Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

EĞİTİMİN HALİ

Eğitim konusunda oldukça sık yazıyorum. Bu konularda olduğu gibi geçmişte çok yazdım, “bu DERSHANELER kaldırılmalıdır” diye. Nedenlerini de uzun uzadıya sıralamıştım. Yaşamının neredeyse 30 yılını bu mesleğe vermiş biri olarak eğitimin ciddi bir iş olduğunu, MİLLİ olarak sürdürülmesini ve daha önemlisi de hükümetlerin değil devletin bir eğitim politikası olması gerektiğini anlatmıştım. Ne var ki iktidar cesaretle dershaneleri kaldırırken, onları özel öğretim kurumlarına çevirmekle doğru bir yol izlemedi. Bu konuda alınan radikal kararlar ne kadar olumlu oldu ise, açılan okullar da o kadar hatalı olmuştur. Devlet okulları ve onun öğretmenlerine bu okullardaki kadar görev ve sorumluluk verilerek sonuç alınmaya çalışılmalıydı. Üzülüyorum.. Fiziksel yapıları OKUL olmaya müsait olmayan bir çok eski dershane şimdi OKUL tabelası ile karşımda durdukça inanın üzülüyorum. Ne bir sosyal alanı var ne de oyun alanları.. Kapı önlerinde bir tarafta öğrenciler öbür köşede öğretmenler sigara içmekle meşguller teneffüs aralıklarında. Elbette bu işi için uygun olanları da mevcut. Onlara söz etmiyoruz anlayacağınız. Şehir içinde aralara sıkışmış olanları bize dert olan. Hatta geçmişte yan yana iki kapı bir dershaneye öbürü birahaneye çıkıyordu. Üzülüyordum.. Eğitimde sorunlar daha uzun süre bitmez.  Bu girişimlerin öncesinde gerekli denemeler yapılamadan, kurulan eğitim sistemi yol devam ederken değişikliklere uğruyorsa anlayacaksınız ki ARIZA var.. Çocuklarımız sınav maratonundan kurtulmuş değiller. Bir de müfredat üzerinde mutabakat sağlanamıyorsa başarı gelmesi pek olası değil gibi görünüyor. Çeşitli kademelerde soruların deşifre olması, çalınması vb. olaylar yaşandığından kimsenin inanası gelmiyor. Aslında daha çok önemsediğim bir sorun da TAŞIMALI eğitim. Başladığı günden beri hangi sorunlar çözümlendi bilemiyorum ama, ülkenin 40 bin köyünde birer İLKOKUL varken ve hatta birçoğunda ORTA öğretim kurumu varken şimdi taşımalı eğitim sayesinde bu okullar yok artık. Kimi bakımsızlıktan yıkılmaya yön tutmuş, kimi kümes, kimi başka amaçlar için terk edilmiş durumda. En acısı da artık köylerimizde ÖĞRETMEN bulunma-masıdır. Köylerimizi aydınlatan o güzelim insanlar artık yoktur. Elimde konuyla ilgili veriler yok. Masraflar ne kadar düşmüş, eğitim ne kadar başarıya ulaşmış bilemiyorum ama bana soracak olursanız doğru olmadı diyorum. Elimde imkan olsa köylerde yeniden okulların açılması için ne gerekiyorsa yaparım. Milletin efendisine hizmeti ayağına götürürüm. İşte bu ahval ve şerait içinde 24 KASIM ÖĞRETMENLER günü yaklaşııyor. 24 Kasım millet mekteplerinin açılış günü öğretmenlerimize verilmişti. 1980'den beri kutlanmakta.. Ekim de dünya öğretmenler günü olarak anılmaya devam ediyor. Yıllar geçmesine rağmen hala sorunlar devam etmektedir. Eğitim yeniden dizayn edilmek için beklemektedir. Müfredatlar gün be gün tadilata uğratılarak kalıcı bir çözüm bulunamamıştır. Çağdaş ülkeler seviyesine daha kısa yoldan ulaşmamızın en kolay yolu eğitime yapılacak yatırımdır. Nasıl ki ANAYASA için tüm partilerin mutabakatı uygun olur diyorlarsa eğitimde de tüm siyasi partilerin üzerinde uzlaşacağı MİLLİ bir eğitim, çağdaş koşullara uygun olmak üzere hayata geçirilmelidir. Hele hele öğretmen yetiştiren kurumların da kapatılmış olması daha başka bir handikaptır. Siz ne derseniz deyin ben ÖĞRETMEN yetiştiren kurumların yeniden kurulması ve mümkünse KÖY ENSTİTÜLERİ ayarında olması ülkemiz ve geleceğimiz için en