Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

NEREYE VARACAK BU İŞLERİN SONU

Sıkılıyoruz, bunalıyoruz aynı zamanda da çare aramıyoruz. Yaptığımız iş sadece kızmak, tartışmak, kavga etmek. Nereye varacak bu işlerin sonu?... Sokaklarda, kenar kuytularda küçük yaştaki çocukları görüyorum, ellerinde sigara, sanki şey çeker gibi içiyorlar. üzülüyorum, kızıyorum ama bir şey diyemiyorum. Çünkü demeye kalksam anne-babası gelse, “sen ne karışıyorsun, sana ne benim çocuğumdan” diye kesin kavga ederler. Ben bunlara üzülürken ve hiçbir şey yapamazken bu defa yine küçük yaşlardaki kız çocukları ancak sokaklarda alenen ellerinde sigara tüttürüyorlar. Dediğim gibi herkes aynı düşüncelerle ne bir şey diyebiliyor ne karışabiliyor. Her şeyi geçtim bir özenti olarak başladıkları sigaranın hiçbir işe yaramadığını, “parasını ellerin aldığını, dumanını yellerin aldığını” kime, nasıl anlatalım. Bu konularda iş maalesef ebeveynlere düşüyor. Zira çoğunluğu da sen bir şey söylersen ters davranacakları gibi, bazıları da; “sen böyle bir durumu gördüysen niye cezasını vermedin ki?” diyebiliyorlar. Gerçekten çok zor bir durum. En önemlisi bugün sigara, yarın.... Nereye varacak bu işlerin sonu?... Diyorum ya, işler gerçekten çok zor. Toplum duyarsız, kaba, akıl almaz bir kimliğe büründü. Nereye varacak bu işlerin sonu?... Dün hastaneye gittim. İnsanlar hastalığına çare, derdine deva aramanın peşine düşmüş. Koridor kalabalık, insanlar hem kendisinin çağrılmasını bekliyor, hem de ekranda kendi ismini görmenin çabasında. Gençten bir kadın koridorda ilerlerken haliyle kalabalık geçişi engellemekte. Kadın sert ve yüksek bir sesle; “MÜSADE EDER MİSİNİZ?” diyerek hızla geçti gitti. Kafamı bir sola bir sağa çevirdiğimde aynı kadının da zaten geçişi oldukça zor olan koridorun ortasına dikilip beklemeye başladığını gördüm. Yani başımın derde girmeyeceğini bilsen inanın yanına gidip, “kardeşim 1 dakika önce bu kalabalık koridordan geçmek için kızgın bir halde müsade istedin ama hemen ardından kendin de orta yerde beklemeye başladın. Bu nasıl bir iş” demeye cesaret edemedim. Biz yazıyor, yazıyor galiba kendimiz okuyoruz. Tamam, okumayı sevmiyoruz, bilgilenmeyi istemiyoruz ama şu önümüze gelen gazeteleri de bir satır okumaya çalışalım. Aynı gün, aynı hastanede bu kez tahlil yaptırmak için kan vermeye gittim. Önümde iki üç kişi var, onları bekliyorum. Daha sonra da bir vatandaş geldi, elinde muhtemelen yapılacak tahlille ilgili bir not var: “Sırada mısınız” dedi, “evet” dedim. Ancak yine de elindeki not kağıdını bekleyenlerden önce görevliye uzattı. Benimle birlikte diğer sırada bekleyen insanlar “kardeşim sıra var, siz de sıranızı beklesenize” deyince tafralı şekilde kağıdı geri almak zorunda kaldı. Yani bu ve bunun gibi yüzlerce olay yaşanıyor. Ben kendi adına garipseniyorum. Ancak insanlar da ne yazık ki, saygı, sevgi, anlayış kavramını bir kenara atıverip, “gemisini yüzdüren kaptan” hareketine kalkışıveriyor. İyi, güzel de hani hak, hukuk, hoşgörü. Bizler böyle basit işlerde bile hayatımızı, ülkemizi düzene sokamazsak nasıl bir dünyada yaşamayı hayal ediyoruz. Ayrıca da peşinen söyleyeyim bu gidişle bu işlerin sonu ilkel çağlarda yaşanan bir dünya düzenine döner, haberiniz olsun...
Ekleme Tarihi: 22 Kasım 2024 - Cuma

