Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Mehmet Fatih TEKİN
Köşe Yazarı
Mehmet Fatih TEKİN
 

İNSANLAR İÇİN FELSEFE NEDEN ÖNEMLİ OLMALI ?

Felsefe hürriyetimizin de kaynağıdır. Düşünen adam hürriyetini anlar, hareketini doğurmuş olan sebepleri bilen insan, o sebeplerin idaresini kendi eline alabilmekle hürriyetini gerçekleştirir. Bizi hayat yolunda durdurup düşündüren felsefe, her adımda hürriyet sunmaktadır.  Felsefe tarihi Thales isimli filozofla başlatılmasına rağmen insanlık var olduğu andan itibaren felsefeye yani sorgulamaya ve araştırmaya ihtiyaç duymuştur. Burada ifade edilen husus bütün alanları bir bütün olarak ele alınıp incelenmesi maksadını taşır. Felsefe tarihinin önemli düşünürlerinden Sokrates Sorgulanmamış hayat yaşanmaya değmez sözü ile felsefenin önemini ifade etmiştir. Bugünün dünyasına baktığımızda insanlar hayatı, dünyayı ve kendilerini sorgulayarak anlamlı bir hayat yaşamanın bilincinde değildirler. Ancak felsefe tarihindeki düşünürlere baktığımızda Sokrates, Platon, Aristoteles ve benzeri düşünen, soru soran insanlar yaşadıkları tarihsel dönemlerde toplumun vicdanı olmuştur. O toplumda yaşayan insanların göremedikleri çoğu sorunları fark etmişlerdir. Bununla birlikte düşünmeden ve sorgulamadan yaşayan bireyler her yöne çekilmesi mümkündür. Çekildikleri yönde adeta bir kukla gibi kullanılmaya müsait olurlar. Böyle bir birey yalnızca bedensel ihtiyaçlarını kullanarak, zihinsel olarak da bir varlığının var olduğundan habersizce bir yaşam sürer. Bununla birlikte felsefeye ilgisiz olanlar boş konuşma olarak görürler. Hayatın hızlı akışına kendilerini bırakarak daha çok koşuşturmayı ve düşünmeye zamanları olmadığını, hayatta yapılacak birçok önemli işleri olduğunu söylerler. Ancak felsefe yapmak hayatla doğrudan ilişki kurmak, yaşamla yüzleşmek anlamını taşır. Felsefi düşünmeyi öğrenen bireyler her şeyi felsefi bir tavırla sorgulayarak hayatını anlamlandırırken, hayatın derinliklerinde var olan gerçekleri görebilme kabiliyetini kazanırlar. Çünkü insan davranışlarının doğrudan doğruya zekâsıyla ve cahilliğiyle ilişkilidir. Felsefe ile maddi şeylere odaklanmaktan çok kendi benliğini geliştirme, iyi olmak için iyi hareket etmenin zorunluluğunu görmememizi sağlar. Geçmişten günümüze bütün medeniyetlere de baktığımızda felsefe önemli bir yer edindiğini görmek mümkünüdür. Her medeniyet kendi düşünsel dünyası açısından felsefeye anlam kazandırmıştır. İslam Medeniyeti açısından baktığımızda ise Allah'ın ilk emrinin oku olması vesilesiyle düşünmek önemli görülmektedir. Farabi, İbni Sina, Gazali, İbni Haldun, Razi, Kindi gibi birçok düşünürümüz vardır. 8. Yüzyıldan 14.yüzyıla kadar felsefi çalışmalar artarak devam etmiştir. Çeviri faaliyetleriyle birlikte bugünkü modern batının oluşmasına katkı sunmuşlardır. Felsefesinde İslam medeniyeti bağlamında çalışmalarını devam ettirmiş düşünürümüz Nurettin Topçu açısından felsefe neden önemlidir sorusuna bakacak olursak: Biz gördükçe düşünüyoruz, düşündükçe görüyoruz. Ve her an görünüşümüzün ufukları genişledikçe insanlığın her derdine deva olmak isteğiyle doluyoruz. Kendi kendimize hem teklif hem de kabul ettiğimiz mesuliyetimizin sahası genişliyor… (…) O yoksa hürriyetimiz bir vehim, bir kibir, bir benlik ifadesidir, o kadar(…)Hür olan insan dünyalardan değerlidir. Zalim esir insanın eşyadan farkı yoktur. İnsan anlaşılmadan insanlık âlemine inkılap yapılamaz (…) İnsanı tanıtan felsefe