Bu beş harften oluşan en güzel kelimelerden biridir BARIŞ.. Her insanın ağzına yakışır. Hele insanlığa daha çok yakışır.. Ağızlarına yakışmayanların yüreklerinin derinliklerine kadar iyice nüfuz edilmeli.
Evet 1 “Eylül Dünya Barış Günü”. Doyasıya kutlanmalı ve gereği için elden ne geliyorsa yapılmalı. Her şey BARIŞ’a uzanmalı, yollar BARIŞ’a çıkmalı, umutlar BARIŞ için olmalı. Bu güzel günde de “Uşak’ın Kurtuluşu” coşkuyla kutlanmalı...
26 Ağustos Büyük Taarruz’un başlangıcı. Zafertepe’de düşmana son darbeyi vurmak için Mustafa Kemal son hazırlıklarını yapıyor. Uzunca yol kat eden askerlerimiz bir nebze dinlensin diye istirahatte. Komutanlar acele ediyor; “Paşam gece düşmana baskın verelim”... Mustafa Kemal’in gözleri ufukta, aklında binlerce plan. “Sakin olun” diyor.
“Asker dinlensin. Ben de yapacaklarımızı şöyle bir toparlayayım”. Ama komutanlar ısrar etse de Mustafa Kemal işin sabaha bırakılması için istifini bozmadan komutanları geri çekiyor. Sabah saatlerinde görünen manzara Mustafa Kemal’i haklı çıkarıyor ve başlayan Büyük Taarruz 9 Eylül de İZMİR’de noktalanıyor.
Ve 31 Ağustos Banaz’ımızın düşman işgalinden kurtulduğu gündür. Kutlanageldi ve ila nihaye de kutlanacaktır.
Yıllar yılı bu kutlamalara katıldım. Hiç aklımdan çıkmayan küçük bir anıdan söz edeyim. Giyinip kuşanmışız, neredeyse tüm BANAZ tören alanında. İstiklal Marşı ve yapılan konuşmalardan sonra ilçemiz eşrafından Halil ERÇAKIR elinde bir mavzerle kürsüye çıkıyor. Başında fötr şapka, belinde fişeklik. Hiç rastlamadığım ve yadırgadığımız bir görünüm. Zaten elindeki silahı görünce herkeste bir korku, heyecan ve kuşku var. “Acaba ne olacak” diye. Rahmetle andığım Halil Amca mikrofonu alıp. Kurtuluş Savaşı anılarını anlatıyor. Öyle içten, öyle coşkulu bir anlatımı var ki inanın hepimizin tüyleri diken diken oluyor. Düşmanın ilçemizi nasıl işgal ettiğini, aylarca nasıl işkencelerden geçtiklerini ve sonrasında onları nasıl kovduklarını anlattıkça bizler de sanki o günleri yaşamışçasına heyecanlanıyoruz. Ve bizler onların bu cesur, yiğitçe direnişleri neticesinde bu günleri yaşayabildiğimiz için onlara ve tüm silah arkadaşlarına sonsuz minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz.
Kurtuluş Savaşı günlerinde, daha 14'ünde olduğunu anlatan Çeçeli Katip Amca rahmetli Mehmet PINAR’ın anlattıkları da romanlara sığmayacak anılarla geçmişimize ışık olmuştu. Düşmana nasıl direndiklerini, Yunan komutanının emrindeki askerleri nasıl yanlış tarafa götürdüğünü, askerlerimize nasıl yardım ettiklerini ve çevreye haber ulaştırabilmek için onlarca kilometrelik yolları durmaksızın nasıl kat ettiklerini anlattıkça içimizdeki coşku tavan yapıyordu. O yürekli insanlar işte bizim bu günleri yaşamamızın yegane sebepleridir.
30 Ağustos ZAFER BAYRAMI’nda bu adsız kahramanları, Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını birkaç kelime ile anıp yadedmeyenlere ne demeli bilemiyorum. Ben kendi adıma KINIYORUM.
Biz hep BARIŞ istiyoruz ama bu koca dünyanın bazı küçük insanları savaş için ellerinden geleni yapmaktan geri durmuyorlar. Onların egolarını tatmin edebilmek için habire silah üretiyorlar, habire asker yetiştiriyorlar ve gözleri doysun diye çoluk çocuk, kadın erkek demeden binlerce insanı katlediyoruz. Yakışmıyor..
Biz BARIŞ istiyoruz. Dünya diken üstünde üçüncü dünya savaşı çıktı çıkacak. Yahu bu kaçıncı dünya savaşı . Dünyanın her yeri kaynayan kazan. Her iki komşudan biri savaş halinde isimlerini yazsak sayfalar yetmeyecek .Şöyle allım güllüm yaşayan kaç ülke var dünyada. Herkesin gözünü kan bürümüş. Dokunsanız patlayacak bomba gibiler. Yakışmıyor..
1 Eylül DÜNYA BARIŞ GÜNÜ’nde haydi hep birlikte haykıralım. “Eyyyy İnsanlar!.. Haydi BARIŞ’a, inadına BARIŞ’a.. Her attığımız adım BARIŞ’a olsun. Toprakları kanla sulanmış bu dünyayı daha fazla yormayalım. Elimizde kalem, dilimizde BARIŞ türküleri olsun.
Güzel Banazımızın güzel insanları, sizler de oturun düşünün karar verin. “İnadına BARIŞ” deyin. BARIŞ için olsun gayretleriniz. Geleceğimiz, çocuklarımız, torunlarımız için olsun tüm dualarımız. Ülkemizin güzel insanları, hep birlikte BARIŞ diyelim. Kötülükleri yok edelim.
Barış içinde yaşamanın keyfini çıkaralım tüm insanlık olarak.
Savaşların sona erdiği, kardeşliğin egemen olduğu bir dünya dileğiyle. Barışın sadece bir gün değil yıllar yılı yaşanması dileğiyle. Savaşın değil barışın sesinin duyulduğu bir dünya dileğiyle güzel bir dünya UMUT ediyoruz. Bu gün BARIŞ’a bir adım daha atmanın günüdür. BARIŞ sevgi ve saygıyla büyür. “1 Eylül Dünya Barış Günü”nde bu değerlerin tüm dünyaya yayılması dileğiyle.
BARIŞ... BARIŞ… BARIŞ...