Çünkü; ülke olarak güzel olmayan her şeyde başa dönmesini çok seviyoruz. Bugün başa döndüğümüz üç konuyu şöyle ucundan tutarak ele alalım.
Geçtiğimiz yıllarda oldukça yoğun orman yangınlarına maruz kaldık. Bugün olduğu gibi o zamanlarda da yurdumuzun eşsiz köşeler buram buran yandı. Ciğerlerimizi yaktı. O zamanlarda da şu meşhur yangın uçakları ele alındı. Faal olması gerektiği, arızalı olanların onarılması, diğerlerinin bakımının yapılması, uçaklara ilave yapılarak iyi bir filo oluşturulması konuşuldu.
Geçen zamanda ne oldu? Bir arpa boyu yol aldık mı? Yine başa dönmedik mi?
Bu arada bu yangınları kim çıkarıyor?
Bu konuda yetkililer neden sessizler. Önceki yangınları kimler çıkardı. Kimler yargılandı, ne cezalar verildi. Bu konular neden açıklanmıyor? Hani çok şeffaf bir Türkiye olacaktı!...
İki yıldır boğuşuyoruz korona illetiyle. Onca sıkıntı çektik, o kadar evlere kapandık, işi-gücü kapatıp hayal edilemeyecek zararlara maruz kaldık. Şimdi nerdeyiz?
Üçüncü postada da vakalar yükselmeye, ölümler artmaya, canlar yanmaya yeniden başladı. Bu cicim aylarında herkes herşeyi boşverdik. Gezdik-tozduk, eğlendik, günümüzü gün ettik, aşıları da tamamlamadık ve tekrar gerçeklerle yüzleşmeye hazırlanıyoruz.
Yeni önlemlerin, yeni kısıtlamaların masada olduğu konuşuluyor. Bu hale neden düştük. kendinizi düşünmüyorsanız kapanan, iflas eden küçük esnafıda mı düşünmüyorsunuz. Neden yine başa döndük?
Yaza yaza dilimizde tüy bitti. Ancak bizim görevimiz yazmak, sormak, hatırlatmak... Onun için kızmak, darılmak yok!...
Şu düğünlerdeki yemek israfına neden son vermiyorsunuz? Onca nimet çöpe dökülüyor, paralar heba oluyor, emekler, özençler boşa gidiyor.
Bu insanlar, sizler neden yemekleri israf ediyorsunuz ki! Bu kızgınlığınız, kininiz yemeği hazırlayan aşçıya mı, düğün sahibine mi, yoksa kendinize mi?
Bir ara bu konuya birazcık hassasiyet gösterilmişti. Ama bulunca bunadık ve defalarca yazmamıza rağmen yine başa döndük.
Bu çöpe giden yemeklerle açlıktan ölen yüzlerce insan hayatta kalabilirdi. Gidin belediye çöplüğüne bir parça ekmek için birbirlerini yiyen onca köpeğin boğazından iyi bir yiyecek geçebilirdi. Ama sizler önünüze konan tavuğa, ete bir çatal batırmadan yenisini isteyip öylece masada bırakıp kalkıp gitmiyor musunuz?
Ayıptır, günahtır, haramdır.
Bu başa dönme huyunuzdan vazgeçin, vazgeçin ki yaradan da sizin niyetinizi görüp ona göre nasibinizi versin...