Geçtiğimiz haftalarda yaşamımızı tehdit eden tehlikelerden biri olan OBEZİTE’yi anımsatmaya çalışmıştım. Bu gün yine önemli tehdit altında bulunduğumuz bir tehlikeden daha söz edeceğim.
SİGARA... Gençlik yıllarımızın başında içmek için can attığımız, dumanıyla sevdiklerimizin adını yazdığımız, her yemekten sonra “ister fakir ol ister fukara, her yemekten sonra ister bir sigara” diye methiyeler düzdüğümüz, yıllar sonra gelecek tehlikeyi göremediğimiz sigaradan söz ediyorum.
Tamı tamına 30 yıl içmişliğim var. Şükür ki bıraktım. Ya da bırakmak zorunda kaldım. Şimdi o kadar mutluyum ki... İçtiğim yıllara yanmayayım da ne yapayım. Neden daha önce bırakmadım diye hayıflanmayayım... İçtik, içtik. “Dumanını yel aldı, parasını el aldı, zararı bize kaldı.”
9 Şubat “sigarayı bırakma günü” olarak takvimlerde yer almaktadır.
Elbette bu tarih sadece bir görüntüden ibarettir. Siz hemen bırakabilirsiniz. Beklemeden... Doğrusunu söylemek gerekirse çok da iyi edersiniz. Bıraktığınızda anlayacaksınız ki ve benim gibi pişman olacaksınız ki, neden daha önceleri bu işe yeltenmedim diye dizlerinizi döveceksiniz.
Ben öğretmen oluncaya kadar sigara içmemiştim. Yani 18 yaş sigarasız geçti. Ancak mesleğe başlayıp köylere yolumuz düşünce her şey değişti. Köy kahvesinde, ya da aile toplantılarında sigara içmediğimi bilinince bana çocuk muamelesi yapmaya başladılar... “adam sen de bizim hoca daha tütün bile içmiyor” diyerek küçük gördüler. Evler de eşikte, kahvede kapı yanında oturmaya devam ettik. Köylülerin geneli sarma içerdi. Arada bir birini, ikinci, hatta üçüncü içenlere rastladım. Filtreli pek olmazdı. Olsa bile fakirlikten alamazlardı insanlar. Sonra Bafra, Yenice ve Bahar sigaraları çıktı. Samimi saydığım birileri ara sıra söyle ip ince sigara sarar “hoca yak bakalım” diye bana ikram ederlerdi. Yapılanlara baktıkça reddetme olanağım kalmıyordu. Bir iki derken bizde karışıverdik içenler arasına ve cebimizde birinci gezmeye başladı. Herkes sarma içse de ben onu beceremiyordum. Hem sarma içerken tütün parçaları ağzıma kaçıyor ve tadı bozuluyordu. 30 yıllık serüven böyle başlamıştı. İçtik, içtik. Son beş yıl bırakmak için harcadığım çabalara sahne oldu. Neler yaptım neler. Bırakmak için. Neredeyse akapunktur’u deneyecektim ki, işte o an geldi... Kriz geçirdikten sonra, kulakları çınlasın ATAKALPTEKİ doktorum Ahmet ALTINTIĞ, sten takmak üzere çalışmaktaydı, “hocam sigara devam edeceksen bu taktığımız aparat bir işe yaramaz, boşuna yorulmayalım, bırakacaksan gerekeni yapacağım” dedi. Eşimle göz göze geldik... Ve tereddüt etmeden B I R A K I Y O R U M” dedim ve son oldu. Biraz zorlansam da. Çaresiz kalmıştım. Kuyruk sıkışmıştı bir kere. Zorunlu olarak bitirdik işi. Aylar sonra vücudumdaki değişimlerin farkına vardıkça, yüzüme kan geldi. Yaşama bakış açım değişti. Vücut formunu bulmaya başlamıştı... Şükür ki... Bırakmışım..
Şimdi tütünle mücadele etmeye başladım. Bir çok arkadaşımı teşvik ettim. Önemli bir rakama ulaştı, tavsiyelerime uyup bırakanların sayısı... Sosyal sorumluluk olarak derneklerde ve kuruluşlarda görev almaya başladım. Dumansız bir hava sahası yaratmak için gayretlerim devam ediyor.
Dünya sağlık kuruluşlarının çalışmalarına göre en çok ölümler akciğer kanserinden yaşanmaktadır. Son yıllarda ise ölümler daha da artmıştır. Sigara sadece akciğer değil diğer türlerinde de etkendir. Prostat, meme ve rahim kanserlerinde de baş sorumludur.
İnsanın ve toplum sağlığının en önemli düşmanı SİGARA’dır.
Dünya da her 8 saniyede bir kişi, her gün 11 bin, yılda ise 4 milyon insan yaşamını yitirmektedir.
Ülkemizdeki ölümlerin 100 bini sigara yüzündendir. Önlem alınmazsa 2030 bu sayı 250 bine çıkabilir.
Diğer ölümcül vakalara göre 5 kat daha fazladır.
Ülkemizde 24 milyon içici vardır. Harcanan para ise 15 milyar dolardır. Sigaradan dolayı yaşanan hastalıkların tedavisine ise 50 milyar dolara ulaşmaktadır. Bebek ölümlerine, yangınlara ve hava kirliliğine neden olmaktadır. İş gücü kaybının nedenlerinden biridir. Dünya da sigara kağıdına kullanılmak üzere 4 milyon ağaç kesilmektedir.
Bu basit bilgiler ışığında ben de sizleri, yani sigara içmeyi sürdüren siz değerli dostlarımı bir kez daha uyarmak istiyorum. Semereleri anında görülmeyen ve yıllar içerisinde yaptığı tahribatların zor giderildiği bu MERETİ bırakın artık demek istiyorum.
Biliyorum ve inanıyorum ki. Sizler gerçekten iradenize sahip insanlarsınız. Ve bun başaracak zekaya, beceriye ve kültüre sahipsiniz. Haydi bir de benim için deneyin. Ve asla pes etmeyin. Ben bırakamam deyip baştan yenilgiyi kabul etmeyin.
Bir çok çalışmasını eleştirsek te, hatta bazılarını kabul edemesek te bu hükümetin insanımıza kazandırdığı en güzel çalışma budur. Önemli yerlerde sigara içilmesinin yasaklanması büyük bir başarı ve her türlü takdiri hak eder, alkışı hak eder bir çalışmadır. Arada eksiklikler saptansa da bunlar zaman içinde ve uygulandıkça düzenlenebilecek durumdadır.
Ancak bunlar tek başına yeterli görülmemektedir. Daha özendirici çalışmalar da yapılabilir. Yıllarca sigara içmiş ve bırakmayı tasarlayanlara teşvikler yapılabilir.
Sağlık kurumlarında öncelik tanınabilir. Vergi ve sigortalarda indirim yapılabilir. Uçak tren ve diğer ulaşım hizmetlerinde kolaylıklar sağlanabilir. Maaşlara destek olunabilir. Ama bunlardan daha önemlisi eğitimdir. Şimdiye kadar eksik olan EĞİTİM’e daha fazla önem verip hiç olmaya gelecek nesillerimizi SİGARADAN uzak tutmanın yollarını benimsetmeliyiz.
Gelişmiş ülkelerde sigara ve tütün mamulleri tüketimi azalırken gelişmemiş ülkelerde ise oran yukarılara tırmanmaktadır. Tek başınıza başaramıyorsanız “sigarayı bırakma polikliniklerine” müracaat ederek yardım almalısınız,
Dumansız ve sağlıklı yaşam için HAYDİ... Katılın bize.