doğrusudur diyorum. Geçmişte açılışı olay, kapanışı olay olan bu eğitim kurumlarının yaparak, yaşayarak öğrenmeye ve üretime yönelik insan yetiştirme adına yapılacak önemli atılımlardan biri olacaktır. Siyasi çıkarlar bir kenara bırakılıp MİLLİ EĞİTİM yeniden çağa uygun olarak şekillendirilmelidir. Bu arada geçmiş haftaya damgasını vuran ÇOCUKLARA taciz ile ilgili çıkarılmak istenen yasanın toplumun büyük bölümü tarafından kabul görmemiş olmasının vekillerimiz tarafından dikkate alınmasını, yasaların toplumda yeni yaralar açılmasına olanak sağlamamasını umuyorum. Ulusça sıkıntılı günlerden geçiyoruz. Bir çok sorun üst üste gelmiş, hepsi de ayrı ayrı çözüm bekliyor. ABD yeni başkanını seçmiş, piyasalar almış başını gidiyor. Irak ve Suriye’de akan kan, TERÖR belası, AB’nin ülkemiz adına yapmadığı onlarca konu, arada bir yaptığı tehditkar tutumlar, idam cezasının yeniden gündeme gelmesi, başkanlık tartışmaları, yeni ANAYASA çalışmaları ve ekonomide yaşanan olumsuzluklar arasında ÖĞRETMENLER GÜNÜ kutlamak nasıl olacak, ne kadar doğru olacak. Şöyle avazımız çıktığı kadar; .            “Alnımızda bilgilerden bir çelenk, Nura doğru can atan TÜRK genciyiz Yer yüzünde yoktur, olmaz TÜRK’e denk, Korku bilmez soyumuz... Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun, Yurdum seni yüceltmeye AND’lar olsun...” diye bağırabilecek miyiz. Yürekten söylediğimiz bu “Öğretmen Marşı” gökyüzünü çınlatacak mı? Eğitime verdiğim emekler için inanın çok huzurluyum, çok mutluyum ve hala da eğitim için çalışmaya gönüllüyüm. 65 yaşına gelmiş elinde indirimli otobüs kartı olan birisi olsam da eğitim için hala içimdeki heyecanın varlığını hissetmekteyim. Ne diyelim yine de tüm ÖĞRETMENLERİN, öğretmenlerimizin gününü kutluyorum..
Ekleme Tarihi: 22 Kasım 2024 - Cuma

EĞİTİMİN HALİ

Eğitim konusunda oldukça sık yazıyorum. Bu konularda olduğu gibi geçmişte çok yazdım, “bu DERSHANELER kaldırılmalıdır” diye. Nedenlerini de uzun uzadıya sıralamıştım. Yaşamının neredeyse 30 yılını bu mesleğe vermiş biri olarak eğitimin ciddi bir iş olduğunu, MİLLİ olarak sürdürülmesini ve daha önemlisi de hükümetlerin değil devletin bir eğitim politikası olması gerektiğini anlatmıştım. Ne var ki iktidar cesaretle dershaneleri kaldırırken, onları özel öğretim kurumlarına çevirmekle doğru bir yol izlemedi.
Bu konuda alınan radikal kararlar ne kadar olumlu oldu ise, açılan okullar da o kadar hatalı olmuştur. Devlet okulları ve onun öğretmenlerine bu okullardaki kadar görev ve sorumluluk verilerek sonuç alınmaya çalışılmalıydı. Üzülüyorum..
Fiziksel yapıları OKUL olmaya müsait olmayan bir çok eski dershane şimdi OKUL tabelası ile karşımda durdukça inanın üzülüyorum. Ne bir sosyal alanı var ne de oyun alanları..
Kapı önlerinde bir tarafta öğrenciler öbür köşede öğretmenler sigara içmekle meşguller teneffüs aralıklarında. Elbette bu işi için uygun olanları da mevcut. Onlara söz etmiyoruz anlayacağınız. Şehir içinde aralara sıkışmış olanları bize dert olan. Hatta geçmişte yan yana iki kapı bir dershaneye öbürü birahaneye çıkıyordu. Üzülüyordum..
Eğitimde sorunlar daha uzun süre bitmez. 
Bu girişimlerin öncesinde gerekli denemeler yapılamadan, kurulan eğitim sistemi yol devam ederken değişikliklere uğruyorsa anlayacaksınız ki ARIZA var.. Çocuklarımız sınav maratonundan kurtulmuş değiller. Bir de müfredat üzerinde mutabakat sağlanamıyorsa başarı gelmesi pek olası değil gibi görünüyor. Çeşitli kademelerde soruların deşifre olması, çalınması vb. olaylar yaşandığından kimsenin inanası gelmiyor.
