Bu memlekette her şey her yerde konuşuluyor ancak çözüm mercilerinde nedense adı bile anılmıyor. Son günlerde ilginç, hoş olmayan olaylar yaşanıyor. 78 kişinin can verdiği turistik bir otel yanıyor, bir siyasi parti başkanı Antalya’da suç işlediği gerekçesi ile Ankara’dan alınıyor, İstanbul’a götürülüyor ve tutuklanıyor, Konya’da henüz sebebinin ne olduğu bilinmeyen bir bina çöküyor. Ama nedense millet birbirinin yüzüne bakarak sorumlu arıyorlar. Resmen bir gariplikler ülkesiyiz.
Nasıl bir döneme geldik, anlamaya çalışıyoruz ama anlayamıyoruz.
Ülkemizde son yılların en iltimaslı modası “YAYIN YASAĞI”... Gündemi meşgul eden bir olayda hukuksal ve parasal gücünüz varsa sizinle ilgili adli bir olaya yayın yasağı getirtebiliyorsunuz. O durumda da örneğin resmen bir insanı bile katletseniz ülkedeki bütün basın yayın organlarında sizden tek bir konuda bahsedilmiyor. Ve belirttiğim gibi son yıllarda çokça karşılaştığımız durum-lardan birisi bu!...
Hadi buraya kadar anladık. Ancak Bolu Kartal-kaya’da meydana gelen otel yangınında da aynı şekilde yayın yasağı konuldu. Bizler olayın içyüzü ile ilgili tek bir haber yazı yazamıyoruz. Ancak Kültür ve Turizm Bakanı televizyonlarda gezinip Bolu belediye başkanını suçluyor, sorumlusu o diyor. Peki bu nasıl bir yayın yasağı. Bu durum basına, internet medyasına, radyolara, televizyonlara yasak ancak SAYIN BAKANA SERBEST Mİ?.. Serbest ise neden bu olaylara yayın yasağı getiriyorsunuz?..
Sosyal medyada en çok paylaşım yapılan konuların başında bu yangınla ilgili bakanın istifa etmesi yönünde metinler yer almaktadır. Otelin bulunduğu ilin belediyesi ile bakanlık arasında yaşanan kör döğüşünde Bolu Belediye Başkan Yardımcısının istifa ettiği belirtildi. Tabii ki bilemiyoruz suçlu, sorumlu kim ama bu işte akılları sıra bir günah keçisi aranıyorsa ve gerçekten de sorumlu veya suçlu değilse yazıktır, günahtır.
Adalet sistemimiz kişisel isteklerin elinde oyuncak edilmemelidir. Yasak varsa sadece sana bana değil, herkese eşit şartlarda uygulanmalıdır.
Ülkede 78 kişinin can verdiği bu olay konuşulurken Konya’dan gelen bir haber gerçekten “PES!” dedirtti. Oradaki beş katlı bir bina kartondan yapılmış gibi küt diye göçüyor. Koca bina sanki bir deprem olmuş, sanki bir bomba atılmış gibi üç saniyede göçtü gitti.
Bu konu da diğer bütün olaylar gibi ilginç bir olay. İddialar kimilerine göre dükkan yapılması için altlarda kolonlar kesilmiş, kimilerine göre duvarlar kaldırılmış, kimilerine göre başka başka durumlar yaşanmış. Ancak her ne yapılmışsa yanlışlardan kaçacağımız yerde hürra üstüne üstüne gitmişiz.
Esasen binanın yıkılma anına ait videoyu dikkatli olarak incelediğimizde yıkımın başladığı saniyede alt katta bir kıvılcım dikkati çekiyor. Amacımız kimseyi suçlayıp ortalığı kışkırtmak değil ama sanırım konunun uzmanları bu gibi ayrıntıları inceleyip ona göre karar verirler diye düşünüyorum.
Artık bizlerin de aklı bu kadar alengirli konulara ermiyor. Ayrıca onca olay hiç sırasını şaşırmadan arka arkaya gelince her normal insan gibi bizim de kafamız karışıyor. O sebeple bekleyelim bakalım daha neler göreceğiz.