Yoğun gündem yüzünden 19 Eylül’de başlayan eğitim öğretim yılına değinememiştik. Bir kaç satırla yeni öğretim yılıyla ilgili düşüncelerimizi belirtelim. Özellikle diyorum ki bu yaşıma kadar eğitim-öğretim yılının şöyle tam anlamıyla sorunsuz, dört dörtlük başladığına şahit olamadım. Gerek öğrencilik yıllarım gerekse öğretmenlik dönemi hep sancılı başladı. Velilik dönemlerimizde aynı. Neden diye düşünüyorum ama bir türlü anlayamıyorum. Koca yaz tatili başımıza mı çöktü de yumurta deliğe gelince gıdaklamaya başlıyoruz tavuklar gibi..
Yine de hayırlı olsun dileklerimizle başlayalım yeni öğretim yılına. Ve de diyelim ki “hele bir kervan yola koyulsun, inşallah yolda düzelir”.. Ancak bu yılın ayrı bir özelliği var.. Tıpkı 12 Eylül 1980'deki gibi. Ülkemiz yine bir DARBE ile karşı karşıya kalınca ve de işin içinde “ÖĞRETMENLER” olunca, haliyle iş sancılı olacak. Düşünün ki 15 Temmuz macerası ülkeye her alanda verdiği zarar gibi eğitime de zorluklar çıkardı. 15-20 bin öğretmenin kimi meslekten ihraç edildi, kimi açığa alındı. Haliyle onların boşluğunu bir anda doldurmakta öyle kolay iş değildi ve sınıflar öğretmensiz ve bazı okullarda da öğrenciler okulsuz kalıverdiler. Ve her zamanki gibi kasımı bulacak çalışmalar anlaşılan.
Ne diyelim geç olsun da güç olmasın umarım.
Daha önce söz etmiştim. Yakınlarımdan bir iki öğrencimiz bu yıl yeni bir yaşama yelken açtılar. Kimi İlkokula yeni başladı, kimi liseli oldu. Ve üniversiteye adım atanlarımız oldu. Hepsine yeni yıl ve sonrasında başarılar diliyorum.
Dedim ya 15 Temmuz eğitim-öğretimde de dengeleri alt üst etti. Bir çok okul kapandı. Öğretmenleri ve öğrencileri bir anda boşlukta kaldılar. Elbette zaman içinde hepsinin üstesinden gelinecek. Gelinecekte sorunlar bir anda bitecek mi bilemiyorum. Yeni mezun bir çok öğretmen statü gereği KPS’den aldıkları puanlara güvenip inançla, ısrarla ve ümitle görev almaya hedefliyorlardı. Şimdi bunların durumu ne olacak belli değil.
Geçmişte ÇALINAN sorular nedeniyle MAĞDUR olmuş binlerce insanın hakları nasıl geri döndürülecek. 10 yıl öncesinin mağdurları ne yapacaklar şimdi.
Üniversiteler ha bire öğrenci alıyorlar. Artık illerimizin üniversiteleri acilen sayıları artırmaya çalışıyorlar. Mevcut bölümlere yeni bölümler eklemek için var güçleriyle çalışıyorlar. Diyelim ki hepsi isteklerine kavuştu. Öğrenci sayılarını misliyle artırdılar, mevcut bölümlerini çoğalttılar. Ne olacak sonrası.. Ülkedeki öğrenci sayısı belli. Diyelim ki her isteyen üniversiteye girdi. 4 ya da beş yıl sonra bunları mezun ettiğimizi varsayarsak, haliyle hepsine iş bulma şansımız var mı? Mümkün değil. Yani geçmişteki gibi “DİPLOMALI İŞSİZLER ORDUSU” yetiştirmekten başka bir iş yapmamış olmaz mıyız?..
Bacasız fabrika gibi görünen bu eğitim sektörü sadece eğitim almakla bitmiyor. Sonrasında İŞ istiyor mezunlar. Ve de ülke de üretime katkı yapacak İŞ..
Sanırım büyük heveslerle hayata geçirilen 4+4+4'de de çatlamalar meydan geldi. Yeni arayışlar içinde eğitimimiz. Bakalım ne bulacağız.
Eğitim sadece öğrenci ve okul ile sonlanmıyor. Üniversitelere aldığınız öğrencilerin barınması da ayrı bir sancı oluşturuyor. İlimizde sayıları 25 bine ulaşan ÖĞRENCİLERİMİZİN nasıl barınacakları da sorun. Yeterli YURT yok. Özel yurtlar ayrı bir dert. Cemaatlerin elinde olanlar ise bambaşka. Bu kez ilimizde olduğu gibi APART yapma furyası aldı başını gidiyor. En ucuz apart 600-700 TL’den başlıyor. Bir işçinin aylık ücreti ise 1300 TL. Çık bakalım işin içinden çıkabilirsen. Ev tutmak isteyenlerin feryatları bir başka. Kimse öğrenciye ev vermek istemiyor. Ya da vermek isteyenler “EŞYALI” diyerek kiraları yükselterek kiraya vermek istiyorlar. 500 TL’lik kiralık bir konut içine kullanılmış bir divan, iki yatak ve bir masa ile yerlerdeki halıfleks ile eşyalı tanımıyla 700-800 ve hatta 1000 TL’ye yükseltiliyor. Çık bakalım işin içinden çıkabilirsen. Okumak mı önemli yoksa kısa yoldan para kazanabilinecek bir iş yapmak mı?.. Siz olsanız hangi yöntemi tercih ederdiniz..
Kentsel dönüşüm gerekçesi ile bir çok okul yerinden gidiyor. Haliyle yeni yerleşkelerde sorun yumağı ile geliyor. Başta ulaşım yani servis sorunu var. Kuruluşu asırlara ulaşan okullar bir çırpıda yerle yeksan olacak. Binlerce öğrencinin anıları toprağa karışacak. Kentsel dönüşümün eski yerleşkeler yapılması zorunlu mudur? Mademki yeni yerleşim alanları yaratacaksınız alın KENT planına elinize yeni yerleşkeler yaratın ve oraları cazip hale getirin. Bu konuyu yeniden ele alıp gözden geçirmelisiniz. Altı boşalmış eski tabakhanenin yerine katlı binalar yerleştirdiniz, acaba oraların bu yükü taşıyabileceğinden şüphe duymuyor musunuz.
Diyeceğim EĞİTİM çok zor, ama zor olduğu ölçüde ÖNEMLİ bir iştir. Özellikle de MİLLİ EĞİTİM hükümetler yerine devletin MİLLİ eğitimi olmalı ve öyle dikkatle planlanmalıdır ki yıldan yıla değiştirmek zorunda kalınmamalı.
Unutulmamalıdır ki EĞİTİME yapılan yatırım asla boşa gitmez. Doğru yapıldığı takdirde. Okuyanlara okutanlara, okutulanlara başarılı yıllar dileğiyle...