Asrın kabusu koronavirüsün düşüşe geçmesiyle geçen hafta ülkemizde kontrollu normalleşme başladı. Haliyle sadece Güneydoğu illerimiz haricinde tek mavi renkli il olan memleketimiz Uşak'ın durumu bizleri sevindirdi, gururlandırdı. İnsanlarımız bu güzel tabloya pek inanamasa da açıklanan verileri kabul etmek mecburiyetindeyiz. Pandeminin hızlı zamanlarında Valimiz Funda Kocabıyık'ın gevşek davranışlara karşı sert tutum ve tavrı eleştirilmişti. O zamanda belirttiğimiz gibi tutumunda bir yanlışlık olmadığını, ancak tavrının biraz daha ılımlı olabileceğini vurgulamıştık. Şayet bugün Uşak ili mavi renkte yer alıyorsa bunun da Vali Hanımın eseri olduğunu da kabul etmemiz gerekir. Her neyse, birçok uzman gibi ben de bu normalleşmenin yanlış anlaşılacağını, insanların büyük oranda pandemiyi bitmiş gibi göreceği ve dolayısıyla vakalarda tekrar patlama olacağı düşüncesindeyim. Ki son gelen haberler üç büyük ilimizde normalleşme girişiminden bir hafta geçmemesine rağmen vakalarda artış olduğu açıklaması ürkütücüdür. Evet; bir ülkede, bir şehirde, bir evde koronavirüsün tekrar hortlamaması için dışardan başka insanların gelmemesi, gelse bile orada bulunanla irtibata geçmemesi, onlardan ayrı kalarak bir bakıma karantinada kalması, gerekli test ve kontrollardan sonra bir araya gelinmesi lazımdır. Aksi halde bir buçuk yıldır tüm dünyanın yaşadığı kabus asla bitmez.   KADINLAR GÜNÜ Bazen espri olarak eleştiride bulunurdum. Dünyada kadınlar günü, anneler günü, kadınlar birliği, kadın dayanışması, kadın hakları, ana yol, ana cadde, ana vatan, ana yasa ve daha bir takım terimler varken erkeklere yönelik neden böyle özel ayrıcalıklar yok! :) Kadınlar yaşamın bir parçası değil, yaşamın yarısıdır. Hatta yaşamın kendisidir. Hiç bir kadının hor görülmesi, dışlanması, aşağılanması, öldürülmesi ve zulüm görmesi kabul edilemez. Toplumun büyük kesiminde ne yazık ki kadınlar halâ ikinci sınıf insan, hizmetçi, ırgat, bazı ihtiyaçları görmesi gereken bir eşya olarak görülmektedir. Haliyle böyle görüşü olan yobaz beyinler de kadına hakareti, dövmeyi ve hatta öldürmeyi bile hak görmektedir. Sosyal medyada sıkça gördüğümüz gibi beyni sulanmış insanların, sakal bırakarak kendilerini alim gibi gösterip, yobaz düşünceyle; "kadın dövülebilir, sövülebilir, ayette var, kur'anda var, şudur, budur" gibi açıklamalar yaptığı sürece bunlara inananlar ve söylenenleri uygulayacak pek çok cahil insan da çıkacaktır. Ancak bunlara ülkeyi yönetenler, savcılar, görevliler neden işlem yapmazlar, o da ayrı bir merak konusudur. Her neyse, ne kadarda yaşamımızda sadece bir "babalar günü" olması  da biz erkeklerin tek tesellisi olmaya devam edecek gibi görünüyor. :) Son yıllarda yasalar karşısında kadın ne kadar üstün, mağdur ve savunmasız gibi kabul edilmiş olsa da yaşanan olaylar, darplar, cinayetler bunun pek de fayda sağlamadığını göstermiştir. Sonuç olarak insanların kadınları ve erkekleri eşit kabul etmeleri şarttır. Bunun yasalarla değil de insanların vicdanlarında kabul görmesi çok önemlidir.    TEKRAR SÖYLÜYORUM! Evet, tekrar söylüyorum. Koronavirüs henüz bitmiş, gitmiş değil. Vaka açısından en avantajlı kategoride görünsekte sizler ne olur tedbiri elden bırakmayın. Şu bir haftadır sokakta maskesiz, mesafesiz, tedbirsiz insanlar görmeye başladık. Maskenizi takmadan, mesafeyi, kollamadan, tedbirleri almadan sokağa, markete, pazara çıkmayın. Evinize geldiğinizde yine temizlik kurallarına harfiyen uyun. "Covit-19 diye bir şey yok!" diye düşünen, saçmalayan cahil, cühedarlar gibi davranmayın. Şayet yok diyorsanız ülkemizde ölen 29 bin, dünyada ölen 2 milyon 590 bin insanın niye öldüğünü açıklayın...