’E değinelim. Kimsenin sezon başında şans vermediği bu mütevazi takım başarıdan başarıya koşuyor.. Ey canım yetkililer şu takım bu durumda iken ne olur salonu bir tamamlayıverin yeni sezona yetiştiriverin.. Olmaz mı?.. Ancak bu hafta yaşadığımız sessizliği bir daha yaşamak istemiyoruz. En zulüm iş seyircisiz maç oynamak. Üzgünüm.
Basketbolda bayanlar takımı da güzel şeyler yaptı. İlk kez katıldığımız 2.ligde play-off maçları oynadık. Keza HENTBOL Süper ligde de play-off oynadık.. Teşekkürler emeği geçenlere.. Ne yazık ki FUTBOL hüsran.. Bir dahaki bahara.. İnşallah GÜZELLİKLER YAŞAYALIM..