Bu güzelim memleketin dünya coğrafyasındaki en güzel yaşanacak yerlerden olduğunu her seferinde vurgulamaktayız. O sebepledir ki; herkesin gözü üstümüzde, herkesin bir tarafı buralar bizim olsa hevesinde.
Bu şartlardaki en güzel bölge de bize göre ilçemiz olan Banaz... Gerçekten de havasına, suyuna, taşına toprağına hayranız. Özellikle havası var ya, havası... Adeta bir ömür. Normal şartlarda yaşayan birinin ömrünü uzatacak nitelikte.
Zaten ilçemizin havası, ülkemizde en kaliteli, temiz, oksijeni bol özellikleriyle dereceye girmektedir. Banaz’da eksik olan tek şey, deniz!.. onu da Ege bölgesinin en fazla gölete sahip olan ilçesi olarak telafi ettiğimizi, hevesimizi aldığımızı düşünüyorum.
İşte şimdi bu övgü dolu özellikleri hatırlattıktan sonra asıl konumuza gelelim. Bu güzellikleri bizlere sağlayan, canımıza can katan hayat kaynağımız Murat Dağı’dır.
2312 metre yüksekliğiyle yöremize hayat veren, adeta Ege’nin yaşam güvencesi olan Murat Dağı oksijeni bol temiz havasını, gürül gürül akan sularını bizlere cömertçe vermekten asla bıkmadı. Ancak son günlerde yaşanan ve ardı arkası kesilmeyen aç gözlü maden simsarlarının acımasız saldırılarına karşı durmakta zorlanıyor. Sadece bir avuç çevreci ve duyarlı insanın her durumda verdiği mücadele sayesinde bu durum ancak biraz erteleniyor fikrindeyim. Ne yazık ki devletten, kurumlardan, tüm insanlardan gereken destek, kararlı tepki gösterilmiş değil.
Bunları belirtirken bazılarına sorduğum ve kendime de arka arkasına sıraladığı soru boğazıma dizilip kalıyor.
Neden?...
Neden ülkemizi yönetenler bu duruma dur demiyorlar. Neden Murat Dağında, Kaz Dağlarında veya yöresine hayat veren Karadeniz ormanlarında havayı, suyu, toprağı zehirleyip yok edecek maden çalışmalarına dur demiyorlar.
Neden Kanada gibi bir ülkenin kendi ülkesinde altın arama faaliyetlerine izin vermediğini, özellikle geri kalmış başka ülkeleri sömürerek çalışmalarını buralara kaydırdığını görmezden geliyorlar.
Ben istiyor ve bekliyorum ki; bu ülkeyi yöneten, vatanını, milletini seven idarecilerin yaşam kaynaklarımızı tüketecek bu ve bu gibi çalışmalara izin vermemeleri, dur demeleridir.
Bu konu bizlerin hep gündeminde. Ancak son günlerde Uşak’ta yaşanan, ilçemizde hissedilen su sorunu, bu konuyu önemsemeyen insanların da dikkatini çekti. İlçemize ve Uşak’a su sağlayan Küçükler barajında hızla azalan ve yağışların olmaması sebebiyle tükenme aşamasına geldi.
İşin gerçeği bugünkü ortamda Murat dağında ufak tefek çalışmalar haricinde henüz bir maden çıkarma aşamasına bile geçilmedi. Düşünün ki orada bir tek maden çıkarılmaya başlansa suyun gramını bile bulamayacaksınız. Esasen dağda maden çıkarma faaliyeti başlamadı ama su kaynaklarının ayarları ile oynandığı gerçeği de ortadadır.
Bu sebepledir ki Banaz Çayı kupkuru, susuz. Dereler yok olmuş durumda... Gelin etmeyin, eylemeyin. Çok geç olmadan havamıza, suyumuza sahip çıkalım. Bu eşsiz vatanı kendi ellerimizle aç gözlülere peşkeş çektirmeyelim. Oralardan siyanürle kazanacağımız parayı tarımla, hayvancılıkla, üretimle telafi edelim. İnanın yarın çok geç olacaktır. Son pişmanlık asla fayda etmeyecek!...
Dünyada hayat kaynakları, su, verimli topraklar, temiz hava hızla azalıyor, bitiyor. Altın değerinde nimetlere sahip be coğrafyanın güzelliklerini kendi elimizle yok etmeyelim, koruyalım, değerini bilelim.