Aslında daha çok önemsediğim bir sorun da TAŞIMALI eğitim. Başladığı günden beri hangi sorunlar çözümlendi bilemiyorum ama, ülkenin 40 bin köyünde birer İLKOKUL varken ve hatta birçoğunda ORTA öğretim kurumu varken şimdi taşımalı eğitim sayesinde bu okullar yok artık.
Kimi bakımsızlıktan yıkılmaya yön tutmuş, kimi kümes, kimi başka amaçlar için terk edilmiş durumda. En acısı da artık köylerimizde ÖĞRETMEN bulunma-masıdır. Köylerimizi aydınlatan o güzelim insanlar artık yoktur. Elimde konuyla ilgili veriler yok. Masraflar ne kadar düşmüş, eğitim ne kadar başarıya ulaşmış bilemiyorum ama bana soracak olursanız doğru olmadı diyorum. Elimde imkan olsa köylerde yeniden okulların açılması için ne gerekiyorsa yaparım. Milletin efendisine hizmeti ayağına götürürüm.
İşte bu ahval ve şerait içinde 24 KASIM ÖĞRETMENLER günü yaklaşııyor. 24 Kasım millet mekteplerinin açılış günü öğretmenlerimize verilmişti. 1980'den beri kutlanmakta.. Ekim de dünya öğretmenler günü olarak anılmaya devam ediyor. Yıllar geçmesine rağmen hala sorunlar devam etmektedir. Eğitim yeniden dizayn edilmek için beklemektedir. Müfredatlar gün be gün tadilata uğratılarak kalıcı bir çözüm bulunamamıştır. Çağdaş ülkeler seviyesine daha kısa yoldan ulaşmamızın en kolay yolu eğitime yapılacak yatırımdır. Nasıl ki ANAYASA için tüm partilerin mutabakatı uygun olur diyorlarsa eğitimde de tüm siyasi partilerin üzerinde uzlaşacağı MİLLİ bir eğitim, çağdaş koşullara uygun olmak üzere hayata geçirilmelidir. Hele hele öğretmen yetiştiren kurumların da kapatılmış olması daha başka bir handikaptır.
Siz ne derseniz deyin ben ÖĞRETMEN yetiştiren kurumların yeniden kurulması ve mümkünse KÖY ENSTİTÜLERİ ayarında olması ülkemiz ve geleceğimiz için en doğrusudur diyorum. Geçmişte açılışı olay, kapanışı olay olan bu eğitim kurumlarının yaparak, yaşayarak öğrenmeye ve üretime yönelik insan yetiştirme adına yapılacak önemli atılımlardan biri olacaktır. Siyasi çıkarlar bir kenara bırakılıp MİLLİ EĞİTİM yeniden çağa uygun olarak şekillendirilmelidir.
Bu arada geçmiş haftaya damgasını vuran ÇOCUKLARA taciz ile ilgili çıkarılmak istenen yasanın toplumun büyük bölümü tarafından kabul görmemiş olmasının vekillerimiz tarafından dikkate alınmasını, yasaların toplumda yeni yaralar açılmasına olanak sağlamamasını umuyorum.
Ulusça sıkıntılı günlerden geçiyoruz. Bir çok sorun üst üste gelmiş, hepsi de ayrı ayrı çözüm bekliyor. ABD yeni başkanını seçmiş, piyasalar almış başını gidiyor. Irak ve Suriye’de akan kan, TERÖR belası, AB’nin ülkemiz adına yapmadığı onlarca konu, arada bir yaptığı tehditkar tutumlar, idam cezasının yeniden gündeme gelmesi, başkanlık tartışmaları, yeni ANAYASA çalışmaları ve ekonomide yaşanan olumsuzluklar arasında ÖĞRETMENLER GÜNÜ kutlamak nasıl olacak, ne kadar doğru olacak.
Şöyle avazımız çıktığı kadar;
.
           “Alnımızda bilgilerden bir çelenk,
Nura doğru can atan TÜRK genciyiz
Yer yüzünde yoktur, olmaz TÜRK’e denk,
Korku bilmez soyumuz...
Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun,
Yurdum seni yüceltmeye AND’lar olsun...”
diye bağırabilecek miyiz. Yürekten söylediğimiz bu “Öğretmen Marşı” gökyüzünü çınlatacak mı?
Eğitime verdiğim emekler için inanın çok huzurluyum, çok mutluyum ve hala da eğitim için çalışmaya gönüllüyüm. 65 yaşına gelmiş elinde indirimli otobüs kartı olan birisi olsam da eğitim için hala içimdeki heyecanın varlığını hissetmekteyim.
Ne diyelim yine de tüm ÖĞRETMENLERİN, öğretmenlerimizin gününü kutluyorum..
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.