Şaşırdık!... İki yıldır ortalık kaynarken, mutfak yanarken, insanlar bir poşet sebze meyve alamazken yöneticilerimiz uykudan uyandı. “Fahiş fiyatla satış yapanlara müdahale edeceğiz!” Olur mu? Olmaz tabii ki. Çünkü biz bu filmi görmüştük. Önceki yıllarda afâki artan patates ve soğan fiyatlarında aynı vaadi vermişler, aynı formülü uygulamışlar, sonuç koca bir sıfır olmuştu. Bu milletin karnı ne kadar aç olsa da yalana, dolana, hikayeye karnı tok!... * * * Ne kadar acı... Pazara gidiyorsun, 5 liranın altında alınacak bir şey yok! Biz işi abartmadan yazalım. En ucuz domates 5, bazen 3 kilo 10 lira, biber 5-8 lira, kabakpatlıcan-salatalık 4-6 lira. Üzüm 8 lira, şeftali 10 lira.. Daha ne yazalım, daha ne diyelim... “Yanarsa bu dünyada fakirler yanar!”. Ama kendi kaderiyle birlikte oylarıyla bütün memleketin kaderini de yazan kesim ne yazık ki yine aynı kesim. Pazara gidiyorsun, 2 poşetle dönüyorsun, yemeklik sebze yok, doğru dürüst meyve yok, zeytin, peynir, yumurtanın yanına yaklaşamıyorsun, bakmışsın ki 100 lira para harcamışsın... Tam sebze, meyvenin bol olduğu şu mevsimde bu fiyatlar neden artıyor. Bunlarla kim oynuyor. Fiyatlar neden denetlenemiyor, arada kimler ne kadar haksız kazanç elde ediyor. Bir kere üreticiye, köylüye kabahat bulmayalım. Tarlasında, bağında, bahçesinde üç-beş kile sebze ya da meyve üretmenin ne kadar zor olduğunu herkes bilmez. Ardından tohum, fidan, gübre, ilaçların ne kadar pahalı olduğundan da haberdar değildir. Şimdi de al üstüne bir kuraklık, susuzluk sıkıntısı; kıvran dur artık!... Onlara söz söyleyecek bir durum yok ama arada mağdur olan niye hep dar gelirli... Niye hep parası olan kazanıyor, servetini üçe-beşe katlıyor... Bu ülkede; yönetenler, yönetilenler çok iyi bildiği halde üretimi artırmak, ürünü çoğaltmak için niye bir şey yapılmıyor. Nedendir bilen var mı, otu, eti, samanı, nohutu, mercimeği dışardan almak için yoğun çaba sarfediliyor!... Oysa bu ülkeyi kurtarmanın, huzuru sağlamanın gerçek olarak enflasyonu düşürüp gelir seviyesini artırmanın tek formülü ÜRETMEKTİR... Bir çaba göstermeden yerli, milli tohum ve fidan yerine dışa bağımlı hale getirilmek, üstelik sertifikalı tohum bahanesiyle üreticiyi zorunlu koşmak kesinlikle yanlıştır. Bu ülkede çalışmayan, laftan başka hiç bir şey üretmeyen bir Tarım Bakanlığı var. Ülkeyi yönetenler bu kurumların iyi çalışmasını niye sağlamazlar ki? Sorular, sorular... Bizler ne kadar sorsakta hem hedef gösteriliriz, hem hain ilan ediliriz. Ülkeyi yönetenleri seçenler de bir gram dahi olsun kendilerini, vicdanlarını sorgulamazlar. En kısa yoldan onlar da bize saldırır, suçlar; susturmaya çalışırlar. Ama açık ne net söylüyorum bu milletin ahını alanlar, günahını çekenler, vebalini yüklenenler sizler olacaksınız ve bunun hesabını ödeyemeyeceksiniz!...