Birgün sabah kalktığınızda hayatın akışında çok şey değişmiş olduğunu görürseniz sakın şaşırmayın. Çünkü insanlık kılık değiştirmiş, çıkarcılık en yukarılara yerleşmiş olabilir. Dünyayı kasıp kavuran virüs salgını, yaşamı ve yaşamdan çok şeyi değiştirdi bence. İşin özü virüsün çıkmasından ziyade, bu virüsü kimin çıkardığı ve yaymaya çalıştığı önemlidir. Sonrasında ise en önemli soru; NEDEN!... Artık dünyada çok şey değişti, halâ da değişiyor ve de değişmeye devam edecek. Bu değişim gecenin zifiri karanlığını kullanarak, yıldırımların ışığından sıyrılarak ve toprağın böğründen yarılarak olacağı gibi, bu günlerde yaşadığımız gibi alenen ve açık bir şekilde de olacaktır. Dünyada artık herşey maliyet ve hakimiyet üzerine yaşanıyor. Bir tık yüksekten giden tek söz sahibi olduğunu düşünüyor, bunu net bir şekilde ilan ediyor. Bu virüs durduk yere nerden çıktı! Bu virüs durduk yere çıkmadı ki!... Dünyanın hakim güçleri bu ve buna benzer denemeleri yılardır yapmaktalar zaten. Bazı ülkelerin dünyanın hakimi olmak için ellerinden geldiğince çaba sarf ettiklerini şaşkınlıkla izliyoruz. Kimisi silah, kimisi gıda, kimisi enerji, bazıları da ekonomik hakimiyet için yaptığı gizli çalışmaların olduğunu görmemek körlük demektir. Bu sebepledir ki, bazı savaşlarda kullanılan kimyasal ve biyolojik silahlar bu aç gözlü emperyalist güçlere ilham verdi. Bu sebepledir ki, dünyada istemedikleri insanları yok etmek, kendilerini kocaman evrende rahat yaşayabilecekleri bir dünya oluşturmanın planları ve tatbikatları yapılıyor diye düşünüyoruz. Altından böyle bir gerçek çıkarsa da şaşırmamak gerekir. Bakınız ilk başlarda bu virüsün dünyayı kasıp kavuran Çin malları ve ekonomisine dur demek için yapılmış olabileceği düşünceleri ortaya atılmıştı. Şimdi ise aylardır Çin'i tehdit eden bu virüsün kendileri tarafından yapılmış olabileceği, bunun alt yapısını hazırladıktan sonra düğmeye basıldığı teorileri ileri sürülüyor. Tabii ki ıspatı zor olan iddialar bunlar. Bu sebepledir ki biz bunlara takılmadan kendi adımıza ülkemiz için neler yapabileceklerimizi konuşmamız gereklidir. Nitekim alınan önlemlerin bazıları için eleştirilerin olduğunu da gözardı etmemeliyiz. Herşeyi boşverip elimizi sabunlayınca bu iş hallolacak mı, virüsü etkisiz hale getirebilecek miyiz ona bakalım. Okulları tatil ettik ama ne gariptir ki iç turizmi hareketlendirdik. Dışarıya uçuşları durdurduk ama gelenlerin 14 gün karantina altında kalmalarını (!) önerip onları kendi hallerinde bırakıyoruz. Avm'leri, toplu taşıma araçlarını açtık, gemileri, uçakları, trenleri açınca ne derece sağlıklı tutabileceğiz. Bunları kontrol edebilecek miyiz? Bu virüs büyük bir mesele, büyük bir bela. Ancak bizler için de büyük bir sınavdır. Dünyayı tehdit eden bir sorunu niye hemen kendimize fırsata çevirme gafleti içine giriyoruz. Ve bu gafleti yasalarımız, hukukumuz niye cezalandırmıyor. Bu virüs için önlem alanlar, en az virüs kadar tehlikeli olan fırsatçılar için de bazı önlemler almayacaklar mı? Her ne olursa olsun virüsü yensekte arada bu fırsatçı virüsleri de yenmemiz, bu kötü niyetlerini yok edip ahlâklı vatandaşlığı onlara adapte etmemiz gerekmektedir. Bence asıl başarı bununla olacaktır.