Ne yazık ki bir bayramı daha tatsız-tuzsuz yaşamak zorunda kaldık. Bayram desen bayram değil, tatil desen tatil değil. Ayrıca tam kapanma desen o hiç değil!...
Öyle insanlar var ki; “kurallara uyayım, şu illet bir an önce defolup gitsin” diye pazara, markete gitmemek için ekmeğini bile ıslatıp ısıtarak yerken, sorumsuz, vasıfsız insanlar da yasağa rağmen eline poşet, yanına sülalesini alıp sokak sokak gezdi.
Tam kapanma öncesi büyük şehirlerden tatil beldelerine sel gibi, akın akın yolculuğa çıkanlara herkes kızmıştı. "Korona sebebiyle tam kapanma var siz nereye gidiyorsunuz böyle?" diye. Ama görüyoruz ki en iyisini onlar yapmış. Yasalara, kurallara uyanlar uzun süredir hapisteler, diğerlerinde ne kısma var, ne kısıtlama. Böyle çifte standardı kimler getirdi? Bu yanlışın ceremesini niye sürekli size yardımcı olmaya çalışan düzgün insanlara ödetiyorsunuz...
Böyle insanlar size hakkını helal eder mi?...
Bu hengamede en çok zararı gören, mağdur olan; (üç kuruşa avutulan küçücük bir kesim hariç) tek kuruş yardım görmeyen tek kesim KÜÇÜK ESNAF'tır.
Vergisi mi vardır, kirası mı, sigortası mı vardır, Bağ-Kur'u mu, çalışanın maaşı mı vardır, firmalara ödemesi... kimin umrunda ki!.... Sorsanız herkes, yukarıdan anlatılan masallara göre esnafa yardım yapıldı diye inanır. Böyle çifte standart kabul edilebilir bir durum değildir, olamaz da...
Allah hepimizin yardımcısı olsun ama başta kesinlikle KÜÇÜK ESNAFIN...
Başta belirttiğimiz gibi bayramın adı haricinde kendisinden esame yok. Ama uyanık ve zenginler haricinde şartlar böyle deyip, kurallar gereği pijamalarımızı giyip evde kuzu kuzu bir "şey!" geçirdik. İnşallah şu illet biter de bizler de bayramlarımızı hakkınca kutlarız artık...
İSRAİL ZALİMDİR, TERÖRİSTTİR AMA
İsrail ve Filistin konusunda çok da diyecek birşey yok. Herkes vicdanen bir şekilde tepki koymaya çalışıyor ama çoğunun “öylesine” olduğunu düşünüyorum. İsrail ve Filistin konusunda kafamı kurcalayan şu sorulara net bir cevap bulmadan Filistin'de katledilen sivil insanlara sadece, “cani bir ülkenin acımasız katliamları” olarak bakmak zorunda hissediyorum kendimi.
Sorularım ise şöyle;
- İsrail'in onca müslüman ülkenin arasında yaptığı katliamlara, kanunsuzluklara bir tek Arap ülkesi veya müslüman devlet küçükte olsa niye bir tepki göstermez?
- Filistinlilerin Osmanlı'nın son zamanlarında asker ve rütbelileri kalleşçe katletmesinin sebebi nedir?
- Türk milleti “Filistinli kardeşlerimiz!” diye üzerlerine titremelerine rağmen Kıbrıs'ı devlet olarak niye tanımamışlardır?
- Girişimler doğru ya da yanlış bazı vatandaşlarımız sırf Filistin'e yardım için Mavi Marmara ile ilaç ve ihtiyaç maddeleri götürürlerken katledilen, canlarını vermelerine rağmen Filistinliler Kıbrıs'ta petrol arayan ülkemiz yanında değil de niye Kıbrıs Rum Kesimin’den yana çıkmışlardır?
- Peki, yıllardır desteklediğimiz ve bir tek insanı bile öldürüldüğünde yüreğimizin sızladığı Filistinlileri kurtarıcı olarak gördüğümüz Yaser Arafat'ın “en iyi dostum!” dediği Rum Makarios ile boy boy verdiği fotoğrafların anlamı ve amacı nedir?
Yıllardan beri para için topraklarını, vatanlarını satıp ardından "İsrail topraklarımızı işgal ediyor" diye bağırmaları doğru mudur?
Garipsediğim bir başka olay da şudur! İsrail dünyanın en güçlü ordusuna sahipken en modern, en güçlü silahlarla donatılmışken taşla, sopayla, sapanla karşılarına dikilmek nedir? İnsan bile bile güçlü bir yırtıcı hayvanın karşısına tek başına çıkar mı?
Bir de bizim medyada kınayıp tepki gösterirken gerçekteki büyük ticari ilişkilerimiz ve Çukurova’da satıldığı iddia edilen arazilerimizin doğruluk derecesi nedir?...