Bu yaşıma geldim ben böyle üst üste gelen dert görmedim. Tabakların deriyi dövdüğü gibi gelen vuruyor giden vuruyor. Tabii ki yapacak bir şeyimiz yok. Gelen soğuklara dur deme, yakan sıcakları yok etme ihtimalimiz yok. Yok ama onlara karşı alınacak önlemleri de alamama gibi bir zaafiyetimiz var. Elden bir şey gelmiyor. Kış kışlığını puşt puştluğunu yapar demişler. Eee ne diyelim mevsim kış. Ve bu yıl, uzun yıllar görmediğimiz eksileri gördük. “Oğlum yak sobayı odun bulunur ama böyle kış bir daha bulunmaz” diyeceğimiz bir durum da yok. Zira bilebildiğim kadarıyla evlerin bir çoğunda soba yok ve odun yerine kömür, kömür yerine doğalgazı tercih etmişiz. Onları da yak dedikçe yürekler sızlıyor, tansiyonlar tepeye vuruyor. Gelen faturalar tabir yerindeyse anamızı ağlattı.
Bu kadar da olur mu demeyin, oluyor işte! Bakın, elektriğe yüzde yüzünde üstünde zam!...
Doğalgaz faturaları ikiye katlanmış. Vatandaş soğukla değil ateşle mücadele ediyor. Aklım erdiğinden beri kıtlıklar gördüm, yokluklar gördüm, zamlar gördüm ama bu denli aşırısını ilk defa görüyorum. Hevesimiz kursağımızda kaldı. Asgari ücret yükseldi diye sevinecekken zamlar ilk ay alıp götürdü artışları. Maaşlarımıza 30 zam geldi diye gülümserken, bir nebze olsun rahatlarız diye düşünürken artışların yeterli olmadığını gördük.
Ülkemiz karlar altında. “Kar yağsın ama kaygı yağmasın” diye dilekte bulunurken kaygılarımız arş-ı alaya ulaştı. Tüm gıda maddeleri ikiye katladı, ulaşım ikiye katladı, okul giderleri ikiye katladı yani uzun lafın kısası aldığımız her şey ikilendi. Ücret ve maaşlara gelen artışlar ikilenem
Alınan önlemler insanlarımızı rahatlatamadı. Bakıyorsunuz bazı televizyonlar ortamı güllük gülistanlık gösteriyor bazı televizyonlar da karamsarlık tabloları sergiliyor. İkisinin ortası yok. Ama bizim gördüğümüz çarşı pazar gerçekten el yakıyor. Hakikaten yapılan hesaplar tutmuyor. Varlıklılar göbeğini kaşıyıp yan gelip yatıyor yoksullar ise Allah’a dua etmekten, yalvarmaktan öteye gidemiyor. Sonumuz hayırlı olur inşallah.
Bunların bir oluru olmalı. Şimdi yetkililerimiz oturup hesapları yeniden gözden geçirmeli. Kademeli elektrik, kademeli doğalgaz hiçbir zaman çözüm olmaz gerçek tüketiciler için. Tıpkı yaz-kış saati uygulamasının fark edilir bir yararı olmadığı gibi. Öncelikle yapılan zamlar geri çekilmeli. Kademeli sevdasından vazgeçilmeli. Benim maaşıma gelen zam bile elektrik ve doğalgaz faturalarını karşılamaya yetmiyor. Kaldı ki daha almamız gereken gıda, giyecek ve diğer ihtiyaçlarımızı nasıl karşılayacağız. Ben kendi adıma bu ülkeye yıllar yılı hizmet vermiş bir emekli olarak şöyle rahat bir gün göremeyecek miyim?...
Yani dert bitmiyor. İki yıldır neler çekiyoruz neler. Öncelik elbette sağlığımızı doğrudan ilgilendiren pandemi süreci. Halâ günlük 150'nin üzerinde can kayıplarımız var. İnsanlarımız sürece bitti gözüyle bakıyorlar. Oysa turpun büyüğü daha heybede duruyor. Hani bazıları diyor ya “biz bitti demeden bitmez” diye bu da öyle. Yani kısacası COVİD 19 tehlikesi daha bitmedi. Benim bir çok yakınım son günlerde bu rahatsızlığa yakalanmış durumda. Eskiye bakılırsa biraz daha kolay atlatılabilen bir durum var. İlk günlerde yakalanan arkadaşlarımdan edindiğim bilgilere göre daha ılımlı geçiyor. Çünkü öncekiler dayanılmaz ağrılar çektiklerini ve neredeyse ölümle burun buruna olduklarını anlatıyorlardı. Entübe olanları artık tahayyül edemiyorum. Herkese acil şifalar dilemekten öteye bir şey yapamıyoruz.
Bu arada AŞI olanlarında bu rahatsızlığa yakalandığı haberleri var. Araştırmalarıma göre onlarda durumu hafif atlattıklarından söz ediyorlar. Ama kim ne derse desin insanın ayağına diken batsa bütün vücut ondan etkileniyor. Sağlık çok önemli. Hadi diyelim para bir şekilde kazanılır da sağlık öyle kolay kolay kazanılmıyor. Kaybetmemek gerek. Onun için diyoruz ki haydi hemen açın yolları, sıvayın kolları ve doğru sağlık merkezlerine AŞI’nızı olun. Bir iki üç dört hatta beş bile bizler için hepimiz için önemli.
Yağan karlar şu kötülükleri temizleyiversin bari. Aşırı yapılan zamları, haksız yapılan zamları alıp götürüversin. Simit dört lira olur mu? Olur tabi onlar ne yapsın. Ayçiçeği zeytin yağına yaklaşır mı yaklaşır tabi.. Yumurta iki lira küçük bir demet maydanoz (üç-beş dal) iki lira olur mu?.. Olur tabi..
Herkes olaya kendi penceresinden bakıyor. Akarken doldurayım mantığı var. Sahi aklıma geldi rakı pahalandı herkes kendi yapıyor. Peynir pahalandı herkes kendi yapıyor. yumurta yapan çıkmadı hiç.. Onu da yapsalar da hayat biraz daha ucuzlasa diyorum..
Diyeceğim son söz hadi bizlere biraz yardımcı olun. Şu zamları geri alın da yaşadığımızın farkına varalım, dertler azalsın yaşam güzelleşsin..