2024 yılını “EMEKLİ YILI” olarak doya doya yaşadık. Allah bereket versin son verilen maaş zamlarıyla da enflasyona karşı ezilmedik. Dimdik ayaktayız ancak bu dimdiklik ölü, cansız ve ruhsuz bir kesim haline getirildiğimiz için gerçekten ölmüş bir insanın dikilmiş hali olarak hayal etmeniz gerekiyor.
Evet, 2024 yılını “emekli yılı” ilan eden büyüklerimiz TÜİK’in her zamanki oyunlarıyla düşük gösterilen enflasyon sebebiyle emeklilere 1.969 lira artış yaparak 14.469 lirayı reva gördüler. HELAL SİZE!...
İnanın bu konuda söylenecek binlerce sayfaya sığmayan sitem vardır. ancak 20 milyona yaklaşan emekli ordusundan çık çıkmayınca ben de “boşver, ne halleri varsa görsünler” düşüncesiyle boş verdim gitti. Ancak şunu da eleştirmeden geçemeyeceğim. Bakınız 2024 yılının enflasyon rakamlarını ay ay ele alalım. Ocak ayı % 64,86, Şubat ayı 83,02, Mart ayı 68,50, Nisan ayı 69,80, Mayıs ayı 75,45, Haziran ayı 71,60, Temmuz ayı 61,80, Ağustos ayı 51,97, Eylül ayı 49,38, Ekim ayı 48,58, Kasım ayı 47,09 ve Aralık ayı 44,38...
Bu rakamları bile toplayıp yıllık, yani 12'ye bölseniz bile % 61,36 gibi bir rakam çıkıyor. Son ay her nasılsa önceki aya göre 1,03 arttığı gerekçesi ile emekli maaşlarına % 15,75 artış yapılıyor. Kardeşim soru çok açık ve net ülkede % 44,38 enflasyon çıkarken, bütün devletin aldığı vergi, harç ve üvesaire ücretlere % 43,94 zam yapılırken emeklilere neden yüzde 15,75 artış yapıyorsunuz.
Hadi bunları geçtim, bir ayçiçek yağından örnek veriyorum. Ünlü bir markanın 5 litre ayçiçek yağı 2024 yılının başlarında 165 lira olurken bugün aynı markaya ortalama olarak 339 lira etiket yapıştırılmış. Bu nasıl bir hesap, bu nasıl bir anlayış. Zaten 23 yıldır yapıyorsunuz da hadi 2024 yılı emekli yıl dediniz, bu yıl bari yapmayın.
Bu işlerin arasında bir de 14 bin lirayı, “Allah bereket versin, bana yetiyor da artıyor bile” diyen tuzu kurular ya da troller çıkıyor ortaya. İnsaf be kardeşim. Onu bunu boşverin de şu gelen yıllar elektrik, su, doğalgaz, akaryakıt, odun-kömür fiyatlarına bir yığın zam yapıldı. Zamlar adeta otomatiğe bağlandı. Sanırım 2024'de bitiremediğiniz emekliyi 25'de halledeceksiniz!...
Evet, şimdi de 2025 yılındayız. Ve bu yılı da “Aile Yılı” ilan ettik. Açıklamanın hemen arkasından ne hikmetse “3 çocuk” talebi yine ortaya çıktı. İnsanlar bu şartlarda kendini zor geçindirirken 3 çocuğun her türlü külfetiyle nasıl baş edecek.
Açıkçası merak edenler bizim ülkemizde ve Avrupa ülkelerinde doğum, ana-baba, çocuk, aile yardımı alanları zahmet olmazsa bir kıyaslasınlar. Aile yılını değil de aile olarak yıllardır nasıl bir refah içinde olduklarını bir görsünler.
Ben bu kadar ilginç durumlara 600 tane milletvekilinin neden ses çıkarmadığını, özellikle dar gelirli vatandaşların, emeklilerin, asgari ücretlilerin durumlarını mecliste neden ele almadıklarını merak ediyorum doğrusu. Bunlar vatandaşlarına hiç mi sahip çıkmazlar!...
Şimdilik bu yılı da güçlüklere, sıkıntılara kurban ettik. Geçen yıl avunduğumuz emekliler yılı ile bu yıl da aile yılı adıyla avutulacağız. Da ondan sonra sıra kime gelecek?...