Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

SESSİZLİK!

“Sesimi duyan var mıııııı?...” . Kaç gündür içimizin sızısı dinmedi. 6 Şubat 2023 saat 04,17. Tamı tamına on ilimizi vuran bu korkunç deprem yüreklerimizi yaktı yine. Üstüne üstlük birinin farkına tam varamamışken ardından gelen ikinci şok dünyada emsali görülmemiş bir yıkıma sahne oldu. Ulusça yıkıldık. Söylenecek sözün bittiği yerdeyiz. İlk anda birkaç bin diye tahmin ettiğimiz kayıplar şu anlarda 30 bini geçmiş durumda. Sayının artmasından hep birlikte endişe duymaktayız. Ulusumuzun başı sağ olsun. Milletçe YASTAYIZ.. Artık bu işin şakası yok biz de Japonya gibi deprem kuşağında olduğumuzu kabullenip bundan sonraki yaşamımızı ona göre dizayn etmemiz gerekmektedir. Çok acılar çektik, çok kayıplar verdik. İsimleri hala hafızalarımızda olan Erzincan, Varto, Gediz, Alaşehir, Dinar, Gölcük, Düzce, Elazığ ve şimdide ne yazık ki on ilimizi kapsamış olan depremlerde bir çok canlarımızı yitirdik. Burada hesap sormak yerine yara sarmak için bir şeyler yapmalıyız. Sorulacak hesap varsa her şey bittikten sonra sorumluları, suçluları şöyle bir karşımıza çekip hesap sorulmalı. Suçlular cezalandırılmalı. Ama işin en doğrusu ise artık bu saatten sonra hiç müsamahaya mahal vermeden yapıları sağlam yapmaya gayret etmeliyiz. Birilerini memnun etmek, adam kayırmak, akrabaya torpil geçmek işi çözmeyecek. Yani bunları yapar isek onları diri diri mezara sokmuş olduğumuzun farkına varmalı ve daha bilinçli, daha bilimsel çalışmalar ile yaşamımızı güzelleştirmeliyiz. Son yılların en ağır depremini Gölcük’te yaşamıştık. O günlerde akıllar daha sonra gelecek felaketleri önlemek adına çalışmıştı. Zamanın popüler ismi DEPREM DEDE Ahmet Mete IŞIKARA (rahmetler olsun) ısrarla; “deprem öldürmez kötü yapılar öldürür” diye kulaklarımızı çınlatırcasına tekrarlarda bulunmuştu. Tabii ki bizler her felaket sonrası o kadar ahlar vahlar çekmemize rağmen zaman ilerledikçe çektiklerimizi unutmuş ve sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi işimize gücümüze bakmaya devam etmiş durumdayız. Oysa yaşanılanlar hiç kolay şeyler değildi. Gölcük’te 18 binin üzerinde kaybımız olmuştu. Arkasından Düzce yine bizi uyarmıştı. Şimdi Kahramanmaraş, Gaziantep, Adıyaman, Adana, Malatya, Şanlıurfa, Osmaniye, Kilis, Hatay, Diyarbakır illerinde yaşayan yaklaşık 13,5 milyon insanımız bu depremden etkilendi ve şimdilik yaklaşık 20 bin bina yerle yeksan oldu. Bir çoğu yıkıldı ve bir çoğu ağır hasar gördü. Can kayıplarımız 30 bine ulaşırken 80 bin yaralımız var. Mucize beklemek kolay değil ama hala enkaz altından çıkarılan canlıların olduğunu görmek bu kadar kayıplara rağmen ufakta olsa içimize su serpiyor. Kolay değil. İlk andan itibaren gerek devlet kuruluşları gerek sivil toplum kuruluşları deprem bölgesine hareket ederek kurtarma çalışmalarına katıldılar.İlk etapta yaşanan kargaşa ve organize bozukluğu zamanla giderilerek koordineli bir şekilde çalışmalar yürütüldü. Ve daha da önemlisi dünyanın bir çok ülkesinden arama ve kurtarma ekipleri süratle deprem bölgesine intikal ederek ellerinden geleninin fazlasını yapabilmek için cansiperane çalıştılar. Elbette aksaklıklar yaşandı ama şimdi bunlar üzerinde durmak yersiz olur. Emeği geçenleri, kutlamak ve önümüze bakmak zorundayız. Söylenecek çok şey olabilir. Ama şimdi ne yeri ne zamanıdır. Şimdi bir can fazla kurtarmak ve kurtardıklarımızı korumak en büyük amacımız ve vazifemiz olmalıdır. İlk günden bu yana tüm televizyonlar programlarının keserek bütün