“Bir dünya bırakın biz çocuklara,
Islanmış olmasın gözyaşlarıyla..”
Diye başlayan bu şarkı aslında bizlere çok şey anlatıyor. Yaşıyoruz ama gelin görün ki; ne içimiz rahat ne dışımız. Her şey kapkara ve bizler karamsarız. Yani sözün özü ruhumuz karardı.
Nedenleri o kadar çok ki anlatmak bile insanı yoruyor. Ülkelerin liderleri bitmek bilmeyen hırsları nedeniyle yaşamımızı karartıyorlar. Yaradan bizleri sınıyor desek bu kadar sınava ne akıl dayanır ne fikir. Biri bitmeden diğeri başlıyor ve bizim bütün gücümüz kuvvetimizi alıp gidiveriyor. Çare düşünmeye bile fırsat kalmıyor. Bütün bu olumsuzluklara rağmen arasından birkaç iyiyi seçip yaşama devam etmeye uğraşıyoruz.
Öncelik doğal afetlerde. Elbette çare var. Ama insanlarımız bu olayları yaşamadan işin farkına varamıyorlar. Depremler son yılların en büyük felaketi. Çare sağlam yapılar...
Ama dedim ya insan başına gelince bunları düşünüyor. Sonra yangınlar. Sanki abone olunmuş gibi orman yangınları her yıl başımızın belası. İçimiz yanıyor. Ama yine biz insanlar önlem almak için gayret göstermiyoruz. Ortalık yanıp kül olunca ahlar vahlar çekmeye devam ediyoruz.
Bazen çocukça düşünüyorum. 8-10 yaşlarındayken hiç yaşam derdi yokken ne güzelmiş dünya. Ekmek elden su gölden, dert yok tasa yok. Kendimizi oyunlara vermişiz yaşayıp gidiyor muşuz. Hani Affan dedeye para saysak bize çocukluğumuzu gene satar mı acaba?..
Ve insanoğlunun kendine yaptığı en büyük kötülük; SAVAŞ. Vallahi dünya bile bıktı ama. İnsanlar bıkmadı. Savaş..savaş..savaş... Ortalık kan gölü, giden canlar kadınlar çocuklar. İşte bu DADDAR liderler ne durdan anlıyor ne sustan. Ve silah tüccarları tırnaklarını sürtüyor birbirine. “Oh be!, yine başardık” diye. Bizlere de bir korku bir heyecan ve geleceğe güvenle bakamadığımız için ruhumuz kararıyor. Her tarafta savaş var biz hala 3. Dünya Savaşı çıkacak korkusuyla yaşıyoruz. İşte oluyor ve de durmayacak gibi devam ediyor. Ukrayna-Rusya Ssavaşı’nın ilk günlerinde birkaç güne kalmaz biter diye düşünmekteydik. Yıllar geçiverdi hala sürüyor ve nerede sonlanacağı belli değil. Filistin’in Hamas’la yaptığı baskın sonrası alevlenen İsrail Savaşı tüm hızıyla çevresine bulaşmaya devam ediyor. Suriye, Lübnan derken İran’a sıçrayıverdi. Fiili olmasa da savaşın içinde olan İran’da önemli bir ismin katledilmesi yangına körükle gitmenin bir bahanesi oldu. İran İsrail’e misilleme yapacak diye tüm dünya diken üstünde ve tabiidir ki İsrail halkı da oldukça tedirgin. Demir kubbenin kendilerini koruyacağını sananlar bile yaşamlarından endişe duyuyorlar. İsrail bir okula saldırdı ve yüzlerce insanı katletti.. Sebep hazır, arada Hamas askerleri sığınıyordu dedi. Yani artık ok yaydan çıkmış durumda nereye saplanacağı daha ne kadar insanı katledeceği meçhul. Biz de her Allah’ın günü dua etmekteyiz. Bize bulaşmasa bari. Ama insanoğlunun dili durmuyor ki.. Yok Ankara’yı vururuz, yok şöyle yaparız gibi tehditler. Bizde derlerdi ki hani sözüm meclisten dışarı “ısıracak köpek dişini göstermez”.
Görür müyüz bilemiyorum. Savaşların olmadığı çocukların ölmediği öyle huzurlu güvenli ve geleceğe umutla bakılan bir yaşam olur mu? Biraz zor olsa da olmayacak değil. İnsanlarımız istese bal gibi olur. Elbette bu yaşamda gerçekler var doğup büyüyüp yaşayıp öleceğiz. Ama neden insanca yaşayıp Genco’nun dediği gibi bu dünyada görevi tamamlayıp huzur içinde gitmeyelim.
Gençliğimizde Avrupa Kupası, Dünya Kupası, olimpiyatlar, Akdeniz Oyunları oldu mu, işi gücü bırakır televizyon karşısında saat mefhumu olmadan yerimizi alırdık. Gecenin üçü beşi demez izlerdik. Şimdilerde o kadar cezbetmiyor. Ama ne de olsa takımlarımız bu organizasyonda var oldukları için ucundan kıyısından izlemeye çalıştık. İlk akla gelen de voleybolcu kızlarımız oldu. Kazandıkları dünya kupasından sonra bizim umutlarımızı yükseklere taşıdılar. Güzel maçlar yaptılar. Kimileri işi olmadık mecralara çekerek karalamalar yapsa da kimilerinin hoşuna gitmese de her biri bizim gurur kaynağımız oldu. Ellerine yüreklerine sağlık, dördüncülük başarı olmasa da bize yeter diyebilirim. Diğer branşlarda yarışan sporcularımız da ellerinden geleni yaptılar. Altın olmasa bile elde ettikleri başarı da bizler için gurur vericidir. Olumlu düşünmek gerek. Hiç gidememekten iyidir.
Yeni TFF, yeni bir dönem ve ligler başladı. Her takıma başarılar dilerim. Kavgasız gürültüsü ve herkesin içine sineceği bir sezon olsun. Ve geçmiş yılı çok kötü noktalayan UŞAKSPORUMUZ için yeni dönem güzelliklerle gelsin. Geçmişi bir daha yaşamayalım.
Avrupa Futbol Şampiyonası, olimpiyatlar derken yine içimize dönelim ve kısır çekişmeleri bırakıp başarı kazanmanın yollarına bakalım. Bu bacasız sanayiyi iyi değerlendirelim. Unutmayalım bir şampiyon çıkar her zaman. Onu da alkışlamak düşer bizlere.
Gözyaşı olmayan, köpekleri ölmeyen, insanları mutlu, çocukları şen bir yaşamda hep birlikte olmak dileğiyle..