Bayram geçti, paralar suyunu çekti. Şimdi millet onabuna yapılan zamlardan ziyade kendisine yapılacak zamlara gözünü dikmiş durumda. Günlerdir vatandaşın gündemini oldukça meşgul eden emekliye, memura yapılacak zamlar açıklandı. Esasen açıklamadan kimse de bir şey anlamadı. Zira ulusal önemli bir gazetede yazılan rakamlarla yine ülke genelinde tanınmış internet haberi yapan sitenin rakamlarında tutarsızlık var. Yani hiç kimse kime, ne oranda zam yapıldığını bilemiyor. Onlardaki çelişki sadece memur maaşlarında ve memur emeklilerinin rakamlarında değil, tamamında var. Asıl da SSK ve Bağkur emeklilerinin durumlarında. Kimine göre % 17, kimine göre 19,7 oranında. Kimisi de % 34 zam almaya hevesli. Ama gerçek olarak ne alınacağından bihaber. Ben her zaman diyorum, bu ülkede asgari ücretliler ve emekliler hep üvey evlat muamelesine maruz kalıyor. Bu durum ne yazık ki artarak da devam ediyor. Zira aldıkları maaş ile geçinememeleri yakındır. Daha önce belirttim, her zaman da üstüne basa basa belirtmeye devam edeceğim. Benim bugünkü iktidardan beklediğim en önemli icraat maaşı düşük dar gelirli ile yüksek maaşlı paraya para demeyen bürokratların arasındaki gelir dengesini sağlamaktı. Daha doğrusu en yüksek maaş alanla en düşük maaş alanın arasındaki makası daraltmasıydı. Ama olmadı, ne yazık ki bu makas her gün bir tık daha açıldı. Adeta uçuruma dönüştü. Düşünebiliyor musunuz; bu ülkede 7 bin beşyüz lira alan bir emekli 3 çocuğuyla enflasyona, zamlara karşı mücadele ediyor. Ondan bir tık yukarıdaki asgari ücretli bu mücadeleyi 8 bin beşyüz lira ile yapıyor. Aynı mücadeleyi 50 bin lira alan, ya da 5-6 yerden maaş alan bir genel müdür, bürokrat, ya da sırtını iyi bir siyasiye dayamış birisi de yapıyor.  Bu HAK mı, ADALET mi?... Çoğu insandan duymuşsunuzdur, “Ben SSK’dan emekli olduğumda asgari ücretten 550 lira fazla maaş alıyordum. Ya da bir başkası, “emekli olduğumda çalıştığım zaman kadar maaş alacağım, niye emekli olmayayım ki!”... Bugün bütün göstergeler tamamen tersine döndü. Ne işçi, ne emekli, ne de çalışan hak ettiğini almadığını söylüyor. Zaten görünen köy klavuz da istemez ki! Bir vaiz bir öğretmenden, polisten, önemli yerde çalışandan yüksek maaş alıyorsa bunu sorgulamanın, soruşturmanın ne alemi var. Çok net ve yüksek oranda iddia ediyorum, insanlar düşük maaş almanın korkusuna emekli olmamak için kırk takla atıyor. İyi de o zaman insanlar gelecekten nasıl umut bekleyecek? Hoş emeklilerin de umrunda değil, isterse bir kuruş vermesinler, aç kalsın, açıkta olsun, gezip tozmasın, taş altında kurbağa yaşa gibi ömrünü tamamlasın. “Vatan, Millet, Sakarya” lafını öğrenmiş bir kere... Şu an öğrendiğim bir bilgiye göre yarın sağlık çalışanları yaklaşık olarak aldıkları 26 bin 500 lirayı beğenmedikleri için 7 Temmuz 2023 cuma günü İŞ BIRAKMA EYLEMİ yapıyorlar. Samimi olarak şöyle bir kıyaslayın. 27 bin lira maaş alan birisinin çalışan eşi de en kötü şartlarda 20 bin lira maaş alsın. İkisinin toplam maaşı en alt seviyeden 45 bin lira olacak. Ve bu memlekette 45 bin lira alan bir çocuklu aileye karşılık 7 bin 500 lira alan bir çocuklu aileyi karşılaştırın. Siz gerçekten bu duruma razı mısınız? Ben razı değilim böyle bir duruma. Onun için en güçlü sesimle haykırıyorum. Ülkemizdeki gelir dağılımı arasındaki uçurum kapatılmalıdır. Birisi kucakla para alıp yetmiyor diye isyan ederken, isyan etmeyen garipleri, fukaraları düşünmeyen kim olursa olsun bana bir şeyden bahsetmesin. Yukarıda da dediğim gibi, bu konularda en fazla umut bağladığım bu iktidar fakiri, garibi düşünüp kollayacağına tam tersini yapıp emeklinin ve asgari ücretlinin yaşamını daha da sefalete götürüyor. Razı olana hodri meydan!...