Dün 57. yayın yılımızın son gününü tamamladı. Bugün ise 4 Ekim 2024 gününde yayın hayatının yeni bir gününe merhaba dedik. Her 3 Ekim’de tamamlanan bir yayın yılının arkasından güzel duygularla onu gönderirken yepyeni hedeflerle, daha iyiye, güzele doğru yola çıkmanın, yeni bir yayın dönemine girmenin heyecanını yaşıyoruz. Bu heyecanımıza ortak olan sevgili okurlarımıza, değerli takipçilerimize de ilk baştan teşekkürlerimizi gönderiyoruz. Bize değer veren, destek olan, yaptığımız işin ne denli önemli olduğunu kavrayan güzel insanlara selamlar olsun... İlk olarak gerçekleri masaya yatırıp, durumu değerlendirip gazeteciliğin ne olduğunu konuşmak gerekiyor. Gazetecilik nedir?.. Bu sorunun cevabını ilk adımda herkes gibi internete sorup aktarmak kolay geliyor. Burada diyor ki; Gazetecilik, olayların, olguların, fikirlerin ve insanların etkileşimi üzerine toplumu en azından bir dereceye kadar doğru bilgilendiren raporların araştırılması, yayınlanması ve dağıtımıdır. Bir isim olarak gazetecilik mesleği (profesyonel olsun ya da olmasın), bilgi toplama yöntemleri ve editoryal edebi tarzlar için geçerlidir. Başka bir tarifte de, “Gazeteci; haberleri dürüst, etik ve tarafsız bir şekilde araştırma, belgeleme, yazma ve sunma ile görevli meslek profesyonellerine verilen unvandır”, denilir. Bakınız, buradaki “dürüst” ve “tarafsız” kelimesi çok önemlidir. Yani gazeteciliğin en önemli iki ilkesi dürüst ve tarafsız olmaktır. Günümüzde böyle bir gazetecilik yapmak zor bir iş. Daha önemlisi gazetecilik yapmak çok zor bir iş!.. Ülkemizin bugünkü siyasi ortamında gazeteci olmak ya muhalefet olmak ki, kapsamında bir sürü hakaretleri de taşımaktadır ya da yandaş olmak zorundasınızdır. Başka türlü de ayakta kalma, yaşama şansınız yoktur.  Evet, aslında gazeteci olarak tarafsız, bağımsız ve dürüst olmak gerekiyor. Aksi halde mutlaka birilerinin kayığına binip onun doğrularını doğru yazarken yanlışlarını da doğru yazmak zorunda kalırsınız. Yakayı kaptırdığınız andan itibaren buna mecbursunuz. Yoksa sizin gazetenizi kapatırlar, sizi işten çıkarırlar, başka yerde çalışmanızı engellerler kısacası sizi “silerler, yaşatmazlar!”... İşin doğrusu biz, çok küçük bir azınlıkla birlikte bu işi hakkıyla, hukukuyla, adaletli, tarafsız ve dürüst bir şekilde yapmaya çalışıyoruz. Zaten bu şekilde yapamayacak olursak da bu işi yapmamayı tercih ederiz. Çünkü atadan aldığımız terbiye ve ahlâk bizlere bunu emretmiştir. Bu sebepledir ki 58 yıldır aleni olarak hiç kimsenin aleyhine yazı, haber yapmamışızdır. Birilerinin keyfi için başka birilerini hedef göstermemişizdir. Üç kuruş para için asla ve asla bir tek haber yapmamış, birilerinden menfaat sağlamak için şantajlı montajlı tehdit içeren saldırılarımız olmamıştır. Piyasadaki gazeteci gibi davranan, bu işten menfaat uman, gazeteciliği kendi maddi, manevi, siyasi, ticari işleri için kullanan kılık değiştirmiş kişiler de bizleri ilgilendirmez. Bir gazeteci tanıdığım verdiği demeçlerden birinde, ”gazetecilik para kazanılacak meslek değildir” diye açıklama yapmış. İlk duyduğumda garipsedim, hatta tepki gösterdim. “Ne demek yani, bu işi yapıyoruz, para kazanmayalım ama bu işin de önemli oranda maddi bir külfeti var, onu ne yapacağız” diye düşündüm. Ama öte yandan da durumu ince ince düşündüğümüzde maalesef iş paraya döndüğünde mutlaka birilerinin güdümüne girmekten başka çareniz kalmaz. Yani bu işler biraz özel konular olsa da yaşadığımız olumsuzlukları da ele almak zorundayız. Bunca yıl adliyesiz, mahkemesiz, kavgasız, dövüşsüz geçti ise bunun altında yatan en önemli sebeplerin başında işimizi DÜRÜSTÇE yapmamız faktörü gelmektedir. Günümüz şartlarında yerel gazetelerin yok olmasının fitili ateşlenirken bizlerin de ne zamana kadar direnip mücadele edeceğimiz belli değildir. Ama şartların elverdiği sürece de bu işi sürdürmek düşüncesindeyiz.  Onurla geçen 58. yılımız hepimize kutlu olsun...