Geçtiğimiz hafta yine ilçemizden bir babayiğidi şehit verdik. Diyarbakır Hani’de şehit olan Kızılhisar köyünden polis memuru Nazım Tuncer’i ebedi yolculuğuna uğurladık.
Banaz ilçemiz verdiği şehit açısından ön sıralarda gelen bir ilçedir. Her ne kadar bu durum bizleri gururlandırsa da gencecik vatan evlatlarının hain saldırılara kurban girmesi son derece üzücüdür.
Yönetenlerimiz “Terörü bitirdik, PKK’yı çökerttik. Şimdi Fırat’ın doğusunu da temizleyeceğiz” derken şimdi bu şehitleri niye veriyoruz. Önce içerdekileri bitirmemiz, ondan sonra sınır dışımızdakileri düşünmemiz gerekmiyor mu? Tabii ki dış tehditleri de göz ardı etmeyelim ama bir şekilde gencecik canların heder olmasına son verelim.
Kızılhisar’da toplanan binlerce vatandaş, duaların ve tekbirlerin yanısıra “şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganlarıyla şehidimizi toprağa verdi.
Cenazeye katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şehidin eşi Sevilay Tuncer'e başsağlığı dileyerek, "Allah sabır versin, Allah mekanını cennet etsin, intikamını alacağız." dedi.
Şehidin cenaze törenine 8 ve 6 yaşlarındaki küçük kızları cenazeye getirilmezken eşi Sevilay Tuncer’in eşini tabutundaki albayrağı öperek uğurlaması herkesi hüzne boğdu.
Terör olaylarında 25'e yakın şehit veren ilçemizde 2016 yılında Erkan Tümer, Abdullah Bıyık ve Erhan Öztürk olarak bir hayli şehit vermemize rağmen 2017'de şehidimiz yok diye sevinmiştik. Ancak bu yılın sonlarına doğru meydana gelen bu olayla ne yazık ki 2018'de de bir şehit verdik.
Belirttiğimiz gibi bu yürek dağlayan konuda yazacak çok fazla bir şey yok. Şehitlik en üst bir mertebedir. Ancak hain saldırılarla, pusuya düşürülerek, kalleş planlarla gencecik fidanlarımızı ebediyete yollamak kanımıza dokunuyor, gururumuzu incitiyor. Onun içindir ki bu terör bitmeli, ülkemizde huzur ve güven mutlaka sağlanmalıdır.
Terörün, hainliğin, kalleşliğin her türlüsünü şiddetle lanetliyor, şehitlerimize Allahtan rahmetler diliyoruz.