olduğuna göre, inkılaplarımızın hepsi ona muhtaçtır(…) Binayı yapan mimar filozof olacaktır. Yapı malzemesiyle sanat eseri olan binanın farkı düşünülürse, felsefenin bizi ulaştıracağı hedefin kurtarıcı oluşu kolaylıkla anlaşılacaktır. Felsefe bize, üstümüzde ve yükseklerde bulunan hedeflere doğru ilerlemesini öğretir. İnsan düşünürken, yeryüzünün bütün süfli hadiselerine yükseklerden gelen ulvi mayayı farkında olmayarak muttasıl karşılar. Sanki hayatı onunla mana kazanır. İşte bu insanın felsefe yapmasıdır. Akıbetimizin düşüncesi de bir felsefeye bağlanacaktır. "Yarınımız ne olacak? Nereye gidiyoruz?" sorusu şuurda önceden açılmış yollar arar. Nereye girmede olduğumuzu takdir için, cemiyetimizin temayüllerini, ideallerini, kabiliyetini yani bütün hayati kuvvetlerini yüksekten bakışla görebilmemiz lazımdır. Hayat tecrübesinin yaşadıktan sonra vereceğini, o yaşanmadan önce felsefe tanıtır, sezdirir hem de zaruretler halinde ortaya koyar. Önceden bilmenin büyük faydası, yanlış yolda isek dönmek, doğru yolu aramak için bize imkân bağışlamasıdır. Düşünsel açıdan felsefe geçmiş ve gelecek yaşamın problemlerini çözebilmek için insanın temel araçlarından birisi olarak görülmektedir. Belli bir birikimle oluşmuş felsefenin olmadığı toplumlarda değişimlerin görülmesi de oldukça zor olmaktadır. Bu nedenle felsefesinin iç ve dış problemlere dair ruhsal ve toplumsal sorunların çözümünde yardımcı bir kuvvet gibi görülmektedir. Felsefi düşünüşü etkili bir şekilde öğrenmek bizi geliştirdiğini söylemek mümkündür. Felsefenin gerekliliğini açıklamak için, felsefenin kazandırdığı yaşam bilgeliğinin bireyin bedensel gereksinimleri kadar zorunlu olduğunu söylemek mümkündür.  Bu hususla ilgili İlkçağın ünlü düşünürlerinden Platon'a Atinalıların soruduğu iki soruyu açıklayarak son verelim: İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan iki davranışı nedir? - Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki sonra çocuklarını özlerler. Para kazanmak için sağlığını yitirirler. Ama sağlıklarını geri almak içinde para öderler. Yarınlarından endişe ederken bugünü unuturlar. Sonuçta ne bugünü ne de yarını yaşarlar. Lakin hiç yaşamamış gibi ölürler. Bunun üzerine Atinalılar: Peki ne öneriyorsun? - Kimseyi kendinize sevdirmeye kalkmayın. Yapılaması gereken tek şey, kendinizi sevilmeye bırakmaktır. İnsanı insan yapan şey, bir şeylere sahip olmaktan ziyade olup bitenleri anlamaya çalışmaktır. Önemli olan da çok şeye sahip olmak değil, olabildiğince az şeye ihtiyaç duymaktır.  Sonuç olarak harikulade bir hayat yaşamak için bilerek, amacını sorgulayarak hayatını temellendirerek, iyi, doğru ve güzel bir yaşam süren birey ruh dinginliğine de ulaşabilecektir. Bir şeyin ne olduğunu söylemenin en iyi yolu, o şeyi tanımlamak olduğu unutulmamalıdır. Çünkü o durum üzerine yapılan iyi ve doğru tanım, konuşulan durum ya da varlık hakkında ne olduğunu belirlemede en büyük yardımcıdır. Böylece başka durum ve varlıktan ayırt edebilmemizi sağlar. Bu hareketi ise yapmak felsefe ile mümkündür. Felsefi düşünceden yararlanarak hayatın açık seçik biçimde tanımlanması, yaşayışlarımızın tam olarak ne olduğunu ve bu yaşayışlar anlamsız ise anlamlandıracağını söylemek mümkündür. Felsefe anlamsız hayatı anlamlandırmanın bir yoludur.     Mehmet Fatih TEKİN Felsefe Grubu Öğretmeni, Sosyolog, Öğrenci Koçu, Aile Danışmanı
Ekleme Tarihi: 17 Eylül 2024 - Salı

İNSANLAR İÇİN FELSEFE NEDEN ÖNEMLİ OLMALI ?

