Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

OKUMA, YAZMA, SORGULAMA

Aynen de öyle!.. Son yıllarda insanlara söylenen, istenen bu!... Okuma, yazma, konuşma, hatta sorgulama... Düşünen, konuşan, yazan toplumlar yaratıcıdır, üreticidir. Çünkü okudukça yazmak, yazdıkça düşünmek ister. Ancak her ne hikmet ise son zamanların revaçtaki yaşam tarzının böyle olması düşünülmemekte, istenmektedir. Nedendir bilemem, amaç nedir çözemem ama düşünen insanlardan, yazan ve okuyan fikirlerden korkar oldular. Oysa bizim ülke olarak çalışmaya, üretmeye ihtiyacımız var. Her ne kadar samanı da dışarıdan almaya çalışsakta bizler böyle gördük, böyle öğrendik. İlkokulda bize böyle öğrettiler çünkü. Dünyanın kendi kendine yetebilen 5-6 ülkesinden biri olduğumuzu, Konya'nın tahıl ambarımız olduğunu, burada toplanan tüketim fazlası buğdayın, arpanın sonraki yıllarda kullanılması için silolarda muhafaza edildiğini öğrettiler. Yoksa yanlış mı öğretmişler!... İnsanın öğretmeni ilkokulda tanıştığı; kendisine okuma, yazma hatta düşünme becerisini öğreten eğitimcilerdir. Ancak ülkenin öğretmeni de gazetecilerdir. (Tabiki bu düşünce son yıllarda kalemini satan; yandaş ve yalaka gazetecilik kavramını ülkemize yaymış satılmış gazetecileri kapsamamaktadır) Ancak her ne hikmetse düşünen, yandaşlık yapmayan, yazan gazeteciler cezalandırılmakta, hapislerde çürütülmektedirler. Avrupa Konseyi'nin kamuoyuna açıkladığı bir rapora göre "Türkiye dünyada en fazla gazetecinin hapiste olduğu ülkedir". Raporda ayrıca 2018 sonu rakamlarıyla Avrupa Konseyi üyesi ülkelerde cezaevinde olan 130 gazeteciden 110'u Türkiye'de bulunmaktadır deniliyor. Bu da söylediğimiz sözlerin doğruluğunu bir bakıma ıspatlamaktadır. Elbette içlerinde yanlış yazan, yanlış yapan gazeteciler bulunabilir. Ancak gazetecilere yanlış bakış, aradaki fikir ayrılığını daha da artırmaktadır. Bir gazeteci baskı altında değilse asla yalan ve yanıltıcı yazı yazmaz. Ancak çok az bir kısmı parayla, şantajla yanlışlara sürüklenip, kalemini satacak kadar aciz hale gelebilmektedir. İşte son örneği de Rize'de provokasyonculuğa kadar düşebilen kişinin bir gazeteci çıkması gibi!... Gazetecilik zor zanaat... Her yiğidin harcı değil... Yaptığın önemli bir haberle yüz kişiden yarışı sen alkışlarken, diğer yarısı da düşman olarak seni hafızalarında kaydederler. Oysa doğru tektir, birdir. Mesela ilçemizde yapılması gereken bir hizmetin neden yapılmadığını sorduğumuz bir haberde, ilgililer; (!), sahi, biz bunu neden yaptıramadık diyeceklerine, "bu adam niye yazdı bunu yaaa!!!" diyerek seni hedef gösterebilmektedirler. Bu gerçek ve yaşamış bir örnektir. Günümüzde bir çok olaya mahkeme kararı ile yayın yasağı getirilmektedir. Bunların içinde gerçekten hassas konular olduğu gibi, yani doğru bir karar verildiği gibi, bir çoğunda her ne hikmetse anlamsız, gereksiz ve keyfi bir durum olduğu bir gerçektir. Yani siz bir olaya karışmışsanız, örneğin aracınızla birini çarptıysanız, ya da birisiyle yasak bir ilişkide yakalanmışsanız ya da buna benzer başka bir olay yaşamışsanız; dayınız varsa, zengin biriyseniz hiç kimse duymaz, hiç kimsenin haberi olmaz, hiç kimse bir şey yapamaz. Ama gücünüz yoksa işiniz bitmiştir, sağır sultan sizi her yere reklam etmiştir. Hani aynı bir it kopuk takımı olarak hırsızlık, uyuşturucu gibi olayların içindeyseniz ve yeni bir suçtan gözaltına alınmışsanız mutlaka çıkarsınız. Ama namuslu, dürüst birisi olarak yanlışlıkla da olsa yolunuz mahkemeye düştüyse vay halinize!... Ne diyeyim!... Bizler okuma deseler de daha çok okumayı, yazma deseler de daha doğruları yazmayı, düşünme deseler de dünyamız için, çevremiz için daha çok düşünmeyi felsefe kabul etmişiz. Doğru düşünüp, doğru yazdığımızı da gelecekte mutlaka herkes görecektir. Bizim yolumuz; hiçbir zaman yanlış çıkmayan çağdaş, müreffeh bir Türkiye hedefini gösteren büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği uygarlık yoludur...
Ekleme Tarihi: 25 Mayıs 2021 - Salı

