Serin havaların kendini göstermesiyle anlıyoruz ki; bu sonbahar kışın habercisidir. Sahil beldelerinde halâ denize giriyoruz deseler de bu saatten sonra yazla vedalaşmak gerekiyor. Evet, yaz sona erdi. Düğünler hemen hemen bitti. Piknik mevsimi de tamamlandı. Bu yıl yangınlardan dolayı kısıtlamalı bir piknik mevsimi yaşanda da ilçemizin yegane mesire alanı Evrendede yoğun ziyaretçi potansiyelini ağırlayabildi. Evrendede!.. Eşsiz bir mesire alanı. Her ne kadar eski günlerinden eser kalmada da Banaz Belediyesi’nin gayretleriyle yine de örnek teşkil edebilecek bir güzelliğe sahip. Bazı vatandaşlar gibi bizler de bu eşsiz doğaya, temiz havaya sahip güzel yerin kıymetini biliyoruz. Zaman zaman gittiğimizde burayı temiz kullanma, temiz bırakma, çevreye zarar vermeme, diğer insanları rahatsız etmeme konularında olağanüstü hassas davranmaya çalışıyoruz. Her piknikçinin yapması gerektiği gibi. Zaten önemli olan da bu değil midir? Sen kafanı dinlerken, eğlenirken başkalarını rahatsız etmen, çevreyi kirletmen doğru mudur? Tabii ki bunlar olması gerekenler. Bizlerin istisnasız yapmamız gereken davranışlar. Ancak çoğu zaman bu böyle olmuyor. İnsanlar buraları babasının malı gibi kullanıyor, her türlü çöpünü, pisliğini ortalığa saçıp gidiyor.  Bir de s*çıp gidenler var. Gerçekten temizlikten, intizamdan, dini terbiyeden, insanlıktan nasibini almamış insan müsvetteleri var. Önceki hafta Evrendede’nin tuvaletlerinde Afrika’daki kabilelerde göremeyeceğiniz manzaralara şahit olduk. Buraları kullanan şahıslar oraya buraya, ta yukarılara kaçar her bir yeri halletmişler. Buralarla ilgili fotoğrafları da tiksinerek çektik ama basın ahlâkı gereği haberini yapamadık, resimleri de kullanamadık. Be kardeşim, bu kadarcık da bir aile terbiyesi görmedin mi? Senden sonra orayı kullanacak insanları düşünmedin mi? Sen o tuvalete girdiğinde öyle bir manzarayla karşılaşsan ne düşünür, nasıl davranırdın. Hadi hepsini geçtim de senin dinin sana temel olarak üç unsuru; temizlik, ahlâk, iyi insan olmayı emretmiyor mu? Ben kendi adıma hem orayı temizleyen görevliler-den, hem de insanlığımdan utandım. Ama senin utanmamanı da bu davranışından sonra normal karşılıyorum artık. Ne halin varsa gör, insan müsvettesi!... Bu konuya bağlı olarak ikinci bir konuyu daha aktarmayı görev olarak görüyorum. İnsanların aileleriyle toplu olarak bulunduğu piknik alanlarında, düğün-derneklerde, kalabalık mekanlarda karşılaştığımız bir durum oluyor, KÜFÜRLÜ KONUŞMAK!. İsteye isteye yine aynı hitapta bulunacağım, “bre İNSAN MÜSVETTESİ, sen nasıl bir kişiliğe sahipsin ki üç dakikalık konuşmanda ağzında beş defa küfür sarfediyorsun. Ahlaksız herif, bir adım ötedeki ailelerden, genç kızlardan, çocuklardan utanmıyorsun, bari yanındaki 12-14 yaşındaki gençlerden bari utan. Yarın onlar da senin karının, kızının yanında pis pis küfürlerle konuştuğunda ne diyeceksin. “Aferin sana, ağzına sağlık” mı, yoksa ailelerin ve çocukların yanında bu işin yanlış olduğunu mu söyleyeceksin. İyi ama onlara bu terbiyesizce konuşmayı, ulu orta yüksek sesle küfürlü sohbetleri sen öğretmedin mi?... Konuya birkaç kişi müdahale edecekti ama dinlenmeye, eğlenmeye gelen insanlar da ortam gerilir, kavga dövüş olur diye durumu sineye çektiler. Ne kadar üzücü bir durum değil mi?.. Çok tahmin etmiyorum, anan-baban, öğretmenlerin  böyle öğretmemiştir sana. Toplum içinde konuşmayı, davranmayı, güzel ahlakı bu saatten sonra öğreneceğini düşünmüyorum zaten. Ama yazıklar olsun sana, yazıklar olsun delikanlılığına ve yazıklar olsun insanlığına diyorum.