Felsefe hürriyetimizin de kaynağıdır. Düşünen adam hürriyetini anlar, hareketini doğurmuş olan sebepleri bilen insan, o sebeplerin idaresini kendi eline alabilmekle hürriyetini gerçekleştirir. Bizi hayat yolunda durdurup düşündüren felsefe, her adımda hürriyet sunmaktadır. 
Felsefe tarihi Thales isimli filozofla başlatılmasına rağmen insanlık var olduğu andan itibaren felsefeye yani sorgulamaya ve araştırmaya ihtiyaç duymuştur. Burada ifade edilen husus bütün alanları bir bütün olarak ele alınıp incelenmesi maksadını taşır. Felsefe tarihinin önemli düşünürlerinden Sokrates Sorgulanmamış hayat yaşanmaya değmez sözü ile felsefenin önemini ifade etmiştir. Bugünün dünyasına baktığımızda insanlar hayatı, dünyayı ve kendilerini sorgulayarak anlamlı bir hayat yaşamanın bilincinde değildirler. Ancak felsefe tarihindeki düşünürlere baktığımızda Sokrates, Platon, Aristoteles ve benzeri düşünen, soru soran insanlar yaşadıkları tarihsel dönemlerde toplumun vicdanı olmuştur. O toplumda yaşayan insanların göremedikleri çoğu sorunları fark etmişlerdir. Bununla birlikte düşünmeden ve sorgulamadan yaşayan bireyler her yöne çekilmesi mümkündür. Çekildikleri yönde adeta bir kukla gibi kullanılmaya müsait olurlar. Böyle bir birey yalnızca bedensel ihtiyaçlarını kullanarak, zihinsel olarak da bir varlığının var olduğundan habersizce bir yaşam sürer. Bununla birlikte felsefeye ilgisiz olanlar boş konuşma olarak görürler. Hayatın hızlı akışına kendilerini bırakarak daha çok koşuşturmayı ve düşünmeye zamanları olmadığını, hayatta yapılacak birçok önemli işleri olduğunu söylerler. Ancak felsefe yapmak hayatla doğrudan ilişki kurmak, yaşamla yüzleşmek anlamını taşır. Felsefi düşünmeyi öğrenen bireyler her şeyi felsefi bir tavırla sorgulayarak hayatını anlamlandırırken, hayatın derinliklerinde var olan gerçekleri görebilme kabiliyetini kazanırlar. Çünkü insan davranışlarının doğrudan doğruya zekâsıyla ve cahilliğiyle ilişkilidir. Felsefe ile maddi şeylere odaklanmaktan çok kendi benliğini geliştirme, iyi olmak için iyi hareket etmenin zorunluluğunu görmememizi sağlar.
Geçmişten günümüze bütün medeniyetlere de baktığımızda felsefe önemli bir yer edindiğini görmek mümkünüdür. Her medeniyet kendi düşünsel dünyası açısından felsefeye anlam kazandırmıştır. İslam Medeniyeti açısından baktığımızda ise Allah'ın ilk emrinin oku olması vesilesiyle düşünmek önemli görülmektedir. Farabi, İbni Sina, Gazali, İbni Haldun, Razi, Kindi gibi birçok düşünürümüz vardır. 8. Yüzyıldan 14.yüzyıla kadar felsefi çalışmalar artarak devam etmiştir. Çeviri faaliyetleriyle birlikte bugünkü modern batının oluşmasına katkı sunmuşlardır. Felsefesinde İslam medeniyeti bağlamında çalışmalarını devam ettirmiş düşünürümüz Nurettin Topçu açısından felsefe neden önemlidir sorusuna bakacak olursak:
Biz gördükçe düşünüyoruz, düşündükçe görüyoruz. Ve her an görünüşümüzün ufukları genişledikçe insanlığın her derdine deva olmak isteğiyle doluyoruz. Kendi kendimize hem teklif hem de kabul ettiğimiz mesuliyetimizin sahası genişliyor…
(…) O yoksa hürriyetimiz bir vehim, bir kibir, bir benlik ifadesidir, o kadar(…)Hür olan insan dünyalardan değerlidir. Zalim esir insanın eşyadan farkı yoktur. İnsan anlaşılmadan insanlık âlemine inkılap yapılamaz (…) İnsanı tanıtan felsefe olduğuna göre, inkılaplarımızın hepsi ona muhtaçtır(…) Binayı yapan mimar filozof olacaktır. Yapı malzemesiyle sanat eseri olan binanın farkı düşünülürse, felsefenin bizi ulaştıracağı hedefin kurtarıcı oluşu kolaylıkla anlaşılacaktır.