güçleriyle deprem bölgesinden haber ulaştırmaya çalıştılar. Ülkemizin yetkin deprem uzmanları ve konuya vakıf bilim adamları dillerinin döndüğünce olayları yalın bir şekilde bizlere aktarmaya çalıştılar. Arada kalan daimi birkaç konuşmacı da (her konuda ahkam kesenler) de oradaydı. Bari biraz kenarda duruverseniz çeneniz mi tutulurdu.. Artık ülkemiz deprem gerçeğiyle daha uygun bir şekilde yüzleşmeli ve gelecekte de kayıplar yaşamamak için önlemleri sert ve kalıcı olarak almalıyız. Bu konuda bilim adamlarının söylediklerini yapmalıyız. Bakın deprem bölgesinde bulunan ERZİN ilçesinde kayıp yaşanmadığından söz edildi. İlçenin belediye başkanı, “Yıllardır ne kaçağa ne uygun olmayan projelere izin vermedik. Akrabaların isteklerini bile yapmadık. Bana küstüler ama şimdi hayattalar” diyerek bir gerçeği daha ortaya koydu. Yapılması gereken doğrular ne ise onlar yapılmalı. Bu sarsıntının çağın en büyük facialarından biri olduğu ve art arda yaşanan iki depremin daha önce ender olan bir sarsıntı olduğu anlatıldı. Ve bu sarsıntıların artçıları olarak neredeyse bir yıla yakın süreceği ve 6'ya varan şiddette olacağı yetkililer tarafından duyurulmaktadır. İnsanlarımızın bunu dikkate alarak hasarlı binalara uzun süre girmemeleri tavsiye edilmektedir. Bütün bunlar yaşanırken ülkemiz insanının yardımseverliği ve duyarlılığı bir kez daha gözler önündedir. İlçemizden arkadaşımız Kürşat KACARGİL’in arkadaşlarıyla birlikte başardıkları ekmek, çorba ve su dağıtımı için Hatay’a gitmeleri takdire şayandır. Keza başta Kaymakamlığımız ve Belediyemiz olmak üzer bir çok hayırsever insanımızın gerek yiyecek ve gerekse ekipman olarak deprem bölgesine yaptıkları katkı ve yardımlar için ne kadar minnettar olduğumuzu bilmelerini isterim sağ olun var olun emeğinize yüreğinize sağlık. Elbette bu iş bitmedi. Ulusça elbirliği ile bu yaraları sarmaya devam edeceğiz. Geçmiş olsun TÜRKİYEM. Başımız sağolsun TÜRKİYEM.. Üzgünüz, yastayız ama bu işin üstesinden de geleceğiz.
Ekleme Tarihi: 14 Şubat 2023 - Salı

SESSİZLİK!

“Sesimi duyan var mıııııı?...”
.
Kaç gündür içimizin sızısı dinmedi. 6 Şubat 2023 saat 04,17. Tamı tamına on ilimizi vuran bu korkunç deprem yüreklerimizi yaktı yine. Üstüne üstlük birinin farkına tam varamamışken ardından gelen ikinci şok dünyada emsali görülmemiş bir yıkıma sahne oldu. Ulusça yıkıldık. Söylenecek sözün bittiği yerdeyiz. İlk anda birkaç bin diye tahmin ettiğimiz kayıplar şu anlarda 30 bini geçmiş durumda. Sayının artmasından hep birlikte endişe duymaktayız. Ulusumuzun başı sağ olsun. Milletçe YASTAYIZ..
Artık bu işin şakası yok biz de Japonya gibi deprem kuşağında olduğumuzu kabullenip bundan sonraki yaşamımızı ona göre dizayn etmemiz gerekmektedir. Çok acılar çektik, çok kayıplar verdik. İsimleri hala hafızalarımızda olan Erzincan, Varto, Gediz, Alaşehir, Dinar, Gölcük, Düzce, Elazığ ve şimdide ne yazık ki on ilimizi kapsamış olan depremlerde bir çok canlarımızı yitirdik.
Burada hesap sormak yerine yara sarmak için bir şeyler yapmalıyız. Sorulacak hesap varsa her şey bittikten sonra sorumluları, suçluları şöyle bir karşımıza çekip hesap sorulmalı. Suçlular cezalandırılmalı. Ama işin en doğrusu ise artık bu saatten sonra hiç müsamahaya mahal vermeden yapıları sağlam yapmaya gayret etmeliyiz. Birilerini memnun etmek, adam kayırmak, akrabaya torpil geçmek işi çözmeyecek. Yani bunları yapar isek onları diri diri mezara sokmuş olduğumuzun farkına varmalı ve daha bilinçli, daha bilimsel çalışmalar ile yaşamımızı güzelleştirmeliyiz.
