Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

“BORÇLARINIZI ÖDEYİN!”

Zor bu belediyelerin işi!.. Borçlarla yığılı bir görevi devralan 31 Mart belediyeleri borç batağıyla karşılaştı. Bu borçların henüz tespitini bile yapamadan “tasarruf tedbirleri” adı altında belediyelerin harcamaları kısıldı. Bir taraftan güzel bir uygulama ama diğer taraftan da hizmet yapmalarına engel teşkil edecek bir durum bu. Esasen de ne amaçla yapıldığı öğrenilince insan farklı bakıyor. Evet, bu yılın başlarında yapılan seçimlerde iktidar partisi büyük kayıp yaşadı. Ana muhalefet partisi büyük çoğunluğa sahip oldu. Daha bu başarının sevincini yaşarken kendilerine güzel bir uygulama geldi. Tasarruf Tedbirleri adı altındaki bu yasa, belediyelerin harcamalarına büyük kısıtlamalar getirdi. Arada reklam, abonelik, duyurular derken yerel basın da bu kısıtlamadan nasibini aldı. Belediyeler tarafından yerel basına yönelik harcamaların da yapılması, yani yerel gazetelerin belediyeler tarafından desteklenmesi adeta engellendi. Aslında samimi olmak gerekirse belediye kaynaklarının hoyratça harcanmasına karşı, gereksiz yere yanlış yerlere aktarılmasına engel olunması açısından güzel. Lakin bu şekildeki harcamalar zaten bir şekilde kılıfına uydurularak yine yapılıyor. Can çekişen yerel gazeteler hariç pek zarar gören yok gibi... Bu kısıtlamanın şokunu atlatamayan belediyeler şimdi de yıllardır ödenmeyip biriken SGK borçlarını acil bir şekilde ödemeleri zorunluluğuyla karşılaştı. SGK Genel Müdürlüğü aldığı bir talimatla belediyelerin biriken SSK alacaklarını açıkladı. Ayrıca da kısa sürede ödemelerini istedi. Anlamak mümkün mü?.. Elbette ki belediyeler SGK’ya olan borçlarını ödesinler. Böyle yıllardır sürüp gelen sigorta borçları yığılmasın. O kurum da zor duruma sokulmasın. Ancak biriken bu borçlar son 20 yılın birikimi iken, yıllardır da üstüne gidilmeyen bu konu birden nasıl ortaya çıktı. Uzun seneler iktidar partisine mensup belediyelerin biriken borçları her nedense (!) istenmezken koltukların kaybedilmesiyle kurum birden alacaklarına aslan kesildi. Gerçekten düşününce yukarılardan gelen sesler kulağımızda yansılanıyor. Önceki seçimlerde başta İstanbul olmak üzere bir çok ilde seçimin kazanan belediyelere adeta “çalıştırmayın” mesajı verildiğini hepimiz duyduk. Belediye meclislerine, bankalara, kurumlara bir şekilde köstek olunması için üstü kapalı bu bilgilerin iletildiği iddia edilmişti. Sanki şimdi de aynı doğrultuda bir girişim seziliyor. Ne kadar yanlış bir yaklaşım. Belediyeler kendilerindeyken bütün kapılar açık, yollar serbest. Ama elden gidince “vay sen misin belediyeyi elimizden alan” yaklaşımı!... Yani çeşitli zorluklarla ve engellerle belediye hizmet veremeyecek, iş yapamayacak. Sonra da “işte gördünüz mü, bunların yapacakları bu kadar, hiç bir iş yapamadılar” diye kötülenecekler. Hiç hoş değil. Bir şehirde, ilçede sadece bir partiye mensup insanlar mı var. Ya da boy verenlerin, vermeyenlerin hepsi karşı partiden mi? Siyasi ayaklar uğruna herkes neden yok sayılıyor. Sizler kendi partinize yaptığınız destekten daha fazlasını verecek, daha çok yardımcı olacaksınız ki, “helal olsun, hiç partizanlık yapmadılar” desinler. Ama nerede böyle bir anlayış. Köstek olacaksın ki köşeye sıkıştıracak, iş yaptırmayacaksın. Sonra da kendini aratacaksın. Bu adil bir sistem mi?... Geçtiğimiz hafta içinde en çok SSK borcu olan belediyeler açıklandı. Boy boy televizyonlarda gösterildi. İktidarı destekleyen bir vatandaş da; “gördünüz  mü, en çok borcu olan belediyeler yeni seçilen muhalefet partisinin belediyeleri” dedi. Karşısındaki şahıs da; “Bu borçların kaç yıllık olduğunu biliyor musun? 20 yıldır olan bu borçları yıllardır neden istemediler. Belediye başkanı kendi partilerinden olunca SGK’ya bu borçların tahsil edilmesi talimatını niye vermediler. Sizler de her nedense bunları bildiğiniz halde dürüst ve adil bir şekilde bu soruları niye soramıyorsunuz, bu nasıl bir zihniyet” deyince karşıdaki vatandaşın sesini çıkarmadan çekip gitmesi bana çok garip geldi. Yasalar, adalet, eğitim, huzur, güven, ilgi, destek her zaman herkese olmalı. Çağdaş ülkelerde böyle bir yanlış asla olmazken bizler menfaat ve siyasi çıkarlar uğrunu kişilik ve vicdan kabiliyetimizi ne çabuk kaybedebiliyoruz.
Ekleme Tarihi: 30 Temmuz 2024 - Salı

“BORÇLARINIZI ÖDEYİN!”