OKUMA, YAZMA, SORGULAMA

Aynen de öyle!.. Son yıllarda insanlara söylenen, istenen bu!... Okuma, yazma, konuşma, hatta sorgulama...
Düşünen, konuşan, yazan toplumlar yaratıcıdır, üreticidir. Çünkü okudukça yazmak, yazdıkça düşünmek ister. Ancak her ne hikmet ise son zamanların revaçtaki yaşam tarzının böyle olması düşünülmemekte, istenmektedir.
Nedendir bilemem, amaç nedir çözemem ama düşünen insanlardan, yazan ve okuyan fikirlerden korkar oldular. Oysa bizim ülke olarak çalışmaya, üretmeye ihtiyacımız var. Her ne kadar samanı da dışarıdan almaya çalışsakta bizler böyle gördük, böyle öğrendik. İlkokulda bize böyle öğrettiler çünkü.
Dünyanın kendi kendine yetebilen 5-6 ülkesinden biri olduğumuzu, Konya'nın tahıl ambarımız olduğunu, burada toplanan tüketim fazlası buğdayın, arpanın sonraki yıllarda kullanılması için silolarda muhafaza edildiğini öğrettiler. Yoksa yanlış mı öğretmişler!...
İnsanın öğretmeni ilkokulda tanıştığı; kendisine okuma, yazma hatta düşünme becerisini öğreten eğitimcilerdir. Ancak ülkenin öğretmeni de gazetecilerdir. (Tabiki bu düşünce son yıllarda kalemini satan; yandaş ve yalaka gazetecilik kavramını ülkemize yaymış satılmış gazetecileri kapsamamaktadır) Ancak her ne hikmetse düşünen, yandaşlık yapmayan, yazan gazeteciler cezalandırılmakta, hapislerde çürütülmektedirler.
Avrupa Konseyi'nin kamuoyuna açıkladığı bir rapora göre "Türkiye dünyada en fazla gazetecinin hapiste olduğu ülkedir". Raporda ayrıca 2018 sonu rakamlarıyla Avrupa Konseyi üyesi ülkelerde cezaevinde olan 130 gazeteciden 110'u Türkiye'de bulunmaktadır deniliyor. Bu da söylediğimiz sözlerin doğruluğunu bir bakıma ıspatlamaktadır.
Elbette içlerinde yanlış yazan, yanlış yapan gazeteciler bulunabilir. Ancak gazetecilere yanlış bakış, aradaki fikir ayrılığını daha da artırmaktadır. Bir gazeteci baskı altında değilse asla yalan ve yanıltıcı yazı yazmaz. Ancak çok az bir kısmı parayla, şantajla yanlışlara sürüklenip, kalemini satacak kadar aciz hale gelebilmektedir. İşte son örneği de Rize'de provokasyonculuğa kadar düşebilen kişinin bir gazeteci çıkması gibi!...
Gazetecilik zor zanaat... Her yiğidin harcı değil... Yaptığın önemli bir haberle yüz kişiden yarışı sen alkışlarken, diğer yarısı da düşman olarak seni hafızalarında kaydederler. Oysa doğru tektir, birdir.
Mesela ilçemizde yapılması gereken bir hizmetin neden yapılmadığını sorduğumuz bir haberde, ilgililer; (!), sahi, biz bunu neden yaptıramadık diyeceklerine, "bu adam niye yazdı bunu yaaa!!!" diyerek seni hedef gösterebilmektedirler. Bu gerçek ve yaşamış bir örnektir.
Günümüzde bir çok olaya mahkeme kararı ile yayın yasağı getirilmektedir. Bunların içinde gerçekten hassas konular olduğu gibi, yani doğru bir karar verildiği gibi, bir çoğunda her ne hikmetse anlamsız, gereksiz ve keyfi bir durum olduğu bir gerçektir.
Yani siz bir olaya karışmışsanız, örneğin aracınızla birini çarptıysanız, ya da birisiyle yasak bir ilişkide yakalanmışsanız ya da buna benzer başka bir olay yaşamışsanız; dayınız varsa, zengin biriyseniz hiç kimse duymaz, hiç kimsenin haberi olmaz, hiç kimse bir şey yapamaz. Ama gücünüz yoksa işiniz bitmiştir, sağır sultan sizi her yere reklam etmiştir.
Hani aynı bir it kopuk takımı olarak hırsızlık, uyuşturucu gibi olayların içindeyseniz ve yeni bir suçtan gözaltına alınmışsanız mutlaka çıkarsınız. Ama namuslu, dürüst birisi olarak yanlışlıkla da olsa yolunuz mahkemeye düştüyse vay halinize!...
Ne diyeyim!... Bizler okuma deseler de daha çok okumayı, yazma deseler de daha doğruları yazmayı, düşünme deseler de dünyamız için, çevremiz için daha çok düşünmeyi felsefe kabul etmişiz. Doğru düşünüp, doğru yazdığımızı da gelecekte mutlaka herkes görecektir.
Bizim yolumuz; hiçbir zaman yanlış çıkmayan çağdaş, müreffeh bir Türkiye hedefini gösteren büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği uygarlık yoludur...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.