Covid 19 ile birlikte toplumda bir 65 yaş sendromu oluştu. Gerçi “18 yaş altı” söylemi de vardı ama bu kadar etkili değildi. Bütün olumsuzlukların sebebi; 65 yaş üstü olanlardan kaynaklanıyormuş gibi algı yaratıldı. Nerede bir 65 yaş üstü varsa hemen ortadan kaldırılmalı derecesine ulaştı. Sanki Covid 19’dan önce bu insanlar hiç yokmuş gibi davranıldı. Halbuki; 65 yaş üstü insanlar, toplumun en saygın, en deneyimli kesimini oluşturmaktadır. Onlara yapılanlar düpe düz saygısızlıktı.
Ben de 65 yaş üstü olmam nedeniyle, kendimi örnek verecek olursam; sokağa çıkma yasağına, yürümeyi unutur derecesine gelmeme rağmen harfi harfine uydum. Maskemi taktım, mesafeye uydum, aşılarımı eksiksiz yaptırdım. Toplu taşıma araçlarını kullanmadım. Ne istendiyse kurallara uydum. Buna rağmen ölümlerin artmasının sebebini 65 yaş üstündekilere yüklemek insafsızlıktı. Doğanın kanunu gereği herkes birgün “65 Yaş Üstü” olmayacak mı?
Emekli olduktan sonra, kendime şu soruları sordum, bulduğum cevaplar şunlar oldu:
1- Eski arkadaşlarımı daha çok sevmeye, daha çok arayıp sormaya başladım.
2- Her şeyi dert edinmemeyi öğrendim çünkü; dünyayı sırtımda ben taşımayacaktım.
3- “Hep, benim dediğim olacak” saplantısından vaz geçtim.
4- İnsanlara iltifat etmeye başladım. Çünkü bu hareket; benim de ruh halime iyi geldiğini gördüm.
5- İnsanları hata ve kusurlarıyla kabul etmeyi, onları değiştiremeyeceğimi anladım.
6- Kişilik; dış görünüşten daha önemlidir diyerek giysilerimdeki kırışıklıkları, lekeleri dert edinmiyorum.
7- İnsanlarla ilişkilerimde egomu bir kenara bırakıyorum. Yoksa yalnızlığa itileceğimi biliyorum.
8- Her günü, son günümmüş gibi yaşamayı öğrendim ve mutlu olacağım işlere odaklandım.
Covid 19’un sonuna geldik gibi. Umarım böyle kötü günleri bir daha yaşamayız. Ancak; hala Covid 19 türküsü çağıranlar var. Yukarıdaki maddelerde de anlattığım gibi ben değiştim. Ya siz?
Necati ERTUĞRUL