Zor bu belediyelerin işi!..
Borçlarla yığılı bir görevi devralan 31 Mart belediyeleri borç batağıyla karşılaştı. Bu borçların henüz tespitini bile yapamadan “tasarruf tedbirleri” adı altında belediyelerin harcamaları kısıldı. Bir taraftan güzel bir uygulama ama diğer taraftan da hizmet yapmalarına engel teşkil edecek bir durum bu. Esasen de ne amaçla yapıldığı öğrenilince insan farklı bakıyor.
Evet, bu yılın başlarında yapılan seçimlerde iktidar partisi büyük kayıp yaşadı. Ana muhalefet partisi büyük çoğunluğa sahip oldu. Daha bu başarının sevincini yaşarken kendilerine güzel bir uygulama geldi. Tasarruf Tedbirleri adı altındaki bu yasa, belediyelerin harcamalarına büyük kısıtlamalar getirdi.
Arada reklam, abonelik, duyurular derken yerel basın da bu kısıtlamadan nasibini aldı. Belediyeler tarafından yerel basına yönelik harcamaların da yapılması, yani yerel gazetelerin belediyeler tarafından desteklenmesi adeta engellendi. Aslında samimi olmak gerekirse belediye kaynaklarının hoyratça harcanmasına karşı, gereksiz yere yanlış yerlere aktarılmasına engel olunması açısından güzel.
Lakin bu şekildeki harcamalar zaten bir şekilde kılıfına uydurularak yine yapılıyor. Can çekişen yerel gazeteler hariç pek zarar gören yok gibi...
Bu kısıtlamanın şokunu atlatamayan belediyeler şimdi de yıllardır ödenmeyip biriken SGK borçlarını acil bir şekilde ödemeleri zorunluluğuyla karşılaştı. SGK Genel Müdürlüğü aldığı bir talimatla belediyelerin biriken SSK alacaklarını açıkladı. Ayrıca da kısa sürede ödemelerini istedi.
Anlamak mümkün mü?..
Elbette ki belediyeler SGK’ya olan borçlarını ödesinler. Böyle yıllardır sürüp gelen sigorta borçları yığılmasın. O kurum da zor duruma sokulmasın. Ancak biriken bu borçlar son 20 yılın birikimi iken, yıllardır da üstüne gidilmeyen bu konu birden nasıl ortaya çıktı. Uzun seneler iktidar partisine mensup belediyelerin biriken borçları her nedense (!) istenmezken koltukların kaybedilmesiyle kurum birden alacaklarına aslan kesildi.
Gerçekten düşününce yukarılardan gelen sesler kulağımızda yansılanıyor. Önceki seçimlerde başta İstanbul olmak üzere bir çok ilde seçimin kazanan belediyelere adeta “çalıştırmayın” mesajı verildiğini hepimiz duyduk. Belediye meclislerine, bankalara, kurumlara bir şekilde köstek olunması için üstü kapalı bu bilgilerin iletildiği iddia edilmişti. Sanki şimdi de aynı doğrultuda bir girişim seziliyor.
Ne kadar yanlış bir yaklaşım. Belediyeler kendilerindeyken bütün kapılar açık, yollar serbest. Ama elden gidince “vay sen misin belediyeyi elimizden alan” yaklaşımı!... Yani çeşitli zorluklarla ve engellerle belediye hizmet veremeyecek, iş yapamayacak. Sonra da “işte gördünüz mü, bunların yapacakları bu kadar, hiç bir iş yapamadılar” diye kötülenecekler. Hiç hoş değil.
Bir şehirde, ilçede sadece bir partiye mensup insanlar mı var. Ya da boy verenlerin, vermeyenlerin hepsi karşı partiden mi? Siyasi ayaklar uğruna herkes neden yok sayılıyor. Sizler kendi partinize yaptığınız destekten daha fazlasını verecek, daha çok yardımcı olacaksınız ki, “helal olsun, hiç partizanlık yapmadılar” desinler. Ama nerede böyle bir anlayış. Köstek olacaksın ki köşeye sıkıştıracak, iş yaptırmayacaksın. Sonra da kendini aratacaksın. Bu adil bir sistem mi?...
Geçtiğimiz hafta içinde en çok SSK borcu olan belediyeler açıklandı. Boy boy televizyonlarda gösterildi. İktidarı destekleyen bir vatandaş da; “gördünüz  mü, en çok borcu olan belediyeler yeni seçilen muhalefet partisinin belediyeleri” dedi. Karşısındaki şahıs da; “Bu borçların kaç yıllık olduğunu biliyor musun? 20 yıldır olan bu borçları yıllardır neden istemediler. Belediye başkanı kendi partilerinden olunca SGK’ya bu borçların tahsil edilmesi talimatını niye vermediler. Sizler de her nedense bunları bildiğiniz halde dürüst ve adil bir şekilde bu soruları niye soramıyorsunuz, bu nasıl bir zihniyet” deyince karşıdaki vatandaşın sesini çıkarmadan çekip gitmesi bana çok garip geldi.
Yasalar, adalet, eğitim, huzur, güven, ilgi, destek her zaman herkese olmalı. Çağdaş ülkelerde böyle bir yanlış asla olmazken bizler menfaat ve siyasi çıkarlar uğrunu kişilik ve vicdan kabiliyetimizi ne çabuk kaybedebiliyoruz.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.