Bizim için nisan ve mayıs aylarının anlamı daha bir farklıdır. Ulusal egemenliğimizin ilanı bu ayda olmuştur. Ayrıca baharın en güzel aylarından biri de nisan ayı. Bu ayda Köy Enstitüleri kurulmuş. Ne yazık ki çok uzun sürmemiş ama geleceğimiz adına büyük işler başarmış ve en nihayetinde birilerinin menfaatine dokunacağı düşünülerek kapatılmış. Bu okullardan yetişen öğretmenler ülkemizin kalkınmasına, aydınlanmasına fevkalâde katkılar sağlamış.
Şahsım da 1970 yılında öğretmenliğe başladığımda bu değerli öğretmenlerin arasında buldum kendimi. Onların bilgi, görgü ve deneyimlerinden yararlandım, kendimi daha iyi geliştirme fırsatı buldum. Ve bu ay içinde 23 Nisan ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI’da kutlandı. Törenler geçmişi özletse de, yaşanan salgın nedeniyle sönük geçti.
Öncelikle ilçemizin Köy Enstitülü öğretmenlerini anımsayabildiğim kadarıyla yazmak, anıp yad etmek istedim.
Burada harf sırası ve yaş kriterine bakmadan aklıma gelişine göre yazıyorum. Galip AKIN-Kadir GEDİK-Mehmet KUTLUAY-Ali CENGİZ-Yusuf DEMİR-Emin ALTINDAĞ-Bilal ŞAFAK-Rafet GÜLHAN-Mustafa MİNKARA-Ali DİNÇ-Muslu ERGÜL-Cazibe KUTLUAY-Huriye CENGİZ-Ramazan SÜMERCAN-Fadime SÜMERCAN-Haydar SAĞCAN-Nafiz GİRGİN-Ramazan GÜN-Ömer SEZER-İsmail SUNAL-İsmail BULUT-Şahin ACAR-Necati AKIN-Necati ÇAKIN-Ömer KARAHAN-Kadir TÜRKMEN-Ziya YILDIRIM-Sevim YILDIRIM-Mehmet ACAR-Osman YAVAŞ-Kazım ÜNAY-Ahmet YÜCEL-Mehmet Ali DEMİR-İsmail ÖZMEN...
Ebediyete göç etmiş değerli öğretmenleri şükranla minnetle yad ediyor hayatta olanlara da sağlıklı ömürler diliyorum.(anımsayamadıklarım için özür dilerim)
Bu öğretmenlerimiz zaman içinde, Çifteler, Savaştepe, Hasanoğlan ve o gün eğitimde olan enstitülerden yetişmiş ve ülkemiz eğitim ordusuna katılarak hizmet etmişler. Bir çoğu ile birebir görüşmüş ve deneyimlerinden yararlanmışlığım vardır. Onların hepsinde gördüğüm en önemli meziyet çalışma azmi, araştırma hevesi ve bitmek tükenmek bilmeyen enerjileri ile görevini layıkıyla yerine getirme tutkusu beni kendilerine hayran bırakmıştır. Aldıkları eğitim ile ellerinden her türlü iş gelir ve çalışmaktan asla geri durmazlardı. El becerileri gayet güzel; marangozluktan tutunda elektriğe kadar yapamayacakları iş yoktu. Kelimenin tam anlamıyla gittikleri köyleri AYDINLATMA adına biçilmiş kaftandılar. Kadın öğretmenlerimizde biçki-dikiş konusunda deneyimli ve becerikliydiler.
Her yıl 17 Nisan geldiğinde biz genç kuşaklarla birleşerek düzenlediğimiz törenlerde buluşur, anılarını dinlerdik. Mandolin eşliğinde;
“Sürer, eker biçeriz güvenip ötesine
Milletin her kazancı milletin kesesine
Toprakla savaş için ziraat cephesine
Biz ulusal varlığın temeliyiz köküyüz
Biz yurdun öz sahibi efendisi köylüyüz.
Toplandık baş çiftçinin ATATÜRK’ün sesine
Toprakla savaş için ziraat cephesine..”
diye devam eden marşı, şarkılar ve harmandalıdan başlayıp diğer milli oyunlarımızla süren bir anılar zinciri oluşturuyorduk.
17 Nisan 1940'da açılan ve 27 Ocak 1954'de kapatılan bu güzide okullarda 17251 köy öğretmeni yetişmişti. Bunlardan 1308'i kadındı. Toplam 21 köy enstitüsü vardı. Hasan Ali YÜCEL ve İsmail Hakkı TONGUÇ’un gayretleriyle kurulan bu okullar siyasi nedenlerle kapatılarak yerine öğretmen okulları kuruldu. Ve zamanla öğretmen okulları da kapatılarak bu günlere gelindi.
Ben de kapatılan enstitülerin yerine kurulan öğretmen okullarından birinde yetişmiş ve eğitime katkıda bulunmuş biri olarak, ilk dileğim böyle yararlı okulların, daha doğrusu öğretmen yetiştirecek kurumların yeniden ele alınıp çağımız koşullarına göre dizayn edilerek yeni kuşak köy enstitülerinin kurulmasını arzulamaktayım. Biliyorum ve inanıyorum ki; EĞİTİM yaşamımızın en önemli unsurudur. Ve iyi eğitim almamış milletler çağdaş uygarlık düzeyine kolay kolay erişemezler.
Dünyada çocuklarına BAYRAM armağan eden ilk ülke TÜRKİYE’dir. Ve bunu başaran da ATATÜRK’tür. Çocukları çok sevdiğinin ifadesi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluş günü olan 23 Nisan’ı çocuklara armağan etmiştir. 101 yıldır kutlanagelen bu ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI, bu yıl yine pandemi nedeniyle hak ettiği coşkuyla arzulanan şekliyle kutlanamadı. Bazı aksaklıklar yaşanmış olsa da halkımızın ve çocuklarımızın bitmek tükenmek bilmeyen tutkusu gelecek yıllarda daha bir görkemli ve coşku içinde yaşanacağından asla şüphem yoktur.
Bir dönem ULUSLARARASI bir şölene dönüşen bu bayramı ULUSAL EGEMENLİĞİMİZE yakışır şekilde yeni yüzyıllara taşımak bizler için en büyük şereftir. Çocuklarımıza ve ülkemize bu büyük bayram kutlu olsun.
Birkaç cümle de yaşadığımız sıkıntılar için söylemeliyim. Artan vaka ve yaşanan kayıplar ulusça hepimizi üzmektedir. Çıkış yolu belli olmasına rağmen bireyler olarak bizler kurallara tam anlamıyla uymayarak kendi yaşamımızı tehlikeye atmaktayız. Tekrar etmekten yorulmayacağım. Bu VİRÜS basit bir şey değil. Lamı cimi yok. Götürüyor. Gelin mücadelemizi kararlılıkla sürdürelim. MASKE ve MESAFEYE dikkat edip TEMİZLİĞE önem verelim. Daha da önemlisi sağın-solun lafını dinlemeden sıramız geldiğinde mutlaka AŞI olalım.
Karar sizin, takdir sizlerin. Yaşanacak güzel günlere birlikte ulaşabilmek adına..