Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

BU KORONA BÖYLE UÇAR

İşte korkulan oldu, dünyayı sarsan Covit-19 salgını geri döndü. Ne yazık ki insanların duyarsızlığı ve vurdumduymazlığı sene başından beri mücadele edilen korona ile bize yeniden yüzleştirmeye başladı. Dedik ya, insanların vurdumduymazlığı... Elbette tek sebep sadece bu değil. Bizleri yönetenlerin yanlış hesapları da var... Üzücü bir durum. Onca insan öldü, misli fazlası azraille boğuştu, milyonlarcası hastanelerde heba oldu, ama dışardakiler bir türlü ders almadı. Zaten almayacağı da belliydi. Geçen hafta Denizli'de, bu hafta İzmir'de idik. Hem ziyaret, hem ticaret... Biraz da gezdik, tozduk. Denizli'de çarşı pazar ile sosyetelerin (!) mekanları adeta yıkılıyor. Mesafe felç, maske askıda, hijyen Allah'a emanet. Gerçekten kaçarcasına çıktık kalabalıktan. Öte yandan ne denetim, ne kontrol, ne uyarı... Bazı girişlerde ne derece doğru gösteriyorsa bir ateş ölçümü, işlem tamam... Şimdiye kadar hiç ateşi yüksek olana da rastlamadım. İzmir'de de durum aynı... Alışveriş merkezleri kaynıyor. Kemeraltı coşmuş. Sadece bir mağazada aşırı kalabalıktan dolayı sayılı ve kontrollü giriş sağlamaya çalışırlarken gördüm. Bir tek de sokakta polisin bir vatandaşa "maskeni tak!" uyarısına şahit oldum. Denizli'de de, İzmir'de de zabıta ve polis adeta toplu izine çıkmış. Bu şartlarda koronanın veda etmesini beklemek; balığın kavağa çıkması ya da mandanın söğüt dalına yuva yapması kadar olanaksız bir şey!... Bizler çoğumuzun yaptığı gibi maskemizi üç-beş defa yıkayarak güya bu işe duyarlı davranıyoruz. Ama ne kadar?... Birincisi maskeyi yıkayıp yıkayıp kullanmak ne denli doğru. Daha doğrusu NE KADAR YANLIŞ... Bunu biliyoruz ama her gün ya da günde birkaç maske atmamız mümkün mü? Tabii ki olanağı yok. Çünkü böyle bir imkan yok. Ben bunları kendi adıma yazarken vatandaşın çoğunun böyle yaptığını bildiğim için yazıyorum. İkincisi, bir yetkilinin "50 kuruşluk maske koronadan korur mu?" sorusunu tahlil etmek lazım. Elbette doğru, 50 kuruşluk maske koronadan bizi korumaz. Değil ki onu üç-beş defa yıkarsak yandık vallahi. Çünkü son zamanlarda adeta her merdivenin altında maske ve dezenfektan imal ediliyor. İyi de bunu denetlemek, kalitesiz maskeleri toplamak ve el koymak, bunların üretilmesini engellemek, üretenleri cezalandırmak devletin görevi değil mi? Vatandaş; 25 kuruş iken devlet eliyle 1 liraya çıkarılıp satılan maskeyi üretim çokluğundan 25-30 kuruşa almanın sevincini yaşıyor. Ne bilsin maskenin kalitesini, ne bilsin korumayacağını. Yönetenler de denetleyemiyorsa bunu takmışsın neye yarar... Bakınız; tekrar söylüyorum, bu hastalıktan onca önemli insan öldü. O kadar zengin, ünlü, titizlikle korunan vatandaşımız koronadan hastanelerde yattı. İşte örneği, Antalya Belediye Başkanı Muhittin Böcek zorlukla yendi. Fatih Terim, Eski FB’li kaleci Rüştü Reçber ve eşi, Zülfü Livaneli, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, İngiltere Sağlık Bakanı Matt Hancock, İtalya'da Eğitim Bakan Yardımcısı Anna Ascani ve yüzlercesi de virüse yakalandı. İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Uşak Belediye Başkanı Mehmet Çakın’ın, Uşak’ta AKP’li bir çok siyasimizin testleri pozitif çıktı. Lütfen önemseyelim artık. Ciddi önlemleri zaman geçmeden uygulayalım.  Bir taraftan bakarsak herkes ciddiye almasa bile sokaktaki bizler daha katı önlemler almalıyız. Zenginlerin ve üst düzey siyasilerin her türlü olanakları zaten var. Biz korona olmuşuz, olmamışız, maske bizi korumuş, korumamış kimin umrunda. İmkanı olan, işini yüzdüren her gün test yaptırsın. Vatandaş ölmüş çok mu yani!... Yani konunun sonucuna bakacak olursak bu korona böyle uçar abiii. Suçlu da atamaya gerek yok, hepimiz sorumluyuz bundan...
Ekleme Tarihi: 27 Ekim 2020 - Salı

