Türk Dil Kurumu, belediyeyi “Bir şehir ya da kasabanın temizlik, aydınlatma, su, trafik, esnafın denetlenmesi gibi kamu hizmetlerine bakan ve üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan örgüt” diye tanımlar. İnsanlar; yaşadığı şehrin belediyesini adeta bir sigorta gibi görür. Çocuklarına, akrabalarına güven-mezler ama belediyesine çok güvenirler. Öyle ki; “siz bakmazsanız bakmayın, bana belediye bakar, cenazemi de kaldırır” derler.
Belediyeler kanununda aynen şöyle yazar: “Belediyeler; vatandaşın her türlü ihtiyacını karşılar” Kanun; bu kadar açık ve nettir. Gerçek şu ki; marketlere, pazar yerlerine baktığımızda fiyatlar adeta tavan yapmış durumda. Müşterinin gözü önünde umursanmadan anlık etiket değişimleri yapılmakta.
Vatandaş şaşkın ve çaresiz. Bu durum karşısında insanların sinirleri bozuluyor. Görsel ve yazılı medyada da gördüğümüz gibi istenmeyen olaylarla karşılaşıyoruz. Toplum, kurulu bomba misali patladı, patlayacak duruma gelmiştir. Aynı durum, Yeşil Banaz’ımız için de söz konusudur. İlçemizi yönetmekle görevli en etkin kurum ve kuruluşlar, kaymakamlık, belediye başkanlığı, ilçe emniyet müdürlüğü, mal müdürlüğü ve vergi dairesi müdürlüğüdür. Herhalde markete, pazara, çarşıya gidiyorlardır ve piyasanın durumunu, bizim gördükle-rimizi görüyorlardır. Vatandaş olarak soruyoruz. Piyasayı dengelemek için hangi önlemler, hangi çalışmalar yapılmaktadır bilmek ve sonuçlarını halk olarak görmek istiyoruz. Karşılığında da takdirlerimizi sunmayı görev ahdediyoruz.
Deniliyor ki; serbest piyasa ekonomisi anlayışı uygulanıyor, biz karışmayız. Halbuki; olması gereken ekonomik anlayış “Vatandaşın söküğünü diken anlayış” değil midir? Geçmiş yıllarda Banaz’ımızda belediyenin öncülüğünde, belediyenin altında halkın temel ihtiyaç-larının karşılandığı satış reyonu açılmıştı ve halk tarafından oldukça fazla kabul görmüştü. O zamanlar, nüfus beş bin civarındaydı şimdi on beş bin dolayında. Bu demektir ki,üç semte satış reyonu açılması yetecektir. Bu satış yerlerinde, öyle incik boncuk, çanak çömlek değil; sadece halkın temel gıda ürünlerini satmak yeterli olacaktır. Banaz’ımızı yönetenlerden, ilçemizin belirli bölgelerinde sadece temel gıda maddeleri satan küçük marketlerin kurulmasını dört gözle bekliyoruz. Ayrıca; Banaz sebze pazarında ürünlerini ucuza satmak isteyen-lere engel çıkaranlara da gerekli önlemler alınmalıdır. Yine “Belediyelerin asli görevi marketçilik yapmak değildir” diyenler olacaktır. Böyle diyenler; çalışmayı sevmeyen, vatandaşına hizmet etmekten mutluluk duymayanlardır. Halka hizmetin hakka hizmet olduğunu bilmeyenlerdir.
5393 ve 4982 sayılı Belediyeler Kanununa göre vatandaşlar; yaşadığı şehrin belediyesini denetleme, belediye hizmetlerine katılma, bilgi edinme ve yapılan yardımlardan yararlanma hakkına sahiptir. Bir dilek-çeyle, hertürlü bilgi ve belgeyi isteyebilirler. Belediyelerin de bu dilekçelere cevap verme zorunluluğu vardır. Ancak; vatandaşların dikkat etmesi gereken hususlar vardır. Önce iyi niyetli olmaları gerekir. Sonra; neyin nereden isteneceğini bilmesi lazım. Örneğin, elektrikler kesilince belediyeye çatmayacaksın. Oğlumu veya kızımı niye işe almıyorsunuz diye kayarı basmayacaksınız. Mazot, gübre neden pahalı diye belediyeye sormaya-caksınız. Traktörüm niye çalışmıyor, koca inek neden süt vermiyor, papağanım neden konuşmuyor diye bele-diyeyi meşgul etmeyeceksiniz. Yoksa, bir arpa boyu yol alamayız. Hep aynı sıkıntıları yaşamaya devam ederiz. Belediyeleri gereksiz yere meşgul etmeyelim. Onların, bizim için yapacağı dünya kadar işleri olduğunu da unutmayalım.
Necati ERTUĞRUL