Son yılların en ağır depremini Gölcük’te yaşamıştık. O günlerde akıllar daha sonra gelecek felaketleri önlemek adına çalışmıştı. Zamanın popüler ismi DEPREM DEDE Ahmet Mete IŞIKARA (rahmetler olsun) ısrarla; “deprem öldürmez kötü yapılar öldürür” diye kulaklarımızı çınlatırcasına tekrarlarda bulunmuştu. Tabii ki bizler her felaket sonrası o kadar ahlar vahlar çekmemize rağmen zaman ilerledikçe çektiklerimizi unutmuş ve sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi işimize gücümüze bakmaya devam etmiş durumdayız. Oysa yaşanılanlar hiç kolay şeyler değildi. Gölcük’te 18 binin üzerinde kaybımız olmuştu. Arkasından Düzce yine bizi uyarmıştı.
Şimdi Kahramanmaraş, Gaziantep, Adıyaman, Adana, Malatya, Şanlıurfa, Osmaniye, Kilis, Hatay, Diyarbakır illerinde yaşayan yaklaşık 13,5 milyon insanımız bu depremden etkilendi ve şimdilik yaklaşık 20 bin bina yerle yeksan oldu. Bir çoğu yıkıldı ve bir çoğu ağır hasar gördü. Can kayıplarımız 30 bine ulaşırken 80 bin yaralımız var. Mucize beklemek kolay değil ama hala enkaz altından çıkarılan canlıların olduğunu görmek bu kadar kayıplara rağmen ufakta olsa içimize su serpiyor.
Kolay değil. İlk andan itibaren gerek devlet kuruluşları gerek sivil toplum kuruluşları deprem bölgesine hareket ederek kurtarma çalışmalarına katıldılar.İlk etapta yaşanan kargaşa ve organize bozukluğu zamanla giderilerek koordineli bir şekilde çalışmalar yürütüldü. Ve daha da önemlisi dünyanın bir çok ülkesinden arama ve kurtarma ekipleri süratle deprem bölgesine intikal ederek ellerinden geleninin fazlasını yapabilmek için cansiperane çalıştılar. Elbette aksaklıklar yaşandı ama şimdi bunlar üzerinde durmak yersiz olur. Emeği geçenleri, kutlamak ve önümüze bakmak zorundayız. Söylenecek çok şey olabilir. Ama şimdi ne yeri ne zamanıdır. Şimdi bir can fazla kurtarmak ve kurtardıklarımızı korumak en büyük amacımız ve vazifemiz olmalıdır.
İlk günden bu yana tüm televizyonlar programlarının keserek bütün güçleriyle deprem bölgesinden haber ulaştırmaya çalıştılar. Ülkemizin yetkin deprem uzmanları ve konuya vakıf bilim adamları dillerinin döndüğünce olayları yalın bir şekilde bizlere aktarmaya çalıştılar. Arada kalan daimi birkaç konuşmacı da (her konuda ahkam kesenler) de oradaydı. Bari biraz kenarda duruverseniz çeneniz mi tutulurdu..
Artık ülkemiz deprem gerçeğiyle daha uygun bir şekilde yüzleşmeli ve gelecekte de kayıplar yaşamamak için önlemleri sert ve kalıcı olarak almalıyız.
Bu konuda bilim adamlarının söylediklerini yapmalıyız.
Bakın deprem bölgesinde bulunan ERZİN ilçesinde kayıp yaşanmadığından söz edildi. İlçenin belediye başkanı, “Yıllardır ne kaçağa ne uygun olmayan projelere izin vermedik. Akrabaların isteklerini bile yapmadık. Bana küstüler ama şimdi hayattalar” diyerek bir gerçeği daha ortaya koydu. Yapılması gereken doğrular ne ise onlar yapılmalı.
Bu sarsıntının çağın en büyük facialarından biri olduğu ve art arda yaşanan iki depremin daha önce ender olan bir sarsıntı olduğu anlatıldı. Ve bu sarsıntıların artçıları olarak neredeyse bir yıla yakın süreceği ve 6'ya varan şiddette olacağı yetkililer tarafından duyurulmaktadır. İnsanlarımızın bunu dikkate alarak hasarlı binalara uzun süre girmemeleri tavsiye edilmektedir.
Bütün bunlar yaşanırken ülkemiz insanının yardımseverliği ve duyarlılığı bir kez daha gözler önündedir. İlçemizden arkadaşımız Kürşat KACARGİL’in arkadaşlarıyla birlikte başardıkları ekmek, çorba ve su dağıtımı için Hatay’a gitmeleri takdire şayandır. Keza başta Kaymakamlığımız ve Belediyemiz olmak üzer bir çok hayırsever insanımızın gerek yiyecek ve gerekse ekipman olarak deprem bölgesine yaptıkları katkı ve yardımlar için ne kadar minnettar olduğumuzu bilmelerini isterim sağ olun var olun emeğinize yüreğinize sağlık.
Elbette bu iş bitmedi. Ulusça elbirliği ile bu yaraları sarmaya devam edeceğiz.
Geçmiş olsun TÜRKİYEM. Başımız sağolsun TÜRKİYEM.. Üzgünüz, yastayız ama bu işin üstesinden de geleceğiz.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.