Dünyada savaş, ülkede kriz. Anlaşılır gibi değil. Bilindiği gibi Rusya ile Ukrayna arasında resmen bir savaş yaşanıyor. Bu savaşın en önemli yönü, olası bir dünya savaşına dönüşebilecek durumda olmasıdır. Yani iş büyüyecek olursa emperyal bir kriz yaşanması çok olası ihtimal.
Sosyal medyada insanlar birbirine soruyor; Rusya ile Ukrayna savaşıyor, bizde dolar, döviz, akaryakıt, çiçek yağı, un ve ekmek tavan yapıyor, neden?... Cevap çok basit, eskilerde Amerika öksürdüğünde bizde piyasalar allak bullak olurdu. Ama şimdi büyük bir ülkeyiz, ekonomimiz güçlü, dünya kıskanıyor. Bu sebeple sadece savaş falan çıkarsa sıkıntı çekiyoruz. Yani o kriz şekli, kriz günleri geride kaldı artık. Krizler ve etkilenme şekilleri evrim geçirdi.
Bir vatandaş da şöyle yazmış; "Rusya bombalıyor, akaryakıt pompalıyor!"... Nedendir diye. Dedik ya, ekonomimiz güçlü, Avrupa bizi kıskanıyor. Onun için sadece akaryakıt fiyatları etkileniyormuş. Doğrudur, ben şahsen ikna oldum.
Konu kapanmadığı için başka bir arkadaş şöyle soruyor; "Rusya savaş açtı, dertleri bize kaçtı". Devam ediyor...
-Yanıbaşımızda savaş çıktı, dolar yükseldi. Daha doğrusu dünyada sadece iki ülkenin parası değer kaybetti. Birisi Ukrayna, diğeri Türkiye... Bunu izah edebilecek bir ekonomist var mı?
- Döviz yükseldi, (e...ee, savaş çıktı).
- Petrol tavan yaptı, (e...ee dolar yükseldi).
- Ekmek fiyatları yükseldi, (e...ee buğdayda sıkıntı var).
- Doğalgaz fiyatları arttı, (e...eee zaten Rusya'dan gelmiyor mu?).
- İyi de elektrik uçtu gitti!...
Kardeşim siz de bir alemsiniz yaaa!... Dedik ya, savaş var, savaş!...
Bir başka vatandaş davulcu aradı, caddelerde çaldırıp kutlayacakmış. Valla bizde halay çekecek yok ama yine de; "NEDEN?..." dedim.
- Yav kardeşim sizin yaptığınızı dış güçler yapmaz. Domates, biber 20 lirayı, patlıcan salatalık 30 lirayı bulmuştu, bak işte 10 liranın altına düştü, daha ne istiyorsunuz!"...
Ne diyeceğimi bilemedim. Yine de içim rahat etmedi, duramadım.
- "Ya kardeşim Rusya'ya, Ukrayna'ya ihraç edilen ürünler savaş sebebiyle gidemedi. Onlar tırları geri çevirdi. İhracatçı 40-50 liralara dışarıya sattığı malları götüremeyince, ziyan olmasın diye düşük fiyata iç piyasaya sürdü"...
Adam durmuyor ki;
- "Size de yaranılmıyor, iyi işte yaa, ucuz sebze yiyoruz. Namkörsünüzzz, namkörrr"...
Gerçekten anne sütü çok önemli, çünkü sonradan eksikliği çok fazla hissediliyor.
Kardeşimizin bu eksikliği biraz fazla olduğu için, mevsimi olmadığı halde domates, biner, patlıcanı biraz ucuza tüketeceğim diye nerdeyse bayram yapacak. Nasıldır, nedendir bilinmez ama Antalya bölgesindeki o sebzeyi üretenlerin seneye onun fidanını bile almaya paralarının yetmeyeceğini, batağa gireceklerini hiç düşünmüyor. İhracatçı firmaların üçe alıp beşe satacakken ikiye verip zararın neresinden dönersen kârdır diye düşündüğünü anlayamıyor. Belki de anlamak istemiyor.
Yanıbaşımızda yaşanan savaş sebebiyle turizmin belkemiği olan Rus turistlerin açığını nasıl kapatacağımız da umrunda değil...
Bu tür şeyleri siyaseten kabullenmek zor. Çünkü “yağ kuyruğu, benzin kuyruğu” diye kimi suçladılarsa Allah kendilerini aynı meseleden sınav yapıyor. Ama anlarlar mı?
Dedik ya! anne sütü eksikliği inek sütüyle telafi edilemiyor.