BU KORONA BÖYLE UÇAR

İşte korkulan oldu, dünyayı sarsan Covit-19 salgını geri döndü. Ne yazık ki insanların duyarsızlığı ve vurdumduymazlığı sene başından beri mücadele edilen korona ile bize yeniden yüzleştirmeye başladı.
Dedik ya, insanların vurdumduymazlığı... Elbette tek sebep sadece bu değil. Bizleri yönetenlerin yanlış hesapları da var...
Üzücü bir durum. Onca insan öldü, misli fazlası azraille boğuştu, milyonlarcası hastanelerde heba oldu, ama dışardakiler bir türlü ders almadı. Zaten almayacağı da belliydi.
Geçen hafta Denizli'de, bu hafta İzmir'de idik. Hem ziyaret, hem ticaret... Biraz da gezdik, tozduk. Denizli'de çarşı pazar ile sosyetelerin (!) mekanları adeta yıkılıyor. Mesafe felç, maske askıda, hijyen Allah'a emanet. Gerçekten kaçarcasına çıktık kalabalıktan. Öte yandan ne denetim, ne kontrol, ne uyarı... Bazı girişlerde ne derece doğru gösteriyorsa bir ateş ölçümü, işlem tamam... Şimdiye kadar hiç ateşi yüksek olana da rastlamadım.
İzmir'de de durum aynı... Alışveriş merkezleri kaynıyor. Kemeraltı coşmuş. Sadece bir mağazada aşırı kalabalıktan dolayı sayılı ve kontrollü giriş sağlamaya çalışırlarken gördüm. Bir tek de sokakta polisin bir vatandaşa "maskeni tak!" uyarısına şahit oldum. Denizli'de de, İzmir'de de zabıta ve polis adeta toplu izine çıkmış.
Bu şartlarda koronanın veda etmesini beklemek; balığın kavağa çıkması ya da mandanın söğüt dalına yuva yapması kadar olanaksız bir şey!...
Bizler çoğumuzun yaptığı gibi maskemizi üç-beş defa yıkayarak güya bu işe duyarlı davranıyoruz. Ama ne kadar?...
Birincisi maskeyi yıkayıp yıkayıp kullanmak ne denli doğru. Daha doğrusu NE KADAR YANLIŞ... Bunu biliyoruz ama her gün ya da günde birkaç maske atmamız mümkün mü? Tabii ki olanağı yok. Çünkü böyle bir imkan yok. Ben bunları kendi adıma yazarken vatandaşın çoğunun böyle yaptığını bildiğim için yazıyorum.
İkincisi, bir yetkilinin "50 kuruşluk maske koronadan korur mu?" sorusunu tahlil etmek lazım. Elbette doğru, 50 kuruşluk maske koronadan bizi korumaz. Değil ki onu üç-beş defa yıkarsak yandık vallahi. Çünkü son zamanlarda adeta her merdivenin altında maske ve dezenfektan imal ediliyor. İyi de bunu denetlemek, kalitesiz maskeleri toplamak ve el koymak, bunların üretilmesini engellemek, üretenleri cezalandırmak devletin görevi değil mi? Vatandaş; 25 kuruş iken devlet eliyle 1 liraya çıkarılıp satılan maskeyi üretim çokluğundan 25-30 kuruşa almanın sevincini yaşıyor. Ne bilsin maskenin kalitesini, ne bilsin korumayacağını. Yönetenler de denetleyemiyorsa bunu takmışsın neye yarar...
Bakınız; tekrar söylüyorum, bu hastalıktan onca önemli insan öldü. O kadar zengin, ünlü, titizlikle korunan vatandaşımız koronadan hastanelerde yattı. İşte örneği, Antalya Belediye Başkanı Muhittin Böcek zorlukla yendi. Fatih Terim, Eski FB’li kaleci Rüştü Reçber ve eşi, Zülfü Livaneli, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, İngiltere Sağlık Bakanı Matt Hancock, İtalya'da Eğitim Bakan Yardımcısı Anna Ascani ve yüzlercesi de virüse yakalandı. İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Uşak Belediye Başkanı Mehmet Çakın’ın, Uşak’ta AKP’li bir çok siyasimizin testleri pozitif çıktı. Lütfen önemseyelim artık. Ciddi önlemleri zaman geçmeden uygulayalım. 
Bir taraftan bakarsak herkes ciddiye almasa bile sokaktaki bizler daha katı önlemler almalıyız. Zenginlerin ve üst düzey siyasilerin her türlü olanakları zaten var. Biz korona olmuşuz, olmamışız, maske bizi korumuş, korumamış kimin umrunda. İmkanı olan, işini yüzdüren her gün test yaptırsın. Vatandaş ölmüş çok mu yani!...
Yani konunun sonucuna bakacak olursak bu korona böyle uçar abiii. Suçlu da atamaya gerek yok, hepimiz sorumluyuz bundan...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.