Felsefe bize, üstümüzde ve yükseklerde bulunan hedeflere doğru ilerlemesini öğretir. İnsan düşünürken, yeryüzünün bütün süfli hadiselerine yükseklerden gelen ulvi mayayı farkında olmayarak muttasıl karşılar. Sanki hayatı onunla mana kazanır. İşte bu insanın felsefe yapmasıdır.
Akıbetimizin düşüncesi de bir felsefeye bağlanacaktır. "Yarınımız ne olacak? Nereye gidiyoruz?" sorusu şuurda önceden açılmış yollar arar. Nereye girmede olduğumuzu takdir için, cemiyetimizin temayüllerini, ideallerini, kabiliyetini yani bütün hayati kuvvetlerini yüksekten bakışla görebilmemiz lazımdır. Hayat tecrübesinin yaşadıktan sonra vereceğini, o yaşanmadan önce felsefe tanıtır, sezdirir hem de zaruretler halinde ortaya koyar. Önceden bilmenin büyük faydası, yanlış yolda isek dönmek, doğru yolu aramak için bize imkân bağışlamasıdır.
Düşünsel açıdan felsefe geçmiş ve gelecek yaşamın problemlerini çözebilmek için insanın temel araçlarından birisi olarak görülmektedir. Belli bir birikimle oluşmuş felsefenin olmadığı toplumlarda değişimlerin görülmesi de oldukça zor olmaktadır. Bu nedenle felsefesinin iç ve dış problemlere dair ruhsal ve toplumsal sorunların çözümünde yardımcı bir kuvvet gibi görülmektedir. Felsefi düşünüşü etkili bir şekilde öğrenmek bizi geliştirdiğini söylemek mümkündür. Felsefenin gerekliliğini açıklamak için, felsefenin kazandırdığı yaşam bilgeliğinin bireyin bedensel gereksinimleri kadar zorunlu olduğunu söylemek mümkündür. 
Bu hususla ilgili İlkçağın ünlü düşünürlerinden Platon'a Atinalıların soruduğu iki soruyu açıklayarak son verelim:
İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan iki davranışı nedir?
- Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki sonra çocuklarını özlerler. Para kazanmak için sağlığını yitirirler. Ama sağlıklarını geri almak içinde para öderler. Yarınlarından endişe ederken bugünü unuturlar. Sonuçta ne bugünü ne de yarını yaşarlar. Lakin hiç yaşamamış gibi ölürler.
Bunun üzerine Atinalılar: Peki ne öneriyorsun?
- Kimseyi kendinize sevdirmeye kalkmayın. Yapılaması gereken tek şey, kendinizi sevilmeye bırakmaktır. İnsanı insan yapan şey, bir şeylere sahip olmaktan ziyade olup bitenleri anlamaya çalışmaktır. Önemli olan da çok şeye sahip olmak değil, olabildiğince az şeye ihtiyaç duymaktır. 
Sonuç olarak harikulade bir hayat yaşamak için bilerek, amacını sorgulayarak hayatını temellendirerek, iyi, doğru ve güzel bir yaşam süren birey ruh dinginliğine de ulaşabilecektir. Bir şeyin ne olduğunu söylemenin en iyi yolu, o şeyi tanımlamak olduğu unutulmamalıdır. Çünkü o durum üzerine yapılan iyi ve doğru tanım, konuşulan durum ya da varlık hakkında ne olduğunu belirlemede en büyük yardımcıdır. Böylece başka durum ve varlıktan ayırt edebilmemizi sağlar. Bu hareketi ise yapmak felsefe ile mümkündür. Felsefi düşünceden yararlanarak hayatın açık seçik biçimde tanımlanması, yaşayışlarımızın tam olarak ne olduğunu ve bu yaşayışlar anlamsız ise anlamlandıracağını söylemek mümkündür. Felsefe anlamsız hayatı anlamlandırmanın bir yoludur.
 
 
Mehmet Fatih TEKİN
Felsefe Grubu Öğretmeni,
Sosyolog, Öğrenci Koçu, Aile Danışmanı
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.