NEREYE VARACAK BU İŞLERİN SONU

Sıkılıyoruz, bunalıyoruz aynı zamanda da çare aramıyoruz. Yaptığımız iş sadece kızmak, tartışmak, kavga etmek. Nereye varacak bu işlerin sonu?...
Sokaklarda, kenar kuytularda küçük yaştaki çocukları görüyorum, ellerinde sigara, sanki şey çeker gibi içiyorlar. üzülüyorum, kızıyorum ama bir şey diyemiyorum. Çünkü demeye kalksam anne-babası gelse, “sen ne karışıyorsun, sana ne benim çocuğumdan” diye kesin kavga ederler. Ben bunlara üzülürken ve hiçbir şey yapamazken bu defa yine küçük yaşlardaki kız çocukları ancak sokaklarda alenen ellerinde sigara tüttürüyorlar.
Dediğim gibi herkes aynı düşüncelerle ne bir şey diyebiliyor ne karışabiliyor. Her şeyi geçtim bir özenti olarak başladıkları sigaranın hiçbir işe yaramadığını, “parasını ellerin aldığını, dumanını yellerin aldığını” kime, nasıl anlatalım. Bu konularda iş maalesef ebeveynlere düşüyor. Zira çoğunluğu da sen bir şey söylersen ters davranacakları gibi, bazıları da; “sen böyle bir durumu gördüysen niye cezasını vermedin ki?” diyebiliyorlar. Gerçekten çok zor bir durum. En önemlisi bugün sigara, yarın....
Nereye varacak bu işlerin sonu?...
Diyorum ya, işler gerçekten çok zor. Toplum duyarsız, kaba, akıl almaz bir kimliğe büründü. Nereye varacak bu işlerin sonu?...
Dün hastaneye gittim. İnsanlar hastalığına çare, derdine deva aramanın peşine düşmüş. Koridor kalabalık, insanlar hem kendisinin çağrılmasını bekliyor, hem de ekranda kendi ismini görmenin çabasında. Gençten bir kadın koridorda ilerlerken haliyle kalabalık geçişi engellemekte. Kadın sert ve yüksek bir sesle; “MÜSADE EDER MİSİNİZ?” diyerek hızla geçti gitti. Kafamı bir sola bir sağa çevirdiğimde aynı kadının da zaten geçişi oldukça zor olan koridorun ortasına dikilip beklemeye başladığını gördüm. Yani başımın derde girmeyeceğini bilsen inanın yanına gidip, “kardeşim 1 dakika önce bu kalabalık koridordan geçmek için kızgın bir halde müsade istedin ama hemen ardından kendin de orta yerde beklemeye başladın. Bu nasıl bir iş” demeye cesaret edemedim.
Biz yazıyor, yazıyor galiba kendimiz okuyoruz. Tamam, okumayı sevmiyoruz, bilgilenmeyi istemiyoruz ama şu önümüze gelen gazeteleri de bir satır okumaya çalışalım.
Aynı gün, aynı hastanede bu kez tahlil yaptırmak için kan vermeye gittim. Önümde iki üç kişi var, onları bekliyorum. Daha sonra da bir vatandaş geldi, elinde muhtemelen yapılacak tahlille ilgili bir not var: “Sırada mısınız” dedi, “evet” dedim. Ancak yine de elindeki not kağıdını bekleyenlerden önce görevliye uzattı. Benimle birlikte diğer sırada bekleyen insanlar “kardeşim sıra var, siz de sıranızı beklesenize” deyince tafralı şekilde kağıdı geri almak zorunda kaldı.
Yani bu ve bunun gibi yüzlerce olay yaşanıyor. Ben kendi adına garipseniyorum. Ancak insanlar da ne yazık ki, saygı, sevgi, anlayış kavramını bir kenara atıverip, “gemisini yüzdüren kaptan” hareketine kalkışıveriyor. İyi, güzel de hani hak, hukuk, hoşgörü.
Bizler böyle basit işlerde bile hayatımızı, ülkemizi düzene sokamazsak nasıl bir dünyada yaşamayı hayal ediyoruz. Ayrıca da peşinen söyleyeyim bu gidişle bu işlerin sonu ilkel çağlarda yaşanan bir dünya düzenine döner, haberiniz olsun...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.