Doksan günde devri alemin bittiği günlerdeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız normalleşme sürecinde Bakanlar Kurulu ve Bilim Kurulu verilerine dayanarak biz 65'liklere ve 18 yaş altına küçük kısıtlamalı da olsa serbestleşme vizesini verdi. Artık biz de sizler gibi yaşamaya başladık. Maskemiz yedeğiyle birlikte yanımızda. Çantamızda dezenfektemiz ve eldivenlerimiz de var. Ama açık seçik belirtildiği halde hala kurallara uymayan, önlemini almayan bir çok insana rastladığımızı da hatırlatmamız gerekiyor. Onlar böyle davrandıkça bize yine eve hapis olma cezası gündeme gelecek gibi. İçerdeyken seslerini yükseltenleri duymadınız mı?. Yeniden içeriye mi tıkılmamızı istiyorsunuz. Kısacası ne yapmaya çalışıyorsunuz. Normal yaşama dönmemin en önemli ve güvenli yolu MASKELİ yaşamdır. Birincisi kendimizi koruyacağız, ikincisi herkesi koruyacağız. Adam sendecilik, bana bir şey olmaz, gencim demekle bu işlere çözüm bulamayız. Bir de bizi yönetenler her birimizin başına bir bekçi dikecek değiller ya!.. Bu kadar bağırıp çağırıp insanları, kurallara uymak adına eğitmeye öğretmeye çalışmak yetmiyor mu?. Toplu ulaşım araçlarında yapılan anonslar size yetmiyor mu, televizyonlar, radyolar ve her türlü basın ile defalarca uyarılmıyor musunuz, camlarına asılmış olan uyarıları görmüyor musunuz?.. Gittiğiniz AVM’lerde, marketlerde ve her türlü alışveriş yapılan yerlerin girişlerindeki uyarıcı yazıları okumuyor musunuz? EYYYYyyyy Güzel insanlar!... Biz de sizleri bir kez daha uyarmak istiyoruz. Bu koronavirüs dalgası henüz bitmiş değil ve de kısa sürede bite-cek gibi görünmüyor. Daha ilk günden İŞİN ŞAKASI YOK diye yazdığım gibi, GEVŞEMEK YOK diye uyardığım gibi sizleri bir kez daha U Y AR I Y O R U M.. Hatta yalvarıyorum. Ne Olursunuz kurallara uyalım, uymayanları uyaralım. Üzülmesin amcamız dayımız, eksilmesin sayımız. Her türlü resmi kurum ve kuruluşlar maskesiz hizmet almaya gelenlere hizmet vermesin. Alışveriş merkezleri maskesizleri içeri sokmasın. Ve hatta maskesizlere bir daha yapmayacak, akıllandıracak şekilde cezalar verilsin. Neredeyse her bilim kurulu üyesi çıktıkları televizyon yayınlarında işin henüz sonlanmadığını ve de daha uzun zaman süreceğinin üstüne basa basa insanlara gerekli uyarıları yapıyorlar. O sözüm ona virüse meydan okuyan, tabiri caizse efelik yapanlar bizleri zor durumda bırakacaklar, bunun farkına varamıyorlar mı? Dünyada bir çok ülke kırım kırım kırılırken ve binlerce kayıp vermişken, bizi yönetenlerin aldıkları hayati önlemler sayesinde dünya geneline bakarak daha az kayıp verdiğimiz gerçeği gözlerden ırak tutulmasın. Bunun kıymet kazanabilmesi için bundan sonra da kayıp vermeden süreci tamamlamaya çalışmamız gerekiyor. Haydi TAK MASKENİ, eldivenini, fiziki mesafeyi koru ve gerekli HİJYEN tedbirlerini almaya devam et. Yaparsan KAYBETMEYİZ.. BİR ÇUVAL İNCİR BERBAT OLMASIN... Mart ayında ara verdiğimiz normal yaşama dönüyor gibiyken futbola da başladık. Her ne kadar basketbol ligleri geri kalan maçlar oynanamadan sona erdirilse de, futbolda onca tartışmalar ve görüşmeler sonucunda başladı. Seyircili mi seyircisiz mi derken şimdilik kaydıyla SEYİR-CİSİZ oynanmasına karar verildi. Vallahi ilk etapta aklıma gelen hastane çorbası gibi tatsız tuzsuz oynanıyor. Seyircili bir maç daha keyif verici. Bana kalırsa az da olsa veya yarı yarıya da olsa maçlara seyirci alınmalıydı. Keyifsiz oynanan bu maçlarda sessizlik hakim gibi görünse de sporcuların ve antrenörlerin çıkardığı sesler insanı daha kötü ediyor. Maçlara yeni kurallarda damga vuracak. Maç içinde 3 oyuncu değiştirme kuralı 2'si devre arasında olmak üzere 5'e çıkarıldı. Maçlardan önce tüm sporcular kontrol edilecek. Elbette güzel bir uygulama diyelim de peki amatör maçalarda da aynı kurallar geçerli olacak mı. Oralarda da sporcular bir gün öncesinden kontrol imkanı bulabilecekler mi?. 5 oyuncu kuralı oralarda da uygulanacak mı. Peki niçin oyuncu değiştirme kuralı 3'ten 5'e çıkarıldı. Bunun korona ile olan ilgisi nedir. Bunu anlamakta zorlandım. Bir de maçta oynanacak top sayısı 15'e çıkarıldı. Peki bunun amacı ne olabilir. Her top dışarı çıktığında dezenfekte edilecekmiş.. Yahu siz sporcuları hakemleri, top toplayıcıları baştan kontrol etmediniz mi? Olmayan virüs kime nasıl bulaşacak. Bütün bu gelişimleri, değişimleri anlamakta zorlandım ve manalandıramadım. Maçlar bir şekilde oynanacak ve bir takım şampiyon ilan edilecek. Birilerinin başı göğe erecek. Ersin bakalım. Ama sporcuların sağlıklarına bir helal gelmesin.. Bütün yaşam içerisinde olduğu gibi sporda da ileride bu durumlar su götürecek ve bir çok tartışmanın yaşanmasına sebep olacak. Ne yapalım bu yıl da böyle oldu. Söylenecek bir şey yok diyebiliriz. İlk hafta maçlarına bakacak olursak büyük takımlar ben gibi fazla antrenman yapamamışlar. Hepsinin maşallahı var!.. Son olarak aklım yine KORONADA. Hey, aklınız başınıza alın millet, bitmedi daha bu illet...